Kadına yönelik şiddetin türleri bulunmaktadır. 
FİZİKSEL ŞİDDET.
CİNSEL ŞİDDET.
SÖZLÜ/ DUYGUSAL/ PSİKOLOJİK ŞİDDET.
EKONOMİK ŞİDDET.

Psikolojik şiddet (psikolojik istismar, duygusal şiddet, ya da duygusal istismar olarak da bilinir), failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık biçimidir.

Psikolojik şiddet sebebiyle boşanma davası açılabilir. Zira şiddetin her türlü boşanma sebebidir. Yargıtay kararına göre eşi aşağılamak, eşi hor görmek boşanma sebebidir. 

Psikolojik şiddet eşler için evlilik birliğini çekilmez bir hale getirmiş ve ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek ise hakim boşanmaya karar verecektir. Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunulabileceği gibi müşterek çocuk ya da çocukların varlığı durumunda velayet de talep edilip çocuklar lehine nafaka da talep edilir.

Önemli olan şiddetli geçimsizliğin varlığının ispatıdır. Çekilmezlik koşuludur. Eşlerin birlikte yaşamaları, evlilik birliğinin devamı bakımından çocuklar ve eşler açısından korunmaya değer bir yarar sağlamıyorsa boşanmaya karar verilecektir.

En önemli kısma gelelim. Psikolojik yani duygusal şiddete uğradığımı nasıl ispatlarım?

Boşanma davalarında psikolojik şiddetin ispatı her türlü delil ile ispatlanabilecek bir olgudur. Tanık delilleri, eşle yapılan mesajlaşmalar, whatsup yazışmaları, sosyal medya yazışmaları, komşular, aile bireyleri, çocuklar psikolojik şiddetin ispatında başvurulabilecek vakıalara örnektir. 

Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
2016/12004 E. 
2018/2538 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Tarafların karşılıklı açılan boşanma davalarının yargılaması sırasında davalı-karşı davacı kadının davasının 27/10/2015 tarihinde müracaata bırakıldığı, davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden yargılamaya devamla 27/10/2015 tarihinde, davalı-karşı davacı kadının birlik görevini ihmal etmek amacıyla ortak konutu terk ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin ortak çocuklara psikolojik şiddet uyguladığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karar 23/12/2015 tarihinde taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından 27/10/2015 tarihinde müracaata kalan davanın 18.11.2015 tarihinde yenilenerek ayrı esasa kaydedilmesi ile yapılan yargılamada davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan ve taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşen boşanma davasındaki aynı gerekçeyle tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmıştır. 

Davacı-karşı davalı erkek tarafından TMK 166/1 maddesi hükmü istemiyle açılan ilk davanın yukarıda belirtilen gerekçeyle kabulüne karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden davalı-karşı davacı kadının TMK 166/1 maddesi hükmü istemiyle açmış olduğu dava konusuz kalmıştır. O halde; mahkemece yapılacak iş kadının davası yönünden dava konusuz kaldığından "Karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar vermekten ibaret olup, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde yeniden boşanmaya karar verilmesi ve fer'ileri hakkında hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2018 

2. Hukuk Dairesi
2016/13379 E.
2018/3650 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine verilen tazminatlar, nafakalar ile kabul edilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenilen alkollü şekilde eve gelme vakıasının duyuma dayalı beyanlar olması ve eşini korkutarak duygusal şiddet uygulama vakıasının ise ispatlanamadığından iddia edilen bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine de boşanmaya sebebiyet veren diğer vakıalara göre erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece davalı-davacı kadına; 6 adet 22 ayar, 10 gram Bilezik (6.000,00 TL), 17 adet 22 ayar (3.043,00 TL)’ın aynen, olmadığı taktirde ise tespit edilen 9.043,00 TL olan bedelinin ödenmesine karar verilen ziynetlerden 17 adet 22 ayarın nelerden ibaret olduğu, cins, nitelik, ağırlık ve değerleri hüküm fıkrasında gösterilmeyerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında ise; gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun olarak düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyasın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden hüküm altına alınan ziynet eşyalarının adet, cins ve değerleri tek tek belirtilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre ziynet eşyasına yönelik olarak yapılan diğer temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2018 

Avukat Gizem Gül Uzun Kutlay

Editör: TE Bilisim