"Bir Bahriye Üçok öldürüldü bu ülkede"

Muammer Aksoy,

Çetin Emeç ve Turan Dursun’dan sonra; 

Uğur Mumcu ve Hrant Dink’ten önce...

6 Ekim 1990 tarihinde... 

Bir Bahriye Üçok öldürüldü bu ülkede.

Cinayeti İslami Hareket Örgütü üstlendi. 

Cumhuriyet’i telefonla arayan kişi Üçok’un “Tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden” cezalandırıldığını söyledi.  Ve ekledi: “İslam’a sınır koyanları idam etmeyi borç biliriz.” 

Bugün orta yaşını ve yaşlılığını sürenler...  Ne Bahriye Üçok öldürüldüğünde ne de öncesindeki ve sonrasındaki siyasi cinayetlerde öğrenmeleri gerekeni öğrenmediler; korkmaları gerekenden korkmadılar; görmeleri gerekenleri görmediler.  Sanki her şey olağanmış gibi yaşamaya, tercihlerini ona göre yapmaya devam ettiler.  Şu anda eğitimden hukuka, Meclis’ten sokağa dini politikaya alet edenlerin elinde ve dilinde oyuncak olan bu ülkede.. 

Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ortacağ Türk-İslam Tarihi Bölümü’nü bitiren...  Aynı zamanda Devlet Konservatuvarı Opera bölümüne de devam eden...  On bir yıl lise öğretmenliği yaptıktan sonra 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne ilk kadın öğretim üyesi olarak giren...  Politikayla uğraşan, milletvekilliği yapan, köşe yazıları, araştırma kitapları yazan... 

Ve hayatı boyunca yobazlığa savaş açıp kadın haklarını savunan;  Dini çağdaş, gerçekçi ve hoşgörülü bir felsefeyle yorumlayan bir kadın ilahiyatçının...  1989’da televizyonda yapılan bir açık oturumda, “İslamda örtünmenin zorunlu olmadığını” açıklamasından sonra yoğun tehditler almasının;  Ve nihayetinde evine gönderilen bir bombalı paketle öldürülmesinin korkunç gölgesinin... 

Bir gün kendi çocuklarının üzerine bir kâbus gibi çökeceğini hesaplayamadılar.  Başörtüsü sorununun inançla değil doğrudan siyasetle ilgili olduğunu ta en baştan söyleyen bir bilim insanının ne hayatından ne de ölümünden ders aldılar.  Üçok’un kitaplarını, köşe yazılarını bulun okuyun.

Editör: TE Bilisim