İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU: "HER ÇOCUK İÇİN AYRIMSIZ BİÇİMDE PARASIZ VE NİTELİKLİ EĞİTİM SAĞLANMALI; ONLARIN BU HAKKINI ENGELLEYEN HER DAVRANIŞ, TUTUM VE UYGULAMA DERHAL YASAKLANMALIDIR."

İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu adına Belgin IŞIK basın açıklamasını okudu.

Işık açıklamasında; "Dünyanın ve ülkemizin en eski ve en önemli sosyal sorunlarından birisi olan çocuk işçiliğinde durumun hiç de iç açıcı olmadığını gerek yazılı medya gerek görsel medya gerekse de yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır. Konuyla ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat ve yaptırımlara rağmen sorunun çözülmediği ve/veya çözülmek istenmediği aksine her geçen gün dünyadaki gelişmelere paralel olarak çeşitlenerek arttığı, utanç kaynağı olarak da varlığını korumaya devam ettiği bilinen gerçektir" dedi. 

Işık konuşmasına şu şekilde devam etti;

Aileden, toplumdan, çocuk işgücüne olan talepten,  eğitimden ve yetersiz mevzuat ve denetim eksikliğinden kaynaklanan nedenleri bulunan çocuk işçiliğini belli bir ücret karşılığında bir işverene karşı bağımlı şekilde iş görme edimini yerine getiren, ucuz ve esnek bir işgücü biçimi olarak tanımlayabiliriz. Çocukların zihinsel, sosyal, fiziksel, ahlaki ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyen işçilik, onları köleleştirir. Çocukların ucuz emek karşılığında, çoğu zaman tehlikeli koşullarda, saatlerce çalıştırılmalarına yol açar. Çalışma koşulları; bu çocukların okula gitmelerine, akranlarıyla vakit geçirmelerine, oyun oynamalarına ve boş zamanlarını değerlendirmelerine engel olur, en kötüsü de işyerlerinde yaşanan kazaların, çocukların yaralanması, sakatlanması veya ölümleriyle sonuçlanmasına yol açmasıdır. Ülkemizde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre son 8 yılda en az 494 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün açıkladığı verilere göre dünya genelinde 5-14 yaşları arasında 152 milyon çocuk işçi, yaş aralığı 17 yaşa kadar genişletildiğinde ise 170 milyona yakın çocuk işçi bulunuyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’na göre ise dünya üzerinde her 10 çocuktan 1’i çalışıyor; bunların yarıya yakını ise tehlikeli çalışma koşullarıyla karşı karşıya bulunuyor.

Türkiye’de de durum küresel ölçekle karşılaştırıldığında daha iç açıcı değildir. Türkiye nüfusunun yaklaşık 23 milyonunu çocukların oluşturduğunu belirten Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılına dair "İstatistiklerle Çocuk" raporunu yayımladı. TÜİK'in raporunda, "yaş grubu 15-17 olan çocuklarda işgücüne katılma oranı %16,2 oldu" denilerek bu oranın erkek çocuklar için %23,4 kız çocuklar için %8,6 olduğu belirtildi.

Pandemi sürecinde çocukların kuralsız ve güvencesiz olarak iş yaşamına dahil edilme oranlarının yükselmeye devam ettiği gözlenmiştir. Öyle ki; 2020 Mart ayından itibaren salgınla mücadele kapsamında alınan sokağa çıkma yasakları ve sağlık tedbirleri, çalışanlar ve Mevsimlik Tarım İşçileri bakımından uygulanmamış ve 4 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan genelge ile 18 yaş altı çalışanlar da dahil seyahat izni verilmiştir. Çocuk işçiliği, çalışma yaşamının önemli sorunları olan güvencesiz ve kayıt dışı çalışmanın yanı sıra çocukların eğitim hakkını engeller. Oysa Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Buna ek olarak, ILO 182 sayılı

Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi, çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasında eğitimin önemini vurgular.

Buna göre;

-Çocukların en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğine dahil olmaları önlenmelidir.

-Çocukların kötü şartlardaki çocuk işçiliğinden uzaklaştırılmaları, sosyal uyumları ve rehabilitasyonları için doğrudan yardım sağlanmalıdır.

-Çocukların kötü şartlardaki çocuk işçiliğinden uzaklaştırılmaları için ücretsiz temel eğitim ve  uygun olduğu takdirde mesleki eğitim sağlanmalıdır.

-Çocuk işçiliğiyle mücadelede, uluslararası alanda gündeme gelen ve çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen sözleşmeler ve bildirgelerin öngördüğü önlemler tam ve kesintisiz  hızla hayata geçirilmelidir.

-Çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerini engellemeyen, onların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran koşullar için adımlar atılmalıdır. Bu çerçevede Türkiye de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun davranmalı ve kapsayıcı uygulamaları işler kılmalıdır.

-Her çocuk için ayrımsız biçimde parasız ve nitelikli eğitim sağlanmalı; onların bu hakkını engelleyen her davranış, tutum ve uygulama derhal yasaklanmalıdır.

İnsan Hakları Derneği olarak, ILO’nun 2002 yılında ilan ettiği 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde, çocukların her türden gelişimini engelleyen çocuk işçiliğinin en büyük insan ve çocuk hakları ihlalleri arasında olduğunu buradan bir kez vurguluyoruz. Dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin önlenebilir olduğunu belirterek başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme ile 182 sayılı İLO sözleşmesine taraf olan devletlere yükümlülüklerini hatırlatıyoruz! 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Gününde ulusal ve uluslararası demokratik kurum, kuruluş ve örgütleri, Çocuk İşçiliğinin tümden ortadan kaldırılması konusunda kararlı, tutarlı ve ısrarcı çalışmalar yapmaya, üretim ve tüketim süreçlerinin insani ve sürdürülebilir olması için çaba sarf etmeye, dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan sorunların çözümünde barışçıl ve insan haklarına dayalı çalışmaya davet ediyoruz.

Çocuklar İçin Savaşsız Sömürüsüz Bir Dünya Yaratmak Umuduyla..

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ

ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU

Editör: TE Bilisim