AİLESİNİN EVLİLİĞİNE MÜDAHALESİNE SES ÇIKARMAYAN EŞ

Basit gibi görünen ama boşanmaların belki de en büyük sebebi olan bir konuya değinmek istiyorum bu yazımda. 

Sevgili erkek anneleri, oğullarınızı paylaşamayacaksanız evlendirmeyin, evlendirip de kimsenin başını da yakmayın. Sizin iktidar hırsınız veya kadınlık hırsınız yüzünüzden yuvalar dağılmak zorunda değil. 

Toplumda soskültürel seviyesi ne olursa olsun genetik yapılarından gelen hırsla erkek üzerinde hak iddia eden anneler.................

Bireyler ilişkilerinin sınırlarını iyi bilmelidir. Üstlenilen rollerin yanlışlığından kaynaklı aileler dağılıyor, tartışmalar çıkıyor.

EV-LİLİK ADI ÜSTÜNDE FARKLI BİR EV! Farklı kişiler dolayısıyla farklı sınırlar içerisinde olması gereken sosyal oluşumdur evlilik. HERKES YERİNİ BİLMELİDİR.

İyiniyetle yaklaşınca her şeye karışma hakkını kendinizde bulmamalısınız. Değilse mesafe koyunca da çirkinleşmeyiniz. Çekirdek aile kavramını iyi algılayınız. Yıl 2022.

Türk toplumunda aileler de evleniyor cümlesine oldukça karşıyız. Kayınvalide figürü evlendikten sonra oğlundan her türlü bilgiyi edinecek kadar işsiz olmamalıdır. KAYNANAERKİL topluma karşıyız.

Bu nokta Yargıtay kararları ışığında da değerlendirecek olursak, gençlere büyük sorumluluklar düşmekte. Kişiler birey olabilmeyi bilmeli, kendi kararlarını kendileri alabilmelidir. 

Evlilikte çocuğunun evliliğine salça olmuş kayınvalide tipleri; bir kadın olarak toplumda hor görülmüş bir başarı elde edememiş ancak evlenince sanki büyük bir başarı elde etmiş gibi biraz değer kazanınca aşağılık kompleksinden ötürü kendisini gelinine ispat etmeye çalışır. Evlilikleri karıştıran kayınvalideler (herkes aynı olacak diye bir kaide yok) çocuğunu çocuk olarak görmez, hakimiyet alanı olarak görür. Evladını seven, evladına ait olan herkesi sever. Oysaki bu kişiler evlatlarını stres topu veya hayatlarının telafisi olarak görürler. 

Çocuklarının birey olmasını istemezler zira çocuk annesinin kararını uygulamazsa bunu adeta ihanet sayarlar.

Herkes eldir bir tek kendisi yardır. BİLİNÇDIŞI olarak sırf kadınlık hırsından, iktidar savaşından çocuklarının evliliklerinde mutsuz olmaları için ellerinden geleni yaparlar. Çocuğu da kendi yanına gelince YUVA YIKMIŞ OLMAZ DA ANNE OLMANIN SÖZDE HAKLI GURURUNU YAŞAR.

Yargıtay, bu sebeplerden ötürü eşini annesiyle görüşmeye zorlayan kocayı ağır kusurlu bulmuştur.

Ayrıca Yargıtay, erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahalesini boşanma nedeni saymıştır.

Ve yine Yargıtay, eşiyle ailesi arasında dengeyi koruyamamayı boşanma nedeni saymıştır.

En güzel güncel Yargıtay kararı ise, her akşam anneye gitmek boşanma sebebidir. Annenizin ağır bir hastalığı yoksa, bakıma muhtaç değilse, yalnız değilse; sorumluluklarınız olmasına rağmen her akşam veya her sabah annenizin evinizde ne işiniz var?

Boşanma davasında duyup da çok üzüldüğüm bir cümleden bahsetmek istiyorum. ''Keşke bir kez olsun, ailen yüzünden değil; kendi problemlerimiz nedeniyle kavga etseydik''

Bu sıradan cümle aslında o kadar çok şey anlatıyor ki.. Birçok evliliği yıkan büyük bir sorundan bahsediyor. 

Çocuklarınızı evlendirdikten sonra kendi haline bırakın, her şeye burnunuzu sokmayın. Sizler böyle yaparsanız boşanmalar da bu kadar artmaz. Kişiler ayrılacaklarsa bile kendileri anlaşamadıkları için ayrılsınlar.

Yargıtay, boşanma olaylarında, ailesinin evliliğine aşırı müdahalesini engellemeyen eşi AĞIR KUSURLU GÖREREK TAZMİNAT ÖDEMESİNE hükmetti.

Ailelerin AŞIRI KORUMACI tavırları çoğu evliliğin hüsranla sonuçlanmasına neden olabiliyor. 

Yargıtaya göre evin anahtarını aileye vermek de boşanma sebebi sayılır.

Evlilik denen şey iki kişi arasında yapılır. Taraflardan biri, diğerinin ailesiyle samimi olmak zorunda değildir.

Günümüzde evliliklerini bitiren nedenlerin en başında yer alan KAYINVALİDE TERÖRÜNDEN bir an önce sıyrılmak dileğiyle ......

Eşlere düşecek vazife ise dengeleri iyi koruyunuz, değilse sadece yuvanız yıkılmakla kalmaz, boşanma davasında da ağır kusurlu bulunursunuz......

Editör: TE Bilisim