-Ey Tahmasp beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver. biliyorum, gitmene izin verirsem sen de bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. ancak bu topraklarda aşk ölümünedir. seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum. bu sebeple gitmene izin veriyorum. ancak bana bir söz vermeni istiyorum, ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme. ‘ der Şahmeran Cemşab’a yılanların aynadaki yüzü ve kadının güzel bakışının tezatlığıyla…

Cemşab, o çok iyi bilinen ‘yılan’ timsaline yakışır davranır ve Şahmeran’ın aşkına ihanet eder. Söylenmemesi gereken sözler kralın huzurunda çarpışır. Şahmeran yine de Cemşab’ın utancını örtmekle sorumlu gibi şöyle devam eder sözlerine…

-ey sevdiğim, üzülme. biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama ben de sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye. bak şimdi anladın mı? sen üzülme ne olur!

Yılanların salına salına gidişi gibidir denizde dalganın karaya vurup döndüğünde bıraktığı iz. Cemşab da kıyıya dönmek için başta verdiği sözünü dalga gibi geri çeker ama ancak bir yılanın izidir karada asılı kalan. Bir kadının kalp sesidir Metin Kemal Kahramanın çığırdığı gibi ‘ Camısan Bi Loqman’… Bedeninde taşıdığı bir yılan gövdesiyle değil, ettiği iki çift lafla eril bir insanı bilge etmesiymiş efsane. Yılan kadının kelamını  ölümsüz kılan…

‘ dedi üçtür ruhumun hükmü hikmeti, ey camısan

birincisi saf zehir

ikincisi sırrı lokman

Ve üçüncüsü dermanı kulli derdan

sen öğrenmelisin’

Yılandan kadının güzel gözlerine bakmaya utanan adam zehri içmek, göçmek ister ama Şahmeran yine her kadının dünyayı evirip çevirmesi gibi onu da düşünmüşür adam yerine. Tersini söyler ki kalsın hayatta bedeni, sırrı…Lokman Hekime döndü Cemşab’ın sırrı… Okudu, okudu, okudu… Derman oldu kelamı toprağa…

Şahmeran kadim bir kültürdür. Ben kimim, Neden geldim, Nereye gidiyorum, Ne için yaşıyorum gibi sorularla mana aratan. Ve ancak bir hikayedir suyu yüze çıkaran. Şahmaran ölümün ölümsüzlüğün, aşkın referansıdır hikayesiyle akıllara paralel giden.

Şahmeran efsanesi bir ‘iyilik’ yansıması zannımca yurdun neredeyse tüm topraklarına el vermiş. Tarsus’ daki Şahmeran , Mardin’de Şehmaran’a dönüşmüş yalnızca.Şu yazıya kazınamayan başka başka dillerdeki isimler söze gelmiş.  İnsanların hoşgörüsünü de oyalamış, duvarları süsledikten kelli. Mardin’de bakır en çok yüz etmiş gelin gibi duvağını açmadan, taransın bir boyansın. Şehmaran ve Anka kuşunun özgürlüğüyle süslemiş kadınların bileklerini. Kadın eli emektir, göze güzel gelsin ki gönlü de eylesin.

 Mardin’de aynalar boyanmış kadın her baktığında hatırlasın Şahmaran’ın sözünün asaletini, bilsin hissettiğini ki cesaret versin ömre. Ahmet Telli demiş ya Şahmaran şiirinde :

‘ Sedef, safir ve kör kuyu, dünden

Kalan bir aynaya vuruyor düş gibi

Ve kahinin her remil atışında ölüm

Kara değil, karada havada ve suda ‘

Nice ezgiyle kandırmış dudakları Şahmeran kadının hikayesi. İyiliğin yüceliğini vurmuş aynalara ki 14 yıl gezilen pervanelikte anlatılsın kuşaktan kuşağa…

Editör: TE Bilisim