Habere Güven olarak FREZYA- BAHARLA GELENLERİN ÖYKÜSÜ Kitabının Yazarı Onur Akıncı ile röportaj yaptık.

Kitap bir döneme ışık tutması açısından önemli bir çalışma. Yaşanılanlar ve yaşanılması muhtemel iken yaşanılamayanların da sorgulanması açısından zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Bu kısa bilgiler ışığında Habere Güven olarak Onur Akıncı ile gerçekleştirdiğimiz röportajı yayınlıyoruz.

Habere Güven; Kitap Neyi Anlatıyor?

Onur Akıncı; 2019 yerel seçimleri sürecinde Adana’da neler oldu, kazanan taraf olarak neler yaşadık, kitap işte bunları anlatıyor. Seyhan Belediyesi Başkanının fotoğrafçısı olarak tüm süreci en yakından takip etme fırsatım oldu.  Seyhan Belediye Başkanlığı görevini yürüten Zeydan Karalar’ın Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına uzanan yolculuğuna en ön sıradan tanık olan ve tanık olmanın dışında katkı yapmaya çalışanlardan biriyim. Bu yoluculuğu insanlar bilsin istedim. Bu, aynı zamanda doğal olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin Adana’yı 30 yıl aradan sonra nasıl tekrar kazandığının da hikayesidir. Bunun dışında Adana’yı da anlattım. Umarım okuyanlar beğenecektir.

Habere Güven; Adı neden Frezya ?

Onur Akıncı; Frezya, kökeni Güne Afrika’ya dayanan bir çiçek türüdür. 4 çeşidi olduğu biliniyor. Bunlardan beyaz olanı umudu temsil ediyor. Aynı zamanda frezyalar baharda açan ilk çiçek olarak bilinir. Hatırlarsanız CHP’nin seçim sloganı “Martın Sonu Bahar” şeklinde bir slogandı. Frezya da baharda açan ilk çiçek ise o çiçeğin yaprakları da neden biz olmayalım diye düşündüm. “Martın sonu bahar, umudumuz var” gibi bir slogana oldukça  uygun bir isim olduğuna inandım.

Habere Güven; Nerden Aklına geldi bu isim? Bahar ve Umudu temsil eden daha bir çok isim bulunabilirdi.

Onur Akıncı; Bu ismi, Zeydan Karalar’ın mazbata alıp balkonda Adanalılara seslendiği gün seçtim. O gün Frezya ile aramda tatsız bir olay yaşandı. Bu anı onun kitaba isim olarak konmasını sağladı.

Habere Güven; Bu anıları yazmak istemenin sebebi neydi?

Onur Akıncı; 30 yıldır kaybeden bir parti ve bunun neticesinde kaybeden bir şehir var. Bunu gittiğimiz her yerde net bir şekilde gördüm. Yaşadığım sürece asla unutamayacağım anlar yaşadım. Kitabımın giriş bölümünde de söylediğim gibi bu anlar “destansı anlar”dı. Ben hep merak ederdim. Kazanılan bir maç, bir başarı ya da bir zafer… Fark etmez, nasıl kazanılır? Hep merak ederdim. Keşke perde arkasını birileri yazsa ya da anlatsa da bilsek derdim. Ben böyle bir şeyi bizzat yaşadım ve işte bunları insanlar bilsin istedim.

Habere Güven; Kitabın ne kadar sürede yazdın, Yazım süreci ne kadar zaman aldı?

Onur Akıncı; Kitabı yazmak ve yayınlamak tahminimden çok daha uzun sürdü. 170 sayfa ve aslında benim en fazla 2 haftada yazabileceğim bir kitap olmasına rağmen yazımı 8 ayımı aldı. Bir gün düşünürken fark ettim ki yazmayı beklettikçe anılarım demleniyor. İşte o anda acele etmemeye karar verdim. Hemen paylaşayım aceleciliği ile telaşlı bir şekilde anlatıp anlaşılamama tehlikesi yaşamaktansa akıcı bir dil ve nispeten biraz daha şiirsel bir anlatıma sahip bir kitap yazmak istedim. İşte akıcılığı ve şiirselliği ancak demlenmiş anıların verebileceği fikrine inandım.

Habere Güven; Kitabın devamı olacak mı?

Onur Akıncı; Bunu zaman gösterecek. Şu anda devamını yazmak gibi bir düşüncem yok. Çünkü artık Zeydan Bey’in yanında çalışmıyorum. Seyhan Belediyesi personeli olarak çalışmaya devam ediyorum. Kitabın  devamının olması için yolun devamını da yürümem gerekir.

Habere Güven; Aslında bir fotoğrafçısınız ama yazarlığa soyundunuz. Bundan sonra hangi yoldan yürümeyi düşünüyorsunuz?

Onur Akıncı; Fotoğrafçılığın bendeki yeri bambaşka. O benim için büyük bir aşk.  Aşık olduğum işi yapma fırsatı bulduğum bir dönemde tanık olduklarımı yazdığım bir kitapla insanların huzurundayım. Ben şanslıydım çünkü insanlar bu ülkede maalesef seçmek zorunda kaldıkları işi yapıyorlar. Bense sevdiğim işi bir dönem de olsa yapabildim. Belediyeler siyasi kurumlar. Yapmakta olduğunuz işi ne kadar sevdiğinizin veya ne kadar iyi yaptığınızın bir önemi yok. Ben geçen yıl seçimin hemen sonrasında katıldığım uluslararası bir fotoğraf yarışmasında 2018-2019 Dünya’da yılın en iyi 3. Fotoğrafçısı” ödülünü kazandım. Fakat belediyede fotoğrafçılık yaptığım Basın biriminden alınıp Zabıta birimine gönderildim.  Fotoğrafçıyken yazar belki daha ilerde daha başka bir şey. Hayat bu, ne getireceği belli olmaz

Editör: TE Bilisim