Olayları nasıl algılarız? Beyin algıladığımız görüntüleri nasıl işler? Yaşadığımız olayları nasıl yorumlarız? Beynimiz bize görmemiz gerekeni gösterir. Beyin, olayları belirli şekilde görmek için doğal olarak peki nasıl tetikleniyor? Doğal algımız nasıl gördüklerimizi varsaymayı sağlayabilir?

Psikolog Richard Gregory’nin varsayımına göre, algımız ayrıntılardan ziyade büyük resme dayanarak oluşuyordu. Yani gördüğümüz herhangi bir şeyi görme yetimiz, kendi görme bilgimize, görmemizin temel beklentilerine ve görme yetimizin fikirlerine dayanarak tahmin yapar. Bu sebepten ötürüdür ki gördüklerimizle ilgili varsayımlarda bulunuruz. Gregory’e göre çoğu zaman varsayımlarımız doğruymuş. Varsayım teorisini Hollow Face Experiment ile 1970’li yıllarda deneyimlemiştir.

Dünyaca ünlü illüzyonlardan Boring Figure’de (Sıkıcı Figür) de olduğu gibi ya genç bir kadın ya da yaşlı bir kadın görürsünüz. Aslında her ikisini de görürsünüz fakat, beyin hemen genç kadının çenesiyle yaşlı kadının burnunun karışımını hemen algılayamıyor.

My Wife and My Mother-in-Law/Karım ve Kayınvalidem Çizimi, W.E. Hills

Görüntü, izleyicinin algısı değiştiğinde değişiyor. Hangisini görmek istiyorsun? Yaşlı kadını mı, genç kadını mı? Genellikle ikisini de gördüğünüzde, görüşünüz ikisi arasında gidip gelir çünkü zihnimiz, beynimizin sol ve sağ yarımları arasında geçiş yapar.

Belirsiz illüzyonlar, kişinin algısına göre değişen yanılsamalardır; kişinin algısı değiştikçe bir nesneden diğerine geçmesi ve o yansımayı görmesini amaçlayan yanılsamalardır. Görsel olarak algılanan görüntüler ile nesnel olan gerçekliğin farklılığıdır illüzyonlar, göz yanılsamasıdır.[1] Boring Figure belirsiz yanılsamalardan bir örnektir, çünkü yaşlı kadının nerede başladığına ya da geç kadının nerede bittiğine karar vermek zordur. Her ikisi de birleştirilmiştir ve bu nedenle belirsizdir. Her iki çizimde birbirine dönüşürken hiçbir çizgi göstermiyordu.

Gözün fizyolojisi, gözün görme psikolojisinden kaynaklanmaktadır. Neredeyse gördüğümüz ve algıladığımız tüm bilgiler, gözün zihinsel deneyimlerinden çıkarımlardan oluşur. İnternette gezen ya da günlük hayatımızda birbirimizle kıyasladığımız “sen hangisini görüyorsun?” meydan okumalarında görülen ve algılanan görüntü değişebiliyor. Herkesin görsel algısı ve görsel yanılsamaları algılaması farklıdır. [2]

Bu sebeplerden ötürü her insanın, herhangi bir görseli ya da yaşamda yaşanılan anı, düşünceyi, kısacası hayatındaki herhangi bir şeyi ve/veya her şeyi farklı algıladığını söylesem sanırım yanılmış olmam. Yaşadığımız, gördüğümüz, hissettiğimiz her şey aslında algısal tecrübelerimizdir. Bu tecrübelerin içine duygular, rüyalar, önyargılar, yani tüm deneyimlerimiz giriyor.

Algılama kişiden kişiye değiştiği gibi, yorumlanması da değişiyor. İki kişi aynı yere bakabilir fakat her ikisi de aynı şeyi düşünmez, algılamaz. Yarısına kadar doldurulmuş bir su bardağı gibi, biri bardağın yarısının dolu olduğunu görürken diğeri yarısının boş olduğunu görür. Bireyin yaşadığı deneyimler, önyargılar ve benzer türde ki duygulanım o anki algılama düzeyimizi etkiler. İki kişinin gerçeği farklı biçimde algılayabilir. Davranışlarımızı da yönlendiren gerçeğin nasıl algılandığıdır.

Algılayışımızın farklılığı kişiliğimizi yansıtır, herkesten farklı oluşumuzu yansıtır, düşünce şeklimizi yansıtır. Algılayışımız ve bunun üzerine yaptığımız davranışlarımız bizi biz yapar.

Referanslar:

  1. https://www.merriam-webster.com/dictionary/ambiguous%20figure
  2. https://www.academia.edu/37207260/The_Boring_Study_Figure_Ground_Phenomena_Psychology_SL
Editör: TE Bilisim