Yazın Bir Kenara…!

Öldürmeye etrafınızdan başlarsınız, aslında sizin daha önce öldüğünüzü fark edemeyecek kadar kör zamanlar yaşarsınız. Çoğu zaman sahip olduklarınızı unutur, olmadıklarınızın peşinde koşar sahip olamayınca da kendinizi yersiniz. Mutsuzlukta tamda burada başlar.

Oysa kısa hedefler sizi uzak hedeflere yetiştirir. Bunu anlayana kadar elinizden kaçan zaman ömrünüzdür aslında. Tüm her şeye sahip olacağımızı sanırsak pekte eğlenceli yer olmaz bu dünya. Varsayalım ki bizler hiçbir zaman birinin en sevdiği insan olamayacağız ama birini en çok sevebilen insan olmak o kadarda zor değil.

Bazen taraf olmaktan ziyade sadece sevmeyi denemek mutluluğa atılan bir adımdır belki de. Ve sevgiye dair yaşadıklarından pişman olmamak! Nasılsa her şey gibi ömürde geçecek. Ömrün bile bittiği bu dünyada güçlükler neden son bulmasın ki! Bazen her şeyi unutmak lazım gelir, her şeye geç kaldığını düşündüğün lanet bir sayıdan ibaret olan yaşı, mutsuzluğunu, belki bir arabanın olmamasını, belki de terfi alamadığın işini. 

Yaşamak için her şeyi unutmak lazım bazen.  İstediğin bu hayat, bedenin toprağa gömülmeden önce yaşadığına değmeli. Nasılsa herkes kendine bir çıkış yolu buluyor, o yüzden kendine yeni kahramanlar arama, kendi kurtarıcın ol. İnan boş vermek insana sunulmuş en büyük armağandır, her şeyi takacak kadar uzun değil hayat.

Bunların hiçbiri yalan ya da yanlış değil, sadece hayatımıza giren kimi insanlar yanlış. O yüzden kapıyı içeriden kilitleme, bazılarının yeniden dışarı çıkmasına izin ver. Bazılarını da sen kapının yerini göster. “Bir iki yumurta kırılmadan omlet yapılmaz.”  Ve bilinen en önemli şeydi aslında bu hayatta kimsenin mutlu olmadığı. Sadece bazıları rolünü iyi oynuyordu, hepsi bu. Doğar doğmaz yapılacaklar listesi eline verilmiş gibi sırayı takip edip durmamak lazım.

Kendi listenizi kendiniz oluşturun ve kendinizi sevmekle başlayın, gerisi nasılsa hallolur.

Editör: TE Bilisim