“Geçmiş asla ölü değildir, hatta geçmiş bile değildir.”

Her yıl 29 Ekim'de büyük bir gurur ve coşku içerisinde kutladığımız cumhuriyetimiz tam 98 yaşında. Milli mücadeleden alnının akıyla çıkan aziz milletimiz bağımsızlığını cumhuriyetle taçlandırmıştır.
Kendine has özgün bir tarihi olan Türk milleti cumhuriyet kavramı ile olan tanışıklığı iki asırlık bir modernleşme sürecinin tezahürü müdür? Yoksa bu kavram Türk milletinin kolektif bilinçaltında hep var olan kadim bir zenginlik midir?

Türk milletinin karakteristik özelliklerini iyi bilen aynı zamanda derin bir tarih bilgisine sahip olan Atatürk, “Türk milletinin tabiat ve karakterine en uygun idare, Cumhuriyet idaresidir.” demiştir.
Cumhuriyet milli kararlılık ve bilincin bir tezahürüdür. Bu fikrin ortaya atılmasının tarihi temelleri vardır. En eski Türk devletlerinden başlayarak, daha sonra farklı coğrafyalarda kurulan Türk devletlerindeki yönetim anlayışı zamanla tekâmül ederek, Cumhuriyet rejiminin benimsenmesinde etkili olmuştur.

Eski Türk toplum yapısına bakıldığında devlet meselelerinin görüşüldüğü bir meclis bulunmaktadır. Meclislerde hükümdar dâhil olmak üzere, devlet ileri gelenleri seçilebilmektedir. Türk toplumunun sınıfsız bir toplum olduğu ve toplumda sınıf mücadelesinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Eski Türk devlet anlayışına göre devlet millet için vardır. Devleti yöneten hükümdar da kendini halka karşı sorumlu hissetmektedir. Cumhuriyet rejiminde de meclis bulunmakta, yöneticiler seçimle iş başına getirilmektedir ve halka karşı sorumludurlar.

Cumhuriyet kavramına siyaset felsefesi açısından bakılacak olursa; hizmet esasına dayalı olarak bilgelerin ve iyilerin, bilgileri ve yetenekleri kendilerinden daha az olan kişileri belirli bir süre boyunca yönettikleri siyasal bir sistemdir.

Cumhuriyet fikri görevlerin ve otoritenin doğru olarak paylaştırılmasına ve adaletin gerçekleştirilmesi esasına dayanır. Cumhuriyetin erdemi, insanlar arasında eşitliğin sağlanması, vatan sevgisi ve sadakat duygusunu geliştirmesidir.

Siyasal hoşgörü ve çoğulculuk idealini gerçekleştirebilmek için toplumdan beklenilen bir anlayış ve zihinsel tutum biçimidir, cumhuriyet. İnsana yol gösterici demokratik bir çoğulculuk ancak bireye değer veren bu sistem içinde gelişir.

Devlet, en yüksek güç ve otoritenin somutlaştığı kamusal bir otorite mekanizmasıdır. Cumhuriyet sahip olduğu demokratik karar alma ve denetim mekanizması ile devleti yönetenleri tepeden inme emir verme yetkisine sahip insanüstü varlıklar olmaktan çıkarmıştır.

Cumhuriyet yönetiminde vatandaş uyduğu kanunların bir dereceye kadar yapıcısı da olduğu için aynı zamanda özgür bir insandır ve devlet bu özgürlüğün sınırlarına ne ölçüde genişletirse sosyal bilinç o derece artar.

Cumhuriyet ideali; Türk ulusal bilinci ve öz benliğini geliştirerek, Türk modernleşme ve değişim sürecinde ulaşmak istenen aydınlık geleceğe varma serüvenidir.

Cumhuriyetin ilanı Türk milletinin modern bir ulus olma çabası yolunda atmış olduğu en büyük adım olacaktır. Türk tarihinin ana kökleri, tecrübe ve mirası böyle bir adımı atmasını kaçınılmaz kılmıştır.
Başta Atatürk olmak üzere cumhuriyet idealini gerçekleştirme yolunda hizmeti geçmiş olan bütün kahramanları saygı ve rahmetle anıyoruz.

Editör: TE Bilisim