Üç harf, tek kelime…!

Bazen farkında olmadan hayatın sana sunduğu sürprizlere gebe kalıyor ve hiç doğum anı gelmesin diye dua ediyorsun. Çünkü her güzel duyguyu içinde yaşatmanın keyfi başka hiçbir şeyde yok.

Eğer hayatın içinde yol alırken bir kayaya çarpıp dağılmasaydım, içimdeki yalnız kadını hiçbir zaman göremeyecektim. Şimdi yeniden keşfediyorum etrafımdaki güzellikleri. Kalbime yerleşmiş acıların valiz hazırlayıp yolculuğa çıktığına tanık oluyorum. Yer değiştirmeye hazırlanır gibi duygular. Ama bir türlü tarif edemiyorum yaşadıklarımı, şuana kadar hissettiğim hiçbir şeye benzemiyor bu durum. Sanki kendimden uzak hayallerimi giydiriyorum üzerime. Tek korkum kendime bir beden büyük gelmeseydi bu duyguların. Acaba dikiş biliyor olmam üzerime uygun hale getirebilmem için bir şans olabilir miydi? Kaç gece dilemiştim böyle mutlu olmayı. Kalbimin beynimden bağımsız hareket ettiğinde yüzümün nasıl bir hal alacağı hep merak konusuydu. Çok izlemiştim başka yüzlerde. Mevzu kime daha çok yakışacağı değildi elbet, mevzu kimde daha çok uzun süreceği. Arayan bulur mevzusuna inat aramadan sahip olmuştum bu duyguların tazeliğine.

Misler gibi kokuyordu aşk.

Aynı bir fesleğenin ya da taze bir nanenin etrafta bıraktığı yenilesi bir tattı bu. Henüz bunun farkında olmasam da içten içe sarıyordu bedenimi bu sıcaklık. Altı üstü bir aşktı. Üç harf ve bir kelime..!

Söylerken bir çırpıda, yaşanırken ise bir ömürde hiçbir yere sığmıyordu. Karşılıklıysa yaralarını sarıyor değilse yeni yaralara sebebiyet veriyordu ve ne hikmetse herkes kalbe yerleşecek yeni lekelere rağmen bunu koşulsuz kabul ediyordu. Hiç yaşamamaktansa yaşayıp acısına katlanmak insanı daha mı bilge yapıyordu. Ve insanlar bu yaraları iyileştirirken mi büyüyordu?

Neyse, yinede büyümek şöyle dursun aşk güzel şey, her şeye ve herkese rağmen inadına yaşanmalı, inadına sevmeli insan… Çünkü o küçük kalbimizde yeni umutları yeşerten ondan başkası değil…

Arya / Bu senin hikayen kitabından…

Editör: TE Bilisim