“Çalışanların yüzde 87’sinin örgütsüz, yaklaşık yüzde 34’ünün kayıtdışı olduğu ülkemizde bu sorunların çözülmeden çalışma hayatında esnek bir düzene geçilmesi iş barışını olumsuz yönde etkileyecektir.”

2021-2023 Dönemini kapsayacak Yeni Ekonomi Programı (YEP) içinde yer alan tedbirlerden birisi de “İstihdam İle İlgili Politika ve Tedbirler” konusudur.

Orta Vadeli Programda, işgücü piyasasına ilişkin yapısal düzenlemeleri de içeren İstihdam Kalkanı Paketi’nin hayata geçirileceği ifade edilmektedir. Konuyla ilgi bir açıklama yapan TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Ergün ATALAY,   istihdamla ilgili politika ve tedbirler kapsamında uygulanması ve teşvik edilmesi öngörülen esnek çalışma biçimlerinin işçi haklarını geriletmemesi gerektiğine işaret etti.   

Açıklama şu şekildedir:

“Türkiye’nin gündeminde Kovid-19 salgını sonrası ekonomik ve sosyal açıdan toparlanma ve olumsuz şartların ortadan kaldırılması bulunmaktadır. Çalışanlar açısından iş ve gelir güvencesi öncelikli konudur. İşsizliği önlemek ve istihdamı artırmak için uygulanması öngörülen tedbirlerin işçilerin haklarını yeniden tartışmaya açmaması beklenmektedir.

“İstihdam İle İlgili Politika ve Tedbirler”

2021-2023 Dönemini kapsayacak Yeni Ekonomi Programı (YEP) içinde yer alan tedbirlerden birisi de “İstihdam İle İlgili Politika ve Tedbirler” konusudur. Orta Vadeli Programda, işgücü piyasasına ilişkin yapısal düzenlemeleri de içeren İstihdam Kalkanı Paketi’nin hayata geçirileceği ifade edilmektedir.

YEP’de yer alan tedbirler arasında, “25 yaş altı gençler ile 50 yaşın üstünde olan çalışanların istihdam edilebilirliklerini kolaylaştırmak için daha esnek koşullar sağlanması” öngörülmektedir. Aynı kapsamda “esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliğini artırmaya yönelik ikincil mevzuat çalışmalarının da tamamlanacağı” görüşü yanı sıra uygulanacak tedbirlere de yer verilmektedir.

İşçi-işveren arasında sosyal diyalog

Esneklik konusu öncelikle işçi-işveren arasında sosyal diyalogla görüşülmesi gereken konular başındadır. Bu konuda bazı ortak ilkelerin ve ortak yaklaşımların belirlenmesinin önemi bulunmaktadır. Bunların başında da iş mevzuatında yıllardır var olan işçi haklarında geriye gidişin olmamasıdır. Kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik hakkının korunması temel ilkemiz olacaktır.

Esnek bir düzene geçilmesi iş barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

Kovid-19 salgını nedeniyle ekonomik krizin yaşandığı çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sorun, bu kriz ortamında çalışanların işinin korunmasıdır. Daha fazla ve daha iyi iş sağlamak konusunda var olan sıkıntılar salgın döneminde yaygınlaşan işsizlik ve yeni iş imkanları sağlanmasında yaşanan sıkıntıyla giderek zorlaşırken, krizden çıkış yolu çalışanların hak kayıplarında aranmamalıdır.

Çalışanların yüzde 87’sinin örgütsüz, yaklaşık yüzde 34’ünün kayıtdışı olduğu ülkemizde bu sorunların çözülmeden çalışma hayatında esnek bir düzene geçilmesi iş barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

Ulusal ekonomilerin, işletmelerin varlığını sürdürmesi ve büyümesi düşük işgücü maliyeti ve dolayısıyla işgücü piyasasının daha da esnekleştirilmesi politikalarıyla başarılı olamaz.”

Editör: TE Bilisim