• 10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü”
  • BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİNİN GEREĞİDİR
  • GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKILARA DERHAL SON VERİN!
  • TUTUKLU GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK!

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi yazılı basın açıklamasında; "10 Ocak  " Çalışan Gazeteciler Günü" çerçevesinde bir kez daha basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve çalışan ya da işsiz bırakılmış tüm gazetecilere yönelik baskılara son verin çağrısında bulunuyor, bu baskılara karşı mücadele ve dayanışma çağrımızı yineliyoruz" dedi. 

İHD'nin "10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü” çerçevesinde yaptığı açıklama şu şekilde;

"Halkın gerçekleri öğrenmesinin teminatı olan basın özgürlüğü, demokrasinin olmazsa olmazı olarak tanımlanıyor ama Türkiye'de gazeteciler; güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle işsizlik, ekonomik zorluklar ve bunun yanında yazıları ve yaptıkları haberler nedeniyle sansür, baskı, tehdit, soruşturma, ceza ve tutuklama kıskacında yaşamaya zorlanıyorlar ve işlerini yapmaları engelleniyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)  ve Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) 2020 verilerine göre;

Türkiye Basın Özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 54. sırada.

Yaklaşık 67 gazeteci gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapiste.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın açıkladığı Temmuz 2020 istatistiklerine göre “Basın, yayın ve gazetecilik” iş kolundaki toplam kayıtlı çalışan sayısı 86,505; basın, yayın ve gazetecilik iş kolundaki toplam sendikalaşma oranı ise %7,87’dir.

Basın sektöründeki işsizlik genel işsizlik ortalamasının yaklaşık iki katı ve sendikasız ve güvencesiz çalışma oranı % 90 civarında.  

Hatırlanacağı üzere, 2019 yılında gazetecilerin basın kartlarına el konulması uygulaması öne çıkmıştı. 2020 yılında baskı politikasında bir adım ileri gidildi ve 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nda yapılan değişiklikle gazetecilerin yıpranma hakkından yararlanmaları resmi basın kartı sahibi olmaya bağlanmaya çalışıldı.

Son yıllarda dile getirilen aktif basın ve medya organlarının % 96 ya yakınının iktidar tarafından kontrol altında tutulduğu tespiti, sosyal medyayı baskı altına alan yasanın çıkarılması ile basın ve ifade özgürlüğü aleyhine aşılmış oldu.  

2020 yılında küresel bir krize dönüşen pandemi de tüm çalışanları olduğu gibi basın emekçilerini olumsuz etkiledi ve çalışma haklarında büyük hak gasplarına neden oldu. RSF raporuna göre dünya çapında 130’u aşkın gazeteci sırf koronavirüs pandemisiyle ilgili yaptığı haberler nedeniyle keyfi bir şekilde tutuklandı.

Bu dönemde kısmi çalışma ödeneği ile maaşların düşmesi, izinli gösterilip çalışmaya zorlanma, evden çalışma adına uzun saatler çalışmak zorunda kalma, düşük ücret ve olumsuz koşullarda çalışmaya mecbur hissetme halleri öne çıktı ama işsizlik kaygısı, çalışma koşullarındaki sorunların giderilmesi için yürütülen mücadeleyi gündemin gerilerine itti.

Tablo bu ve maalesef gazeteciler basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek haberleri ve yazıları nedeniyle ; “terör örgütü üyeliği” nden, "Cumhurbaşkanına hakaret" e kadar değişik suçlamalarla karşılaşıyor, işten çıkarılıyor, baskı ve hakarete maruz kalıyor, hedef gösteriliyor ve saldırılara maruz kalıyorlar.

Bu tabloya bakınca Türkiye'de basın özgürlüğünden söz etmek zor, ancak insan hakları savunucuları olarak; basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve halkın gerçekleri bilme hakkını talep etmekten, bu özgürlükler için mücadele etmekten ve baskıya maruz bırakılan gazetecilerle dayanışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Musa Anter’den Ferhat Tepe’ye Uğur Mumcu’ya, Metin Göktepe’den Hrant Dink’e, katledilen, kaybedilen tüm gazetecileri saygıyla bir kez daha anarken, tüm zorluklarına rağmen otoriteye biat etmeden özgür basın faaliyeti sürdürmeye gayret eden gazetecilerin "Çalışan Gazeteciler Günü" nü kutluyor, ülkeyi yönetenleri basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik baskılara derhal son verilmesi noktasında  uyarıyoruz."

Özgür basın susturulamaz!

Tutuklu gazetecilere özgürlük!

Editör: TE Bilisim