Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülüstan KILIÇ KOÇYİĞİT ; Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası geçmiş dönem Eş Başkanı Gönül Erden’in Sincan Cezaevi'nde maruz kaldığı keyfi uygulamalara ilişkin Adalet Bakanlığına soru önergesi iletirken Meclis insan Hakları İnceleme Komisyonuna başvuruda bulundu. 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası geçmiş dönem Eş Başkanı Gönül Erden 21 Eylül tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı. Şu an Sincan L3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan Erden, Covid-19 tedbirleri kapsamında 3 hafta karantinada kalmış, testinin negatif çıkması üzerine Sincan Kadın Kapalı Cezaevine nakledilmiştir. Erden nakil sonrasında bir hafta boyunca karantinada tutulmuş ve testinin negatif çıkması üzerine kalmak istediği koğuşa yönelik dilekçe ile talepte bulunmuştur. 15 Ekim tarihinde koğuşa naklinin yapılmasını beklerken 5 saat boyunca hücreye konmuş ve burada usulsüz bir şekilde bekletilmiştir. Aynı gün hücreden çıkartılmış ve tek başına C-1 diye tabir edilen bölüme konmuştur. Bu esnada Cezaevi Müdürü ve birkaç kişi kendisi ile sözlü mülakat yaparak kalmak istediği koğuşu değiştirmesi konusunda telkinlerde bulunmuşlardır.

Bu bağlamda;

  1. Gönül Erden kalmak istediği koğuşu beyan etmiş olmasına rağmen talebinin gerçekleşmemesinin gerekçesi nedir?
  2. İnfaz yasasında sayılan hücre cezalarının herhangi birinden mahkûm olmamasına rağmen Gönül Erden’in 5 saat boyunca hücreye konulmasının yasal dayanağı nedir?
  3. Cezaevi müdürü ve beraberindeki personelin sözlü mülakat adı altında mahpusla görüşme gerçekleştirmesi hakkında Bakanlığınızca başlatılmış bir soruşturma var mıdır?
  4. Gönül Erden’in kalmak istediği koğuşu belirtmiş olmasının ardından yaşatılan ayrımcı tutum hakkında avukatları tarafından yapılan şikâyet ne aşamadadır? Soruşturma başlatılmış mıdır?
  5. Son 5 yıl içerisinde Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan tutuklu-hükümlü mahpuslardan kaçı hakkında hücreye koyma cezası verilmiştir? Bunların gerekçesi nelerdir?

İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri şiddet konseptinin görünürlüğü olmaya devam etmektedir. Başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere birçok hak ihlali son yıllarda pandemi ile beraber yoğun bir biçimde artmıştır. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile mücadele insani ve vicdani bir sorumlulukta olmakla beraber hukuk devleti iddiasının vazgeçilmez ilkesidir.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan mahpus Gönül Erden, 21 Eylül tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı. Sincan L3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan Erden, Covid-19 tedbirleri kapsamında 3 hafta karantinada kalmış, testinin negatif çıkması üzerine Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne nakledilmiştir. Erden nakil sonrasında bir hafta boyunca karantinada tutulmuş ve testinin negatif çıkması üzerine kalmak istediği koğuşa yönelik dilekçe ile talepte bulunmuştur. 15 Ekim tarihinde koğuşa naklinin yapılmasını beklerken 5 saat boyunca hücreye konmuş ve burada usulsüz bir şekilde bekletilmiştir. Aynı gün hücreden çıkartılmış ve tek başına C-1 diye tabir edilen bölüme konmuştur. Bu esnada cezaevi müdürü ve birkaç kişi kendisi ile sözlü mülakat yaparak kalmak istediği koğuşu değiştirmesi konusunda telkinlerde bulunmuşlardır. Gönül Erden kendisiyle yapılan görüşme sonrasında isteğinin değişmediğini ve isteğinin yerine getirilmesini açıkça ifade etmiştir. Ne var ki tüm taleplere rağmen koğuş talebi kabul edilmeyince tekrar dilekçe vermiştir. Avukatların yaptığı ziyaret sırasında bu durum cezaevi idaresine birkaç kez aktarılmış ancak herhangi bir sonuç alınamamıştır. Konu hakkında Adalet Bakanlığına suç duyurusunda bulunulduğu tarafımızla paylaşılmıştır. İlgili yönetmelik kapsamında tutuklunun talep ettiği koğuşta kalmasını beyan etmesinin ardından bu hakkın yerine getirilmesi gerekmektedir. Gönül Erden’in Covid pandemisi gerekçe gösterilerek izolasyonda tutulması ve ardından tek kişilik hücrede bekletilmesi kendisiyle iletişimin sağlanamaması sorununu da ortaya çıkartmıştır. 1 aydan fazladır cezaevinde tutulan mahpusun arkadaş görüşleri de bu sebeple başlatılmamıştır.

Mahpuslara yaşatılan bu tür keyfi uygulamaların son zamanlarda artmış olması gündeme gelen hak ihlallerinden biridir. Bu bağlamda komisyonun, artan bu keyfi uygulamalara karşı ilgili birimlerle görüşme gerçekleştirmesi, çözüme dayalı adımlar atması, konu özelinde acilen bir toplantı gerçekleştirip gerekli girişimlerde bulunması ve haberleşme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması konusunda adım atması önem arz etmektedir. Konuya dair gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize sunarım. 27/10/2021                      

Editör: TE Bilisim