KHK ile işten çıkarılan üyelerinin işlerine geri alınması için KESK Adana Şubeler Platformu üyeleri, “Bütün kamu emekçileri işlerine iade edilmeli, ret kararları geçersiz sayılmalı” dedi.

KESK Adana Şubeler Platformu, KHK ile işten çıkarılan üyelerinin işe geri alınması için Heykelli Parkta açıklama yaptı. Açıklamayı Haber-Sen 7 No’lu Şube Sekreteri Ahmet Aydoğan okudu.

Basın açıklamasına CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, HDP İl Eş Başkanları Mehmet Karakış ve Helin Kaya, Önceki dönem CHP Milletvekili İbrahim Özdiş ve PSAKD yöneticileri de destek verdi.

Dört bin küsur üyemiz ve on binlerce farklı sosyolojiden yurttaşlar keyfilikle karşı karşıya kalmıştır, bu “süreci,” “Allah’ ın lütfu” olarak, görenler tarafından!  “15 Temmuz’ 2016 yılından sonra çıkarılan KHK’lerle binlerce üyemiz, akademisyen ve kamu emekçisi ihraç edilerek işinden atılmıştır. İşimiz, ekmeğimiz, geleceğimiz, diplomalarımız, kazanılmış haklarımız, sendikal haklarımız hukuk tanımaz bir keyfilikle karşı karşıya kalmıştı. Bunlar KHK yapıcılarının insafına ve takdirine bağlı konular değildi. Bunlar ‘hak’tı. Kazanılmış hak ve hak kavramıyla keyfi biçimde oynayamazsınız. Darbe girişiminin ihalesini kamu emekçilerinin sırtına yükleyemezsiniz. İşimizle, ekmeğimizle oynayamazsınız”

“KESK'in darbelerle mücadele eden bir tarihi vardır. Darbe girişiminden sonra yaşananlar, siyasi iktidarın tutumunu net olarak ortaya çıkardı. Çıkarılan bir KHK ile konfederasyonumuz KESK'e yönelim de iyice açığa çıktı. Birçok üyemiz kamudaki görevlerinden ihraç edildi ve bu ihraçlara ilişkin hiçbir gerekçe gösterilmedi. İhraç edilen kamu emekçileri ile beraber aileleri de cezalandırılmak istendi.

ihraç edilen Emekçilerin sadece 4760’i KESK üyesidir.

OHAL KHK’leri ile kamudan ihraç edilen Emekçilerin sadece 4760’i KESK üyesidir. Bizler kamu görevinden çıkarılacak kişilerin ancak hukuki deliller temelinde bu cezaya çarptırılabileceğinin bir kez daha altını çizmek isteriz. Darbe sonrası ilan edilen OHAL rejiminin puslu havasından yararlanarak Türkiye’nin demokrasi, emek ve barış yanlısı akademik geleneği ile hesaplaşmak isteyen idarecileri uyarıyoruz. Demokrasiyi ve hukuku rafa kaldıranlar şunu iyi bilsinler ki demokrasi ve hukuka en fazla onların ihtiyacı olacak.

Bilindiği üzere ihraç sayısının en fazla olduğu illerden biri de Adana’dır. İhraç edilen hiç bir üyemizin İdari ve adli soruşturması yoktur. Bunun yanı sıra adil yargılanma hakkı tümüyle ihlal edilmektedir.

Bu süreçte Sendikamız, tüm örgütlü gücüyle ihraç edilen üyelerimizin maddi ve manevi olarak yanında olmuş başından beri hukuki sürecin takipçisi olmuş ve olmaya da devam edecektir. Bizler tüm haklarımızla birlikte geri döneceğimizi biliyoruz.

Örgütlü mücadelemizle bu süreci takip edeceğimizi, demokrasi güçleri olarak aynı ciddiyetle direneceğimizi ve mücadeleyi yükselteceğimizi belirtiyoruz. Bilinmelidir ki KESK’li ve hukuksuzluğa maruz kalan tüm kamu emekçileri; din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet gibi farklılıkları bir kenara bırakarak insanların sağlığı ve yaşaması için gecesini gündüzüne katanların hukuksuz bir şekilde, kendilerini savunma hakkı tanınmadan kamu alanından ihraçlarını kabul etmeyeceğiz.

OHAL komisyonu hak dağıtmaktan çok oyalama komisyonu görevi görmektedir. Geçen bunca yıla rağmen halen birçok KESK üyesi KHK’lerin dosyasının görüşülmemesi bunun göstergesidir. Dosyaların biran önce görüşülmesini, gerçek adaletin sağlanması için bağımsız mahkeme kararlarının yaşam bulmasını istiyoruz.

Kamu emekçilerinin işten atılma riski halen devam ediyor. OHAL döneminde çıkarılan geçici 35. Maddeye göre kamu emekçileri işlerinden, ekmeklerinden olmaya devam ediyor. OHAL kaldırıldıktan sonra yaklaşık 13 bin kamu emekçisi 35. Madde gereği ihraç edildi. 35.maddenin 3 yıl sonra uygulanmaması gerekirken, siyasi iktidarın önerisiyle TBMM alınan kararla 1 yıl daha uzatıldı. Bu da gösteriyor ki siyasi iktidar muhalif kamu emekçilerinin üzerinde ihraçları "Demokles’in kılıcı" gibi kullanacaktır. Buradan sesleniyoruz, OHAL'in bütün olumsuzlukları son bulmalıdır. Demokrasi, hukuk ve adalet inşa edilmelidir.

Sözün bittiği değil, değerli olduğu yerden sesleniyoruz!

Hak, hukuk, adalet ve toplumsal barış mücadelesine söz vermiştik, bu sözümüzü tutacağız. Barış, özgürlük ve demokratik haklarımız için mücadelemize devam edeceğiz ve” darbe hukukuna” karşı, en temel tutum, özgürlükçü ve katılımcı bir demokratik Anayasa inşa etmekten geçer, şiarımızı ifade etmekten vazgeçmeyeceğiz!

Editör: TE Bilisim