AKP’nin Meclis’e sunduğu ‘mini infaz’ paketini eleştiren Ankara Barosu, teklifin hukuk sistemini geri dönüşü olmayan bir yıkıma uğratarak belirli kişilerin esiri yapacağını belirtti.

Baro söz konusu teklifle, savcıların hukuki nitelendirme ve takdir hakkında müdahale edilmesine yasal zemin hazırlanacağını ifade etti.

Ankara Barosu tarafından yapılan açıklamada; “25.05.2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" teklifinde; 5235 sayılı Adli Yargı Ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 18. ve 40. maddelerine "Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet Savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararları arasında oluşabilecek farklılıkların giderilmesi ile bu kararların kanuna uygunluğunun denetlenmesi hususunda görevli ve yetkilidir” şeklinde ek fıkra eklenmesinin teklif edildiği görülmüştür.

5235 sayılı Kanun'un Cumhuriyet başsavcısının görevlerini düzenleyen 18. maddesi; Cumhuriyet başsavcısının, başsavcı vekilleri ile savcılar ve bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi bulunduğunu ifade etmektedir. Bu maddede anılan yetki sadece idari görev kapsamı ile sınırlıdır.

Cumhuriyet başsavcısının Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararın görüldüsünü yapması yönündeki görev ve yetkisi ise duruma göre dosyanın yeniden değerlendirilmek üzere ilgili savcıya iade yetkisinden ibaret olup hukuki değerlendirmeye yönelik bir yetki değildir. Her hâl ve şartta, olayın hukuki nitelendirilmesi Cumhuriyet savcısına aittir.

Bahse konu düzenleme ile Cumhuriyet başsavcılarına "kanuna uygunluk" denetimi yetkisi verilerek savcıların olaya uygun hukuki nitelendirme ve takdir hakkının müdahaleye açık hale getirilmek istenildiği anlaşılmaktadır.

31.05.2005 tarihinde kabul edilen Savcılar için Etik ve Davranış Biçimlerine İlişkin Avrupa ilkeleri-Budapeşte İlkeleri'nde de belirtildiği gibi; savcılar görevlerini olaylara ilişkin değerlendirmeleri temelinde, hukuka uygun olarak ve her türlü uygunsuz etkiden bağımsız olarak icra etmelidirler. Benzer şekilde, HSK kararı olarak 14.03.2019 tarihinde yayımlanan Türk Yargı Etiği Bildirgesi'nin 2.3 maddesi; "Hakimler ve Savcılar, bağımsızlıklarına doğrudan ya da dolaylı olarak etki edebilecek baskı ve tesiri kayıtsız şartsız reddederler" düzenlemesini içermektedir.

Anılan düzenleme, savcıların görevlerini her türlü etkiden ve baskıdan uzak şekilde yerine getirmelerini engelleyebilecek, kanuna uygunluk denetimi adı altında soruşturma sonucunda verecekleri kararlara müdahale edilebilme yolunu açacaktır.

Ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı ve Cumhuriyet savcılarının bağımsızlığını tamamen ortadan kaldıracak söz konusu teklifin, hukuk sistemimize geri dönüştü olmayan bir yıkıma uğratarak aynı hukuku belirli kişilerin vicdanın esiri yapacağını başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere tüm kamuoyunun dikkatine önemle sunarız.”

Editör: TE Bilisim