ÇOCUK YASASI

Bu yazımızın konusu İan McEvan’ın sinemaya ’da uyarlanan “Çocuk Yasası” kitabı olacak. Kitap, kudretin beden bulmuş ifadesi olan yargıçlık mesleğini anlatan ilgi çekici bir eser. Sinema filminde ana karakteri Oscar ödüllü oyuncu Emma Thompson canlandırmıştı.

İan McEvan

Aile Mahkemesi hâkimi Fiona, Mesleğinde çok başarılı olan kahramanımız 59 yaşında ve eşiyle ciddi sorunlar yaşamakta olan bir kadın. Eşi (Jack) kendisini ihmal ettiğini düşünüyor. “Ben senin ağabeyin gibi oldum. Çok rahat ve sakin bir yaşantımız var, seni seviyorum. Ama ölmeden önce dolu dolu, tutkulu bir ilişki yaşamak istiyorum. Kendinden geçmek, heyecandan neredeyse bayılmak istiyorum. Ve her şey de aynı kalsın istiyorum. Aramızda aldatmaca olmasın istiyorum." Uzun soluklu beraberlik yıkıcı bir sona doğru koşarken mesleki kariyeri en parlak günlerini yaşıyor.

Emma Thompson

Fiona, İngiltere'de evlilikler ve birlikteliklerin bir gelgit dalgasına kapılmışçasına dağıldığını biliyordu. Boşanma sürecinde geçmişin çifte kumruları masrafına aldırmadan avukatlarının ardına çömelmiş usta savaşçılar gibiydiler. Bir zamanlar yüzüne bakılmayan ev eşyaları uğruna kıran kırana savaşılıyordu. Çocuklar bu sürecin gerçek kaybedeni olarak annelerin kullanımına ayrılmış değerli bir koz, babaların ise ihmal nesnesine dönüşüyordu.

Kendini Hz. İsa’ya adayan inançlarıyla evli olan ruhani kadınlar gibi Fiona mesleğiyle evliydi. Bilgelik Tanrıçası Athena gibi girdiği davalarda son derece serinkanlı, bilgisini tecrübe ile harmanlayan, verdiği kararlarla insanlara umut olan “Berlin’de hâkimler var!” deyiminin Londra versiyonuna dönüşmüştü.

Kudretli Fiona, iş hayatında yeni bir meydan okuma ile karşı karşıyadır. “Adam Henry 17 yaşında bir lösemi hastasıdır. Adam tedavisi için zorunlu olan kan naklini günah olduğu gerekçesiyle reddetmektedir. Reşit olmayan çocuğun anne ve babası da Adam gibi düşünmektedir. Hastane yönetimi kan naklinin çok kısa sürede yapılması konusunda ısrarcıdır, zira hastanın ölme ihtimali çok yüksektir. Fiona, bir tarafta insan sağlığı diğer tarafta hastanın tıbbi tedaviyi reddetme hakkı ve dini inançlara saygı ikileminde nasıl bir karar verecektir?

“Bir çocuğun refahı nedir?

Bilgelik Tanrıçası Athena gibi Fiona “Bir çocuğun refahı nedir? Refah bolca para, gösterişli bir hayat mıdır? Bir çocuğa refah vermenin en etkili yolu onun hayatında en çok ihtiyaç duyacağı şeyi ‘sevgi’ vermek olacaktır. Onu inancından ve kendinden koruyacağım, hasta ve ailesinin hilafına rağmen kan nakli uygulanacaktır.” Bu davadan sonra Adam Henry olan ilişkisi farklı bir biçime evrilecektir.

Kitapta ekolojik sorunlara değinilen, ilgi çekici ve insanı derinden sarsan bir kısım var: Yüz milyon yıl sonra, okyanusların büyük bölümü yer mantosuna gömülmüşken, atmosferde bitkileri yaşatacak kadar karbondioksit kalmamışken ve dünyanın yüzeyi cansız, kayalık bir çölken, dünyayı ziyaret eden uzaylı bir jeolog uygarlığımızdan kalma hangi kanıtlan bulacaktı? Yerin birkaç metre altında, kayalardaki kalın, koyu renk bir çizgi, bizleri önceki her şeyden ayıracaktı. On beş santimlik bu isli katmanın içine tüm kentlerimiz, taşıtlarımız, yollarımız, köprülerimiz, silahlarımız sıkıştırılmış olacaktı. Ayrıca önceki jeolojik kayıtlarda bulunmayan çeşitli kimyasal bileşikler de bulunacaktı. Beton ve tuğla, kireçtaşı kadar kolay aşınacaktı. En kaliteli çeliğimiz ufalanmış bir demir lekesi olacaktı. Daha ayrıntılı, mikroskobik bir incelemede belki kalabalık besi hayvanı nüfusunu doyurmak için oluşturduğumuz tekdüze çayırlıkların poleni baskın olacaktı. Jeolog, şansı varsa fosilleşmiş kemikler, hatta bizim kemiklerimizi bulabilirdi. Ama bütün balıklar da dâhil vahşi hayvanlar, koyun ve ineklerin toplam ağırlığının ancak onda biri kadar olacaktı. Jeolog gördüğü şeyin, hayatın çeşitliliğinin daralmakta olduğu bir toplu soy tükenmesinin başlangıcı olduğu sonucuna varacaktı mecburen.”

Yüz milyon yıl sonra bütün medeniyetimizin on beş santimlik bir katmana sığıyor olması, “Bütün bu kavga niye?” sorusunu akıllara getiriyor.

Editör: TE Bilisim