CHP Adana İl Başkanlığı, Büyük Taarruzun başlangıç tarih ve saatinde il binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

26 Ağustos 2020 Çarşamba, Sabah 05.30’da gerçekleştirilen açıklamaya CHP Milletvekilleri Burhanettin Bulut ve Orhan Sümer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem, İl Kadın Kolları Başkanı Oya Tekin, Yüreğir İlçe Başkanı Bülent Öğrü, Sarıçam İlçe Başkanı Hüseyin Göçmen, il ve ilçe yöneticileri katıldı.

Günün anlam ve önemi üzerine açıklamayı CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi yaptı.

CHP Adana İl Başkanlığı adına Çelebi’nin okuduğu basın metni şu şekilde;

Değerli basın emekçileri,

Bildiğiniz gibi bugün Büyük Taarruz’un 98.yıldönümü.

26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta ‘Zafer’le sonuçlanan Büyük Taarruz’u ve Zafer Bayramımızı her yıl olduğu gibi büyük bir coşkuyla hep birlikte kutlamayı isterdik.

Toplumsal yaşamı tehdit eden koronavirüs nedeniyle bu coşkuyu ne yazık ki kitlesel etkinliklerle yaşayamıyoruz.

Koronavirüs salgınını ideolojik ve siyasi olarak fırsata çevirmeye çalışan iktidar da, diğer ulusal bayramlarımızda olduğu gibi 30 Ağustos Zafer Bayramını salgınla mücadele kurallarına uygun olarak kutlamamızı engellemeye çalışıyor.

İçişleri Bakanlığı Valiliklere gönderdiği genelgeyle Zafer Bayramı kutlamalarını koronavirüs salgınını gerekçe göstererek yasaklarken, yandaş kuruluşların kitlesel etkinliklerine ise göz yumuyor.

Bugün ZAFER BAYRAMINI KUTLAMAK YASAK!

Ancak AKP Genel Başkanının oğlunun kurucusu olduğu Okçular Vakfının Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünü kitlesel etkinlikle kutlaması serbest.

Ayasofya’nın binlerce kişiyle ibadete açılması serbest.

Buradan iktidara soruyoruz:

Virüs sadece hafta sonlarında ya da ulusal bayramlarda mı halk sağlığını tehdit ediyor?

Siyasal İktidarın ulusal bayramlarla ilgili alerjisini, rahatsızlığını anlamakta zorlanıyoruz.

Dini ve ulusal bayramlar toplumu birleştiren, bütünleştiren, ortak payda altında toplayan, kaynaştıran özel ve önemli günlerdir.

Yapmayın!

Bayramları dahi ayrıştırarak, ülkemize ve toplumumuza kötülük yapıyorsunuz!

Ulusal bayramlar da dini bayramlar da bizimdir. Onları her zaman kutlarız.

Ulusal bayramlarımızdan, Cumhuriyet değerlerinden, Başkomutanımız, Önderimiz Atatürk’ten neden rahatsız duyuyorsunuz?

Bırakın bu kini, düşmanlığı…

Bunların hepsi ulusumuzun ortak değerleridir.

Ne kadar yasaklarsanız yasaklayın, bayramlarımızı kitlesel etkinliklerle olmasa da yüreklerimizde daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız.

GÖNLÜMÜZDEN SİLEMEZSİNİZ, UNUTTURAMAZSINIZ, UNUTMAYIZ, UNUTMAYACAĞIZ!

Değerli basın emekçileri,

Kurtuluş mücadelemizin en önemli dönüm noktalarından biri Büyük Taarruz ve devamında Başkomutan Meydan Muharebesiyle elde edilen Büyük Zafer’dir.

Büyük Taarruz’a dek işgal güçlerine karşı savunmada olan Türk ordusu, işgal güçlerini Anadolu’dan temizlemek için Atatürk’ün önderliğinde ilk defa taarruza geçmiştir.

30 Ağustosta elde edilen Zaferi’yle emperyalist güçlerin işgaline son verilmiş ve Anadolu yeniden vatan haline gelmiştir.

26 Ağustos sabahı topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz’u Çanakkale Savaşlarının kahramanı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bizzat yönetmiş, taarruzun her aşamasını büyük bir titizlikle planlamıştır.

Mustafa Kemal’in savaş meydanlarındaki tecrübesi ve öngörüleri zaferin elde edilmesinde önemli rol oynamıştır.

Büyük Taarruz tüm yönleriyle dünya tarihin en büyük kahramanlık destanlarından biridir.

Silah ve cephane konusunda Türk ordusuna sayıca üstün olan Yunan Ordusu, taarruzla gafil avlanmış ve 5 gün içerisinde yok edilmiştir.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi 20.Yüzyılın son süvari hücumu olarak tarihe geçmiştir.

30 Ağustos’ta elde edilen zaferin ardından Atatürk 1 Eylül’de Türk ordularına “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vermiş, bir gün sonra Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis esir alınmış, 9 Eylül’de de Yunan askerleri İzmir’den denize dökülmüştür.

Partimizin kuruluşunun bu tarihe rastlaması da ayrıca anlamlıdır.

1918-1922 yılları arasındaki emperyalist güçlerin işgali 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşıyla sona ermiştir.

Değerli basın emekçileri,

Büyük Taarruzun üzerinden tam 98 yıl geçti.

Atalarımız bağımsızlık ve özgürlük için gözlerini kırpmadan canlarını feda ettiler.

Bugün bu mücadeleye gölge düşürmeye, kurtuluş mücadelesinin kahramanlarını itibarsızlaştırmaya çalışan, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen bir anlayışla karşı karşıyayız.

Bu özgürlüğe düşmanlık,

Bağımsızlığa karşı çıkış,

Demokrasiye hazımsızlıktır!

Bu anlayışın halk arasında karşılığı vatan hainliğidir!

Peki Yunan galip gelseydi, yani Büyük Taarruz başarısız olsaydı ne olurdu biliyor musunuz?

Çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti, özgür ve bağımsız Türk ulusu olmazdı.

Ulusumuzun Anadolu’da yaşamasına dahi için verilmezdi.

Halkımız Sevr’den çok daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalırdı.

Kuvayı Milliye’nin devamı olarak kurulan,  Cumhuriyeti kuran, çağdaş uygarlık yolunda devrimleri gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bugüne dek verdiğimiz mücadeleden hiçbir zaman geri adım atmayacağız.

Cumhuriyetimizin varlığı, ulusumuzun geleceği, çocuklarımızın yarınları, ülkemizin refahı için Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefe doğru yılmadan, korkmadan yürüyeceğiz.

Cumhuriyetimiz de halkımız da sahipsiz değildir.

Ne diyordu Adnan Yücel?

 Saraylar saltanatlar çöker, 

kan susar bir gün

zulüm biter.

menekşelerde açılır üstümüzde

 leylaklarda güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler...

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ, LAİK, DEMOKRATİK TÜRKİYE!

Büyük Taarruz’un ve Büyük Zafer’in 98.yılında Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele arkadaşlarını, şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, şükranla, saygıyla anıyoruz.

Ruhları şad olsun.

Editör: TE Bilisim