Tüm dünya ve ülkemiz COVİD-19 salgını nedeniyle sağlık, siyasal  ve ekonomik zorlu bir süreçten geçiyor. Salgın nedeniyle bir süredir ertelenen meslek odalarının, derneklerin ve baroların seçim süreci başladı. Bu süreç ile birlikte başka bir tartışmada başladı. Bu aslında uzun süredir iktidarın üzerinde durduğu ancak bir türlü uygun fırsat yakalayamadığı bir durumdu. Uygun ortam Ankara Barosunun Diyanet’in yaptığı bir açıklamaya karşı görüşü  fırsat bilinerek hemen uygulama konuldu. Başkanları ele geçirilse bile bir türlü ele geçirilemeyen barolar… Tabii ki bunun arkası da gelecekti: TTB ve TMMOB. İktidar COVİD-19 salgınında özverili ile çalışan ve gerçekleri dile getiren açıklamaları ile kamuoyunun desteğini de alan tabip odaları ve TTB’yi de işin içine katmayı şimdilik erteledi. Barolar en uygunu idi. Çünkü İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok baro hak-hukuk-adalet konusunda direniyor ve savunma susmayacak diye bağırıyordu. O yüzden en kısa zamanda baroların sesi susturulmalıydı.

Adana Tabip Odası, Etkin Demokrat Hekimler Listesi

AKP İktidarı yıllardır Türkiye Barolar Birliği, TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve TMMOB (Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği) üzerinde ne kadar baskı kurarsa kursun Türkiye Cumhuriyetinin bu temel yapı taşı olan kurumlarını ele geçirememiş ve ortadan kaldıramamıştı. Bugüne kadar hak-hukuk-adalet karşıtı söylemlere barolar; sağlıktaki olumsuz gidişata, sağlıkta dönüşümün hekimler üzerindeki yıkımına, sağlıkta şiddete karşı çıkan Tabip Odaları ve TTB; ülkenin her tarafının beton yığını haline getirilmesine, madenlerde yüzlerce kişinin ölmesine, imar plansızlığına karşı çıkan TMMOB olmuştu. Türkiye Barolar Birliği, TTB ve TMMOB sadece meslekî olarak değil, hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları, çevre, vs. gibi birçok alanda laik, demokratik, çağdaş Türkiye’de yaşamak için ortak mücadele ediyorlardı. Yıllardır devam eden bu ortak mücadele ruhu, iktidarı artık çok fazla rahatsız etmeye başlamıştı. Bu nedenle, tüm itirazlara rağmen önce ‘çoklu baro’ oluşturmak için Türkiye Barolar Birliği yasasında değişikliğe gitmeye karar verildi. Çünkü baro yasasını değiştirdikten sonra sırada TTB ve TMMOB olacaktı. Baroları böldükten sonra  TTB ve TMMOB’u bölmek daha kolay olacaktı. Burada amaç çoklu meslek örgütleri oluşturarak onları bölmek,  parçalamak ve etkinliklerini azaltmak, mesleki itibarlarını azaltmaktı.

İktidarın iddia ettiğinin aksine ‘çoklu tabip odaları’ veya ‘çoklu baro’ olduğu zaman meslek örgütleri siyasetin içine daha fazla çekilecektir. Ancak bu sistemi yapsalar bile avukatlar, hekimler ve mühendisler bu parçalanmaya izin vermeyecek yine çoğunlukla kendi meslekî yapılanmaları içinde davranmaya, hareket etmeye devam edeceklerdir. Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları daha iyi hekimlik ve daha iyi sağlık ortamı için yıllarca mücadele etmektedir. TTB’nin kamusalcı ve koruyucu tıbbı savunması ve bundan yıllardır her türlü baskı ortamına karşın taviz vermemesi COVİD-19 salgınında ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.

Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin başına gelenler  bir süre sonra  TTB ve Tabip Odaları’na da gelecektir. Bugüne kadar yapılan ve yapılacak olan tabip odası seçimlerinde çoğunlukla tek liste olarak seçime gidilmesi  zaten hekimlerin çoklu odaya karşı olduklarının da bir göstergesidir. TTB ve Tabip Odaları da aynı baroların ve avukatların yaptığı gibi bu duruma ellerinden geldiği kadar karşı çıkacaklar ve mücadele edeceklerdir. Bu nedenle 18-19 Temmuz’da yapılacak Adana Tabip Odası seçimleri önemlidir. Bu seçimlere tüm üye hekimler katılmalı odalarına sahip çıkmalıdırlar.

Editör: TE Bilisim