Şimdi siz bu yazıyı okurken kendinize bir kahve yapın, ister sütlü ister sütsüz – benim tercihim sütsüz – ve rahat ettiğiniz bir köşeye bırakın kendinizi. Müzik sisteminiz hazırdır umarım, birazdan arka fona bir şarkı yerleştireceğiz.

Hazırlığınız bitmişse eğer buyrun;

Sizce yeniden başlamak mümkün müdür? Yeniden doğmak, var olmak? Yeniden öğrenmek her şeyi? İlk günkü heyecanla var olmak hayatta. O heyecanı hiç kaybetmemek sonrasında. Her işi artık ciddiye alarak yapmak. Bütün doğru ve yanlış diye bildiklerimizi yeniden yazmak ve yaşamak.

Ne sözler verdik kendimize tutmadığımız, tutamadığımız. Yeniden başlayacağım dediğimiz ya da daha iyi olacağım dediğimiz.

“Doğduğun andan itibaren o elinde tuttuğun saat ecele akar...
Her saniye ölüme biraz daha yaklaşıyorsun.
Yolculuğu önemse, anı önemse; yaptıklarını, insanları, çevreni önemse…
” – Haluk Bilginer (KafkaOkur Röportajı)

(Arka fona bir şarkı koyuyoruz: Chopin – Nocturne in E Flat Major (Op. 9 No. 2)  https://www.youtube.com/watch?v=p29JUpsOSTE )

Her canlıyı, her yaşayanı önemseyerek, etrafımızda ki her şeye özen ve saygı göstererek onları kabul ederek yaşamak. Kendimize olduğumuz gibi olma iznini verip, geriye kalan yolculuğa öyle devam etmek için yeniden başlayalım. Anı yaşayalım. Bırakalım da şu an’da var olalım bundan sonra.

Sadece öğrenerek değil, tecrübe ederek.

Sadece okuyarak değil, okuduğumuz şeyin içinde var olarak ve orada yaşayarak.

Sadece değişmek değil, dönüşmek de aynı zamanda.

Sadece eleştiriyi değil, cesareti de vermek.

Sadece laf değil, icraat da yapmak.

Yani kendimiz olurken, kendimizi yaratırken yeni baştan belki de en mükemmel hali hayal ederek. Birini bekleyerek değil, kendimizle yeniden başlamak ve onu bulmak. Beklemek çünkü hayatın dışında akan bir zaman dilimidir.

Ömür yanıyor ve harcanıyor varsayımlar peşinde koşarken ve onları beklerken. Yapmak istediklerimizle yaptıklarımız aynı olunca ömür yorularak geçmiyor.  

Hemen şimdi, yeniden başla ve yaşa hayatını. Belki tasarlayarak ya da planlayarak belki de sürprizlerle ve spontane bir şekilde. Yeter ki yaşa ve istediğin gibi yaşa, şikayet ettiğin gibi değil.

Birini ya da bir şeyi beklemek zordur.

Oturup bekleme.

Beklemek en zoru belki de.

Birini ya da bir şeyi beklemek zordur. Hayal kırıklığıdır.

“Eğer birinden hiçbir şey beklemezsen hayal kırıklığına uğramazsın.” – Sylvia Plath (Sırça Fanus)

Beklentiler yoruyor da seni. Senden başkası değiştirmeyecek hayatını. Sen değiştireceksin.

İnsanlardan daha iyi olmasını bekleme, sen daha iyi ol ve daha iyisini yap. Her şey sende gizli aslında.

Sen yeniden başlarsan belki başkaları da başlar. En azından senin daha iyi ve memnun olduğun bir hayatın olur. Tabii ki yanılacağız. Her denemenin sonunda öğreneceğiz. O çok istediğimiz ve dilimizden düşürmediğimiz ideal hayatı sonunda kim bilir belki de kurabiliriz.

Ve şimdi bir ayna başına geç ve kendine yeni hayatından önce son bir kez bak.

Bakman bittiğinde ise hemen icraata geç sadece istemekle olmaz. Hayat beklemiyor, ertelenmeye gelmiyor. Özgürce ara kendini, bul ve sonra kaybet; sonra yine bul.

Editör: TE Bilisim