'Çaresizlik nedir'; pet şişelerle yangını söndürmeye çalışan, toprakları kazıp ateşe atan eli yüzü yanmış, 40 yıllık anıları, eliyle sıvadığı evi, can yoldaşı hayvanlarının yanışını ağlayarak izleyen insanımızın yüzünde gördük!

'İnsanlık nedir'; saatler içinde organize olup âfet bölgesine su ve erzak taşıyan, günlerdir uykusuz, ölümüne mücadele eden sivil halkımızın alınterinde gördük!

'Sevgi nedir'; keklikleri için ağlayan amcanın, koyununa sarılan teyzenin ağıdında gördük!

'Kahramanlık nedir'; her türlü imkansızlıkta günlerdir ateşin üstüne yürüyen, açlık-susuzluk-yorgunluktan bîtab düşse de yangınla mücadelesinden vazgeçmeyen, bu uğurda şehit olan itfaiye erlerimiz, orman işçilerimizin is sinmiş koca yüreklerinde gördük!

'Akıl tutulması nedir'; halka fırlatılan çay paketlerinde; rant düşkünlerinin 'insanlar keşke evim yansaydı diyecek' gibi talihsiz açıklamalarında, heryer cayır cayır yanarken yandaş kanalların 'yangının son derece başarılı şekilde kontrol altına alındığına dair' mesnetsiz haberlerinde gördük!

Vicdan nedir', insanlara su taşırken ölen gencecik evladımızın gözlerinde, kilometrelerce öteden âfet bölgesine koşan evlatlarımızın cesaretinde gördük!

'Dayanışma nedir', maddi manevi tüm gücünü yüklenip olay yerine giden; birbirine erzak uzatan ellerde, hortum yüklenen bellerde, bölgeye yemek yapıp taşıyan anne gönüllerinde gördük!

'Can' nedir, patileri yanmış köpeklerin o masum bakışlarında, yangına dönüp yavrularını kurtarıp gelen atın, yumurtalarını beklerken yanan kuşun, alevlerden kaçmaya çalışan binlerce hayvanın çığlığında gördük!

'Tedbirsizlik nedir'; yılda 2000 orman yangını olan bir ülkenin bir adet bile yangın söndürme uçağının olmadığı, olanların da ihale çıkmazında hangarda bekletildiğini öğrendiğimizde gördük!

'İhmalkârlık, vicdansızlık nedir' insanlar çaresizlikle gözleri havada beklerken 'uçak var-yok, ülke âcizdir, değildir' polemikleri dışında hiçbirşey yapılmadığını, insanların hava desteği bekleyip 'yardım edin!' diye yalvarırken göz göre göre yurdumuzun cennet köşelerinin; yangında eli olanların ruhları gibi simsiyah oluşunu görürken ; olay yerine yönlendirilmeyen askeri, jandarmasıyla, 5 gün sonra yardıma dahil edilen TOMA ları ve yüzlerce uzmanlıktan uzak plansız, programsız müdahaleyi elimiz yüreğimizde izlerken gördük!

Biz bu yangınlarda yine 'vatanı için bir yürek olmuş' bir 'millet' gördük ama 'devlet' görmedik!! Sahi, vergilerimizi ödediğimiz, bu tarz her ülkenin başına gelebilecek âfet durumlarında evimizi barkımızı hayatımızı güvence altına alması gereken; bize deprem-sel her âfetten sonra 'öncesinde önlem almadık ama yaralarınızı sarıcaz' diye sözler veren devlet baba nerdeydi, gören oldu mu??

Editör: TE Bilisim