Ocak Ayı Aydınların, Demokrasinin, İnsan Haklarının Katledildiği Ay

Onat Kutlar, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hırant Dink… Bu isimlerin ortak özelliği Ocak ayında katledilmeleridir. Onat Kutlar 11.01.1985, Muammer Aksoy 31.01.1990, Uğur Mumcu 24.01.1993, Metin Göktepe 08.01.1996, Hırant Dink 19.01.2007 tarihlerinde aydın, demokrasi, insan hakları düşmanları tarafından katledildiler. Bu katliamlardan sonra toplumsal olarak çok daha fazla acılar çekildi, çok daha fazla katliamlar yaşandı. Bu katliamları yakınları nasıl yaşadı;

Onat Kutlar Eşi Filiz Kutlar

“Onat'a birkaç gün önce, bombalanacağından korktuğumdan yılbaşı bitene kadar oraya gitmeyelim demiştim. Dilimin ucuna geldi, 'Onat hani oraya gitmeyecektik' demek istedim. Söylemedim. Kuaföre gitmek için bürodan çıktım, ama vedalaşırken çok zorlandık. Hiç ayrılmak istemedim. Uzun uzun sarıldık. Sanki yeni flört eden çiftler gibiydik. Gitmesem mi diye düşündüm… Akşam restorana gittiğimde hiç kimse yoktu. Işıklar söndürülmüş gibiydi. Pastanenin kapalı olduğunu düşündüm. Eşimin eve gitmiş olabileceğini düşünüp eve döndüm. Baktım evin ışığı sönük. Birden bir tuhaflık hissettim.”

Metin Göktepe Annesi Fadime Göktepe

“İçimde bir şey vardı. Bir şey olacaktı. Akşam saat 10'da telefon ederdi, aramadı o akşam. Gece boyu balkonda dolaştım. Biri geliyordu, baktım, Metin değil. Sabaha karşı biri bana telefon etti. Dedi, “Metin evde mi?”, “Yok” dedim. Kapattı. Sonra Aziz ağlayarak geldi sabah. “Abimi vurmuşlar, hastanede yatıyor” Kapıları görmedim ben. Balkonun kapısını açtım. Kendimi atacağım, aşağı ineceğim. Komşular beni tuttu. Sonrasını bilmiyorum…”

Uğur Mumcu Kızı Özge Mumcu

“Bir anda kavrayıp, bir anda büyüyorsun. Aslında ben de gidecektim annemlerle o gün… Eğer gitseydim, muhtemelen ben de ölecektim çünkü her zaman babamla arabaya binerdim, yanına otururdum hemen. Annemle ağabeyim gelene kadar babamla arabada vakit geçirirdik. Renault 12'den bahsediyoruz, ısıtmak gerekiyordu, bilirsiniz. O gün garip bir his geldi bana, gitmek istemedim babamlarla. “Gelmek istemiyorum” dedim. Hayatımda böyle bir duygu bir daha da yaşamadım zaten. Babam beni evde yalnız bırakmak istemediğinden annem babamı ikna etti ve evde kaldım. Babasının kızıydım. Babam önce çıktı evden, annem arkadaydı, kapı kapama sesiyle de bir patlama oldu zaten. Anahtarım yok diye dışarı çıkmadım. O sırada elektrikler kesildi. “Trafo patladı herhalde” diye düşündüm. Annemler de geri gelmedi, “Demek onlar çoktan gitti” dedim içimden. Ama bir süre sonra telefonlar çalmaya başladı. “Gerçek mi?” diye soruyorlardı.”

Muammer Aksoy Eşi Ülke Aksoy

"Öldürüldüğü gece bile, çevrede ciddi önlem alınmadı. Denetleme, polis kordonu, çevrede ayrıntılı parmak izi araması gibi şeyler yapılmadı. Kaç kurşun var, ona bakıldı. Nasıl takip edildi, apartmanın içine mi saklanıldı, bunlar açığa çıkmadı. Olay anında evdeydim. Muammer, evin önünde vuruldu ama hiç silah sesi duymadım. Cinayet susturucu ile mi işlendi? Oysa susturucu temin etmek öyle kolay değil. Bunlar açıklığa kavuşmadı. Üstelik öldürüldüğü cadde oldukça işlekti ve herkesin işten çıktığı bir saatte saldırıya uğradı.”

Hrant Dink Eşi Rakel Dink

“Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık, saygısızlık vermeden, sloganlar atmadan, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır. Yaşı kaç olursa olsun 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz. Sevdiklerinden ayrıldın, çocuklarından, torunlarından ayrıldın, burada seni uğurlayanlardan ayrıldın. Kucağımdan ayrıldın. Ülkenden ayrılmadın…"

Editör: TE Bilisim