Bu yurdun kadim halkı Aleviler!
Çok uzaklardan geliyorlardı, çok uzaklardan
Orta Asya bozkırlarından, kuzey Kafkas halklarından, Yemen’den, Irak’tan
İşte ta oradan ve Horasan’dan
Bir kondular, bir göçtüler, at sırtında ya da yayan
Yaşadıkları kötü kaderin başı dik efendileri idiler, etmediler el aman
Ne düğümcü İskender taktılar ne topal Timur ne Yavuz Sultan Selim ne de kötülük tanrısı Ehriman.
Önce insanı, sonra toprağı, sonra hayvanı cümle varlığı kutsal bildiler, insanı, insanlığı yürekten sevdiler.
Ekseriyetle Türk idiler, kimi kez Kürt, kimi kez Arap.
Geleneksel inançlarını yok sayanlara değer vermediler.
Kah Şaman, kah Gök Tengrici, kah da Zerdüşt idiler
Hak, Muhammet, Ali'ye iman ettiler, Emevi İslam’ına sırt döndüler, Yezid'e lanet ettiler...
"Aranızda dargınlar, kırgınlar, eşini haksız boşamışlar, insan öldürmüşler, kul hakkından çalmışlar var mı?" deyip sonra Cem kurdular, Semah döndüler.
Dünyanın güneş etrafında dönmesi misali
İnsanın topraktan gelip toprağa dönmesi misali
İncinmişler çokça, ama incitmemişler asla.
Kız çocuklarını okutmuş, ilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, bu hakikati bildiler.
Cumhuriyetin eşit yurttaşı, demokratik düzenin mihenk taşı olmayı amaç edindiler.
Kimi kez ayağı çıplak ya da çarıklı, başı kızıl külahlı Türklerdiler.
Zalimlerin zulmü gözlerinde yaş eylediler
Hak, Muhammed, Ali aşkı adlarını böyle Kızılbaş eylediler.