Türkiye’de okullar, uzun süredir iktidara yakınlığı ile bilinen çeşitli dini vakıf ve derneklerin temel etkinlik ve faaliyet alanları haline getirilmek istenmektedir. Bu amaçla söz konusu vakıf ve derneklerle iş birliği protokolleri imzalanmakta, dini vakıf ve cemaatlerin eğitim kurumları üzerinden faaliyetlerini yoğunlaştırmalarına devlet tarafından çeşitli kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu durumun son örneği İzmir’de yaşanmıştır.

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün onayıyla ilçe spor il müdürlükleriyle sporcu arama-tarama faaliyetleri yürütmek amacıyla protokol yapmıştır. Söz konusu protokolün ardından ilçe kaymakamlıklarına başvuran TÜGVA, okullarda öğrenci sporcu arama-tarama faaliyetinin yürütüleceğini ve bu kapsamda gerekli kolaylığın sağlanmasını talep etmiş, ilçe kaymakamlıkları da ilçe milli eğitim müdürlüklerine, okullara gönderilmesi için resmi bir yazı göndermiştir.

Bu tür çalışmalarla ilgili bizzat görevi olan gençlik spor müdürlükleri olmasına rağmen, TÜGVA’ya böylesine bir izin verilmiş olması doğru bir uygulama değildir. Gençlik spor müdürlükleri sırf bu konuda atanan antrenörler aracılığıyla okullarda çalışma yaparak sporcu potansiyeli olan öğrencilerle ilgili faaliyetleri zaten yürütmektedir. Yine MEB’e bağlı olarak çalışan beden eğitimi öğretmenleri, okullarda spor branşlarına yatkınlığı olan çocuklarımızı lisanslı spor yapmaya teşvik etmektedir. Bu ve benzeri çalışmaların kamusal bir anlayışla ilgili kurumlar aracılığıyla yapılması gerekirken, iktidara yakın bir vakfın böylesi bir alana yönlendirilmesi öğrencileri ve velileri tedirgin etmektedir.

Pedagojik formasyonunun var olup olmadığı belli olmayan, çocuklarla çalışma konusunda birikimi, donanımı olmayan vakıf ve derneklerin sırf siyasi iktidar ile kurduğu yakın ilişkiler üzerinden okullarda faaliyet yürütmesi kabul edilemez. Amaç gerçekten öğrenciler arasından sporcuların bulunması ve yönlendirilmesi ise bu konuyla ilgili olan temel birim Gençlik ve Spor İl Müdürlükleridir. Okullarda beden eğitimi öğretmenleri aracılığıyla bu tür yönlendirmelerin yapılması daha doğru ve sağlıklı olacaktır.

Eğitimde siyasi amaçlarla TÜGVA benzeri mekanizmalara alan açılmak istenmesi, dini vakıf ve derneklerin okullar üzerinden örgütlenmesine olanak tanımak ve devletin kendi asli unsurundan uzaklaşması anlamına gelmektedir. Yapılması gereken, sporcu seçimlerinin devlet kurumları eliyle şeffaf, denetlenebilir, açık olan kurumlar eliyle yapılmasıdır.

Kimi zaman kamu kurumları ile protokol imzalama, kimi zaman da fiili olarak okul kapılarını dini vakıf ve derneklere açma uygulamalarından derhal vazgeçilmelidir. Dini vakıf ve derneklerle imzalanan bütün protokoller iptal edilmelidir. Hangi gerekçeyle olursa olsun eğitim alanının dini vakıf ve derneklerin temel faaliyet alanı haline getirilmesi uygulamalarına son verilmelidir.

Editör: Haber Merkezi