Her gün bir kadın cinayeti haberiyle uyanıyoruz. Kadının yıllar içinde sindirilip ruhunun yok edildiği ülkede, sıra bedenlere geldi, şimdi teker teker onlar da alınıyor. Her gün onlarca kadın 'tehdit alıyorum, eski eşim, sevgilim beni öldürecek beni koruyun' diye yalvara yalvara öldürülüp, ana haber bülteninde 'bir kadın daha öldürüldü' cümlesinin öznesi olma dışında hayatta hiç birşeyin öznesi olamadan göçüp gidiyor.

Peki biz hangi ara bu kadar vicdansız olduk, insanlıktan çıktık?

Toplumda herkesin cinnet eşiğinde yaşıyor olması, içindeki psikopatı salıp sapıkça, planlı cinayetler işleyenlerin, tecavüzcülerin sayısının giderek artışında toplum olarak hepimizin suçu yok mu? Bunları yapan erkekler evet suçlular ama o erkekleri yetiştiren ebeveynler de suçlu değiller mi?

Toplum olarak paylaşılmış bir psikoz hâli mevcut. Anneler ve tabi ki babalar oğullarını 'paşam, şehzadem' diye büyütüp, komşulara pipilerini göstertip beyinleri değil o organlarıyla övünerek yetiştirirlerse o çocuklar büyüyünce gerçek hayattaki başarısızlıklarının öcünü pipileriyle almaya çalışırlar. 'Sen güçlüsün, ağzının ortasına vuraydın, kıraydın aslanım' gazlarıyla büyüyen, uyguladığı şiddetle gurur duyularak yetiştirilen çocuk; tabi ki kendinden güçsüzü ezip dövmeye programlı yaşayacaktır. Evde kızı ve oğlu olan anneler, ev işlerini kızlarına buyurup erkeğin hizmet beklemesini olağan kılarsa, o adam ilerde karısından da aynı şeyleri beklemez mi? İki erkek çocuk annesi olarak şunu net söylüyorum kendine güvenli, güçlü erkek çocuk yetiştirmekle; kadını ezerek kendini güçlü hissedecek bi canavar yaratmak arasındaki o ince çizgide biz anneler varız.

'Kocamdır sever de döver de, erkeğin elinin kiridir, kadın erkeğinin namusudur.' safsatalarını söyleyen; erkeğe medenî değil 'mâdenî' cesaret veren; kendi ayakları üstünde durmayıp işin kolayına, hazırı yemeye alışan kadınlar ve bu zihniyetle büyütülen zavallı kızlar… Bu kafayla yaşarsanız sizi ezenlere sesinizi yükseltme hakkına sahip olabilir misiniz? Nolur yapmayın, etmeyin, kızlarınızı okutun, güç ve söz hakkına sahip edin onları; ne kocaya ne babaya bağımlı olmayıp 'Kadın kuyruğunu sallamazsa başına bunlar gelmez' diyen tüm vicdansız; şiddeti, cinayeti, sapıklığı savunan zihniyete karşı dimdik durabilsinler. Evet belki şiddet okumuş, cahil ayırmaz; ama inanın cehalet toplumda her sapkınlığı olağan kılar.

O pırıl pırıl bakışlı Şebnem Şirin'in o hayata meydan okuyan gülüşlü fotoğrafına bakıp yüreği sıkışmayanlar, kadın cinayetlerini ve her türlü şiddeti, gerekli yasal düzenlemelerle önlemeyenler; vicdanınızın sızlaması için daha kaç kadının yaşam hakkı elinden alınmalı; kaç Özgecan, kaç Şule, kaç Özlem yeryüzünde çiçekken, toprak olmalı?? İnsanlık bıçaklanırken, boğulurken, yakılırken, bir bidona çimentoyla gömülürken kaç annenin kaç babanın yüreği evlat acısıyla dağlanacak, kaç evlat annesiz kalacak sorarım size, kaç??

Öyle acı ki bilgisayara 'kadın' yazınca, 'kadın cinayetleri' alt başlığının çıktığı bir ülkede yaşıyoruz.

Kadın' demek 'hayat' demek olmalıyken 'ölüm'le birleştirilen bir ülkede, gerekli yasaları çıkarmayıp caydırıcı cezalar vermeyenlere inat yaşıyoruz! Ülkeyi sürüklediğiniz Ortadoğu çıkmazında getirmeye çalıştığınız şeriat kurallarını akılla, bilimle ezen biz Cumhuriyet kadınları dimdik ayaktayız ve emin olun çok yakında bunların hesabını hepinizden soracağız! O kadar kadının çığlığı kulağınızda çınlarken uyuyamayacak, onların ardından dökülen gözyaşınlarında hepiniz boğulacaksınız!!

Dr. Figen Demir Kardeş (Hunili Doktor)

Editör: TE Bilisim