KAMU EMEKÇİLERİNİN ENFLASYON SEPETİ ARAŞTIRMASI ANKETİMİZİN AÇIĞA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER TÜİK’İ ADIM ATMAYA ZORLADI...

AMA YETMEZ! GÖZ BOYANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) imaj tazelemeye çalışıyor ancak nafile.

- Uluslararası TÜFE çalışma gruplarında (ILO, OECD, Dünya Bankası, IMF, Ottowa grup gibi) bir temsilcisi bile gönderemiyorsa, bulunduramıyorsa,

- Üniversitelerle, Akademik çevrelerle, birlikte çalışması gereken bir kurum akraba kontenjanından atanan bir Bakana bağlanıyorsa,

- Kanunen 5 yıllığına atanan bir Başkan yerine eş-dost akraba kontenjanından atanmış bir başkanla 9 aylık bir dönem için yönetiliyorsa,

- Hükümet tarafından atanan daha dünkü başkanı bile “insanlar, artık açıklanan verilere güvenmez hale geldi. İşin doğrusu, evet, ben de TÜİK'in enflasyon, istihdam, büyüme gibi alanlarda yayınladığı verilerin artık çok şüpheli ve tartışmalı olduğu konusunda hemfikirim” diyorsa, kendi döneminde; “TÜİK'in verilerinin, herkese, Cumhurbaşkanı'na da sokaktaki vatandaşa da aynı anda açıklanması gerektiğini belirtip, TÜİK verilerinin açıklanmadan önce, Bakana sunulduğunu ileri sürüyorsa...

TÜİK’in tarafsızlığı da, verilerin güvenirliği de artık kalmamıştır.

TÜİK verilerine olmayan güven, 2003 yılından itibaren de adım adım düşerek bu gün hiç kalmamış olacak ki sadece bir şirketin değil, birçok “kamuoyu araştırma” şirketinin yaptığı anketlerde “yurttaşlarımızın yüzde 70’in üzerinde bir sonuç ile” Kurum’un açıkladığı “rakamlara inanmadığını” ortaya koyuyor.

TÜİK özerk, hükümetten bağımsız bir Kurum olmadığı sürece verilerin güvenirliği tartışılmaya devam edecektir.

İstatistik insanları; hatalarını görmeye, düşünmeye, plan yapmaya, tahminde bulunmaya ve bazen de risk almaya zorlar.

Bilgisiz mücadele hayata, İstatistiksiz planlama ülkeye, Bilgisiz ve istatistiksiz karar alma ise, halkın mahvına sebep olur.

23/6/1962 tarih ve 11136 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 53 sayılı Devlet İstatistik Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Kanunun 18/A maddesinde yer alan Bilim danışma kurulları ve araştırma grupları ile 15/7/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 607. maddesinde yer alan Danışma kurulları, özel ihtisas komisyonları ile inceleme-araştırma ve çalışma grupları 1984 yılından beri çalıştırılmaktaydı.

Ancak her ne hikmetse özellikle son 20 yıldır Sendikamızın çağrıldığı hiçbir kurul ya da komisyon oluşturulmamış ya da çalıştırılmamıştır.

Yine her ne hikmetse 15 Ocakta Büro Emekçileri Sendikamızca "Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırması" konulu anketi internet sayfamızdan duyurmamızın ardından, TÜİK, 02/02/2021 tarihli Fiyat İstatistikleri Danışma Kurulu konulu, duyuru yapmıştır.

Duyuru da yer alan Fiyat İstatistiklerinde ülke koşulları ve kamuoyu beklentisini en iyi yansıtacak şekilde ele alınması ve metodoloji, veri derleme, işleme, yayımlama ve iletişim süreçlerinin geliştirilmesi konusunda Danışma Kurulu’nun önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir” ifadesi kamuoyunca olumlu algılansa da gerçekte algı yönetiminden başka hiçbir amaç taşımadığı er geç anlaşılacaktır.

Çünkü, TÜİK özerk, hükümetten bağımsız bir Kurum olmadığı sürece bu gibi danışma ya da bilim kurulları kağıt üzerinde kurulup bir süre sonra TÜİK’in ya da hükümetin propaganda kurullarına dönüşecektir.

Ayrıca TÜİK yanlışta ısrar etmektedir. Çünkü oluşturulan Fiyat İstatistikleri Danışma Kurulu’nda yine muhalif Öğretim üyelerine ve Demokratik Kitle örgütlerine yer verilmemiştir. Sendikalar, konuyla ilgili çalışan Odalar, Dernekler TÜFE Danışma Kurulunda yer almamıştır.

Danışma Kurulunda iletişim süreçleri de tartışılacaksa neden basın mensuplarından hiç birine yer verilmemiştir.

Yine TÜİK duyurusunda; Danışma Kurulu, 2021 yılı Ocak ayında üç kez toplandığı ve Danışma Kurulu toplantı tutanaklarına ve raporlara TÜİK internet sayfasından erişim imkânı sağlanacağı bildirildiği halde henüz rapor ya da tutanaklara ulaşamadık.

Yine TÜİK duyurusunda; Danışma Kurulu, çalışma usul ve esaslarını belirlemek üzere hazırlanmış olan yönergeye göre oluşturulduğundan bahsedilse de bu yönergeye ulaşamadık. Acaba Danışma Kurulu, üyesi seçilmek için gerekli kriterleri taşımıyor muyuz diye de düşünmedik değil. Danışma Kurulu, üyesi seçilme kriterleri nelerdir ve bu kurul üyeleri nasıl seçilmiştir.

Ayrıca yeni atanan TÜİK Başkanının bizim 3 Şubat’ta yaptığımız Basın toplantısının ardından 17 Şubatta bir gazeteye verdiği demeçte; “Yöntem Araştırmalar Dairemiz TÜFE’yi bağımsız bir gözle baştan aşağı inceledi. İyileştirilmesi gereken alanları belirledi. Benzer incelemeyi şimdi danışma kurulundan talep edeceğiz” diyor.

Sayın Başkanın kendi Kurumundaki bir daire bile incelemesinde TÜFE de iyileştirilmesi gereken alanlar olduğunu belirtiyorsa bu güne kadar neden yapılmayıp beklenmiş.

3 Şubattaki Basın toplantımızda; TÜİK’e ve bilim camiasına bir çağrıda bulunarak Kamu Emekçilerinin tüketim sıklığını da dikkate alan “ Emekçiler için TÜFE” hesaplansın demiştik.

TÜİK Başkanı 17 Şubattaki demecinde; “TÜFE dışında Türkiye’ye özgü fiyat endeksi de üretebileceklerini, yeni endeksler söz konusu olabileceğini, yaşam maliyeti endeksi oluşturabileceklerini” ifade etmiş ardından da; “TÜFE kapsamında herkesin kendi enflasyonu ölçebileceği bir veri seti oluşturmak üzere hazırlık yaptıklarını, dileyenin kendi tüketimine ilişkin kalemlerden kolaylıkla kendi enflasyonunu hesaplayabileceğini belirterek, adına da “Benim enflasyonum” demiş.

Kulağa ne kadar hoş gelen açıklamalar değil mi? Ancak bizim teklifimizi dikkate almayan TÜİK farklı farklı enflasyon hesaplatacakmış yurttaşlarımıza… Peki Hükümet asgari ücret için, mevsimlik işçiler için, emekliler ve biz emekçilerin maaş zamlarında hangi enflasyonu dikkate alacak? TÜİK yine algı yönetimi yaparak topu taca atmaktadır.

Buradan bir kez daha TÜİK’e ve Bilim Camiasına sesleniyoruz;

Gelin Birlikte Çalışalım! Dar Gelirlinin de Tüketim Sıklığını Dikkate Alan, Halkın Gerçek Enflasyonunu Hesaplayalım!

Siz, açıklasanız da açıklamasanız da, biz gerçekleri duyurmaya devam edeceğiz!

Editör: TE Bilisim