DOĞU AKDENİZ ÇEVRE DERNEKLERİ GÖNÜLLÜ AVUKATI İSMAİL HAKKI ATAL; "DANIŞTAY İÇTİHATLARI DOĞRULTUSUNDA "606 ADET MADEN SAHASININ İHALESİNİN İLANININ İPTALİ " DAVAMIZI ANKARA İDARE MAHKEMESİNDE AÇTIK."  

DAÇE Adına Atal Konuyla İlgili Şu Açıklamayı Gerçekleştirdi; "Evvelce "766 madenin topluca ihalesinin ilanına " karşı açtığımız İPTAL davasında Ankara 4. İdare Mahkemesi "toplu maden ihalesi ilanının dava edilemeyeceği " gerekçesiyle  RED kararı vermiş , ancak  Danıştay 13. Daire   2020 /3355 E. 2020/3544 K. Sayılı kararıyla  "TOPLU MADEN İHALESİNİN DAVA EDİLEBİLECEĞİ" yönünde karar vermiş TOPLU MADEN İHALESİ İPTAL DAVALARININ ÖNÜ AÇILMIŞTI. Emsal DANIŞTAY  kararlarına dayanarak AKDENİZ -EGE -MARMARA -KARADENİZ ve İÇ ANADOLU'DAN Çevre dernekleri , Tabip odaları ve ZMO genel merkezinin davacıları olduğu , 606 maden ihalesinin ilanının iptali davamızı 12.04.2021 tarihinde açtık" dedi.

Atal, Açıklamasına Şu Şekilde Devam Etti;

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün  YAPMAK ZORUNDA olduğu  toplumsal maliyet analizi , kümülatif etki çalışmasını  yapmadan ve Anayasanın 166 maddesiyle Devlet görevlilerine yüklenen PLANLAMA GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYİP ANAYASAYA AYKIRI şekilde , hiçbir hesap -kitap ve  herhangi bir strateji olmaksızın,  tüm maden projelerini  kabala-toptan  ihaleye çıkararak  yaptığı bu işlemler halkımızın hayatını tehdit etmektedir. Zira Biliminsanları , Yaygın ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz genişlemesi, yoğun çiftçilik, MADENCİLİK  VE altyapı gelişimiNİN CORONA VİRUS SALGINLARINA YOL AÇTIĞINI  TESPİT ETMİŞLERDİR. ( Bkz. https://ipbes.net/covid19stimulus)  Ağustos 2020'de ise Madenciliğin yok ettiği   orman  alanları ve  diğer  doğal ekosistemlerde ,  Covid 19 virusunun   2.5 kat arttığı ve viruslerin insanlara bulaşma riskinin de %70 arttığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

(https://www.nature.com/articles/s41586-020-2562-8) 

Diğer yandan , AYNI HAVZA -AYNI EKOSİSTEM İÇİNDE BULUNAN TÜM MADEN PROJELERİNİN KÜMÜLATİF ETKİSİ HESAPLANDIKTAN SONRA , O HAVZANIN  KALDIRABİLECEĞİ  KADAR MADEN RUHSATI VERİLMESİ DANIŞTAY İÇTİHATLARI  GEREĞİ ZORUNLU OLMASINA RAĞMEN MAPEG bu gerekliliği de yerine getirmemektedir. 

ÖZEL TEŞEBBÜS MADENCİLİĞİNİN   YAŞAM ALANLARIMIZA VAHŞİCE SALDIRMASININ EN ÖNEMLİ MOTİVASYONU İSE MADEN KANUNUNUN  14. MADDESİ ne GÖRE ÇIKARILAN MADENİN %3 İLE %8 ARASINDAKİ BİR ORANININ DEVLETE BIRAKILMASI , GERİ KALANINA ŞİRKETLERİN EL KOYMASIDIR. İşbu davamızda Anayasaya aykırılık dayanaklarımızla birlikte Maden Kanununun 14. maddesinin İPTALİ AMACIYLA Ankara İdare Mahkemesinden  ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASINI talep ettik.Zira ;  

-  Anayasanın 168. maddesine göre -“Doğal kaynaklar”: Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altında" olduğundan ,

-  Çıkartılan madenin %3'ünün KAMUYA BIRAKILMASI ve ÖZEL TEŞEBBÜS MADENCİLİĞİ , ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLEMEZ   hükmü olan ( Anayasa 2. Md) öncelikle KAMU ÇIKARININ-KAMU YARARININgözetilmesini zorunlu kılan SOSYAL DEVLET NİTELİĞİNE  aykırı olduğundan , 

- Corona virus salgınlarının hem sebebi ve hem de SALGINI AĞIRLAŞTIRAN ( termik santrallerle birlikte ) 2 ana faaliyetten birisi olan   madencilik faaliyetleri ANAYASANIN 56. MADDESİYLE GÜVENCE ALTINA ALINMIŞ " , sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını" ihlal ettiğinden ,

-TEK BİR MADEN PROJESİYLE 300.000 -500.000 -1MİLYON AĞACI KESEBİLEN MADENCİLİK PROJELERİ ; Anayasamızın  169. Maddesiyle  "Devlete YÜKLENEN  ormanların korunması ve geliştirilmesi ödevini " engellediğinden , ŞİRKETLERİN YAŞAM ALANLARIMIZA SALDIRMASINA NEDEN OLAN MADEN KANUNUNUN 14. MADDESİ ANAYASAYA AYKIRIDIR ve ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLMELİDİR. 13.04.2021

Editör: TE Bilisim