“Eller günahkar / Diller günahkar / Bir çağ yangını bu bütün /
Dünya günahkar / Masum değiliz, hiçbirimiz.”
(Sezen Aksu'nun 1993'te fail-i meçhul cinayetler ve Sivas Katliamı üzerine yaptığı şarkıdan.)
***
Gündem yoğun... Her konuda yazacak zamanımız yok... Ama yine de dipnot düşmeden geçemiyoruz...
Muhalif sanatçılara linç girişimi yeni değil.
Türkiye hapishaneleri yazar şair ve sanatçı dolu.
Sürgünde yaşamak zorunda kalan yüzlerce sanatçımız var.
Dışarıda olanlar ise ya korkudan susuyor ya da çıkardıkları ses yeterince duyulmuyor...
Her daim ses çıkaranları tenzih ederim elbette.
Ne diyeyim. Biz bu filmi daha önce görmüştük.
Şimdi gündem bu kadar ağır ve memleket karanlık iken birileri gündem olmak istiyor.
Mesela sol maskeli bir sanatçı "soysuz Araplar" diyor, bütün Arap dostlarımıza, hısımlarımıza, yoldaşlarımıza hakaret ediyor
bir diğeri terörist HDP diyor, milyonlarca Kürdü (ve ona oy veren Türkleri) hedef gösteriyor.
Bir devlet "adamı" "afedersiniz Ermeni" diye bir halkı aşağılamaya çalışıyor.
Örümcek kafalı bazı tipler sanatçıların kıyafetini gündem yapıyor.
Cumhurbaşkanı bir camide bir sanatçının Sezen Aksu' un dilini koparmaktan söz ediyor.
Bir grup da emir almış gibi sanatçının kapısına dayanıyor.
Amaç tüm muhalif sanatçılara göz dağı vermek.
Hülya Onur’un dediği gibi:
“Sonuçta ana rahminden çıkarken çıplak doğuyoruz. Bizi her türlü ahlak örtüsüyle sarmalayan bu sistem değil mi? Ne için, neden yaptığından ziyade bugüne kadar kadın bedenini sadece cinsel obje olarak gören mantığa vurmak gerekirken, Gülşen ‘in transparan kıyafeti, Sezen’in 5 yıl önce yaptığı/ yazdığı şarkıyı hedef tahtasına koyarak “vurun kahpelere” saldırısı tam da bu düzeneğin istediği cinsiyetçi saldırılardan değil mi? Her gün en rezilinden Müge Anlı’nın yaptığı gibi programları kaçırmayanlar, dini vakıflarda, yatılı kuran kurslarında, cemaatlerle, devletin çocuk esirgeme kurumlarında, cezaevlerinde onlarca çocuğa tecavüz edilirken, devlet yetkililerinin “Bir defadan bir şey olmaz.” dediği tecavüzü sahiplenen durumlara ses çıkarmayanların kadının kendi özgür iradesiyle seçtiği kıyafetlerde ahlakçı kesilenler, anladığınız o ahlak normları içinde en ahlaksızı olmuyor musunuz?”[i]
Diğer yandan
Açık veya gizli bazı ırkçı milliyetçi yazarlar, gazeteciler başkalarını ırkçı milliyetçi olmakla suçluyorlar. Faşist ya da şeriatçı kimlikleriyle tanınanlar başkalarını faşist ya da şeriatçı olarak suçluyorlar.
Mesela AKP.
Mesela İyi Parti.
Ama bir de gizli ırkçılar var.
Mesela Yilmaz Özdil. Roboski de 20'si çocuk yaşta onlarca insan devletin bombaları altında can verince, "iyi ama onlar zengin kaçakçıydı oh oldu ama katırlara üzüldüm" babında bir makale yazmıştı.
Şimdi bu adam istediği kadar sol görünsün, muhalif görünsün, toplumsal içerikli makale yazsın ne fayda...
Ayrıca yıllarca Hürriyet gazetesinde bol maaşla kalemşorluk yaptığını da unutmayalım.
Nerede yazdığını söyle nasıl bir insan olduğunu söyleyeyim...
Ve diğerleri.
Neyse uzatmayayım.
Hatası ile sevabı ile Sezen Aksu'yu seviyorum. Yanındayım.
Böyle kuru veya yaş gürültüye de pabuç bırakmayız.
Bunu da dipnot olarak düşeyim.
Ve Sezen Aksu'nun 5 yıl önce yazdığı bu gün hedefe konan şarkı sözleriyle bitireyim diyeceklerimi...
Şimdilik...
“Acısıyla tatlısıyIa
Ne şahane bir şey yaşamak
Dibe vurmak dimdik durmak
Bin bahane bin oyun kurmak
Binmişiz bir alamete
Gidiyoruz kıyamete
SeIam söyIeyin o cahiI
Havva iIe Ademe
Aha yine aha yine
Önümüz uçurum ardımız dağ
Aha yine aha yine
İIIe yanacağız
YanacakIar eIbette”
Grafik: İsmail Cem Özkan
[i] https://www.avrupademokrat.com/hur-dogdum-hur-yasarim-hulya-onur/