Adana Halkevleri Eğitim Okulların açılmasıyla beş günde birçok sorunların yaşandığını ve daha yaşanacağını ileri süren Adan Halkevleri Eğitim'de yaşanan sorunlarla ilgili Adana Abidin Dino parkında basın açıklaması gerçekleştirdi. Halkevleri adına açıklamayı Şükran CANBEY okudu.

Türkiye’de COVİD-19 salgını sonrasında 16 Mart 2020 tarihinde eğitim-öğretime ara verilmesinin üzerinden 7 ay geçti. 7 ay sonunda Millî Eğitim Bakanlığının kararı ile 21 Eylül tarihinde ana sınıfı ve 1. sınıf öğrencileri için ilk hafta haftada bir gün, sonraki haftalarda haftada iki gün olacak şekilde yüz yüze eğitime başlandı. Geçen 7 aylık sürede yüz yüze eğitim için yeterli hazırlığın Bakanlık tarafından yapılmadığı, okulların açıldığı ilk gün okullarda yaptığımız incelemelerle, veli ve öğretmenlerle yaptığımız görüşmelerle açığa çıkmıştır.

Bakanlık görevini yapmamış, okulları öğrenci sağlığı açısından uygun duruma getirmemiştir.

  • Okullar açılmadan önce öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına COVİD-19 testi yapılmadığı
  • Okula girişlerde öğretmen, öğrenci ve velilerin ateşlerinin her okulda ölçülmediği, ateş ölçümü yapılan okullarda ateşölçerlerin Bakanlık tarafından değil okul aile birlikleri ya da öğretmenler tarafından temin edildiği
  • Bazı okullarda velilerden kayıt parası alındığı, velilerden kutu maske ve dezenfektan getirmeleri istendiği
  • Okulların yeterince dezenfekte edilmediği, bazı okullarda velilerin okul temizliği yaptığı
  • Okula gelirken toplu taşıma aracı kullanan velilerin ve öğretmenlerin endişeli olduğu
  • Bazı okullarda en temel hijyen malzemelerinin dahi yetersiz olduğu

tespit edilen başat sorunlardır.

Salgın yönetimi açısından tek yetkili ve söz sahibi olarak davranan Millî Eğitim Bakanlığı, sağlık örgütlerinin önerileri dikkate almamakta; öğretmen, veli ve yerel yönetimlerin sürece dair fikirlerini göz ardı etmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı; okullar açılmadan önce yapılan hazırlıklar, alınan önlemler, okullar açıldığında izlenecek sürecin planlanması, gelişmelerin denetlenmesi ve verilerin paylaşılması konusunda şeffaf ve katılımcı bir süreç yönetmemektedir. Ben ne dersem o olur, ben yaptım oldu anlayışıyla hareket etmeye; bilim insanlarına, eğitimin bileşenlerine, halk sağlığı uzmanlarına kulaklarını tıkamaya devam etmektedir. Ayrıca Bakanlık, pandemi sürecinin eğitimin bileşenlerinde yarattığı travmayı, olumsuz etkileri iyileştirmeye yönelik bir anlayıştan da uzaktır.

Çalışan veliler -özellikle kadınlar- çocuklarının yüz yüze eğitim alabilmesi için büyük bir fedâkarlık süreci yaşamaktadır. Veliler işleri ve çocuklarının eğitimi arasında seçim yapma noktasına getirilmektedir. Özellikle kadınlara yüklenen bu yük, sürecin kadınları nasıl baskıladığını da gözler önüne sermekte; patriyarkanın üstünde yükselen kapitalizmin yine en iyi bildiği şeyi yaptığını, toplumsal görevleri yine kadına yüklediğini göstermektedir.

Şimdi kadınların evde hem kadın hem işçi hem öğretmen hem arkadaş hem psikolog hem ev ekonomisti olmasını istenmektedir. Kadınların omuzlarından bu yükü en azından hafifletmek için özellikle küçük yaş grubu çocukların eğitiminin bütün bilimsel önlemler çerçevesinde yüz yüze yapılması zaruridir. Okulların uzaktan veya yüz yüze olarak açılmasının koşullarından biri, çalışan ebeveynlere dönüşümlü olarak ücretli mazeret (korona) izni verilmesidir. Bu hem çocukların bakımı için hem de planlanan uzaktan ve yüz yüze eğitimin etkili olabilmesi için şarttır.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un övünerek anlattığı uzaktan eğitim planı çökmüştür. Zengin ve yoksul arasındaki eşitsizlik, pandemi sürecinde uygulanan uzaktan eğitim uygulaması ile daha da derinleşmiştir. Tableti, interneti olmayan, çalıştırılan çocuklar uzaktan eğitimden yararlanamamakta, tableti ve interneti olan çocuklar ise EBA’da yaşanan teknik sorunlar ve alt yapı eksikliğinden kaynaklı olarak derslerden yeterli verimi alamamaktadır.

İktidar salgını değil toplumu yönetmeye çalışmaktan, ben yaptım oldu anlayışından bir an önce vazgeçmelidir.

Okullarda bilimsel kriterler ve halk sağlığı esas alınarak tüm önlemler alınmalı, sağlık örgütleri, yerel sağlık yöneticileri, halk sağlığı uzmanları ve yerel yöneticiler tarafından gerekli denetimler yapılmalıdır.

Okulların sadece ana sınıfı ve birinci sınıflar için değil tüm öğrenciler gerekli koşullarla açılabilmesi için tüm okullarda maske, mesafe ve hijyen koşulları sağlanmalıdır. Bunun için özel okullar kamulaştırılmalı, yeni derslikler açılmalı, ataması yapılmayan öğretmenlerin atamaları yapılmalıdır.

Okula giriş ve çıkış saatleri içerisinde belediyeler ve kamu kurumları gerekli düzenlemeleri yapmalı okul giriş çıkış saatlerinde öğrencilerin, öğretmenlerin, okul çalışanlarının eğitim kurumlarına ulaşımları ve evlerine geri dönmeleri ücretsiz ve güvenli bir şekilde sağlanmalıdır.

Her çocuğun uzaktan eğitime katılımının sağlanabilmesi için çocuk işçilik yasaklanmalı, eğitime ayrılan bütçe arttırılmalı, her öğrenciye parasız tablet ve internet sağlanmalıdır.

Tüm çocukların ayrımsız, ayrıcalıksız eşit eğitim hakkı için

Okulların tüm öğrenciler ve eğitim emekçilerinin sağlığı açısından güvenli bir şekilde açılması için

Parasız eğitim, parasız sağlık için mücadele edeceğiz.

Halkevleri olarak taleplerimizin takipçisi olacağız.

Editör: TE Bilisim