Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, Alevilerin çözüm bekleyen sorunlarına ve taleplerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. Kenanoğlu, Meclis’e sunduğu araştırma önergesinde Alevilerin sorunlarının ve taleplerinin kamu otoritelerince zaman zaman tartışma konusu yapılsa da çözüme kavuşturulmadığını belirterek Alevilerin yaşadığı sorunlar ile talep ve isteklerinin neler olduğunun tespit edilmesi ve yasalar çerçevesinde eşit yurttaşlık haklarının tanınabilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırma sürecinin başlatılmasını talep etti.

(HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU araştırma önergesinde,

Alevilik Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının kadim inançlarından biri olup, bugün İran, Irak, Suriye, Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Saraybosna, Makedonya gibi ülkelerde varlığını sürdürmektedir. Yaşanılan göç hareketleri ile birlikte başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde Alevi topluluklarına rastlamak mümkündür. Toplam nüfusun 50 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Alevilerin yaşadığı coğrafyalarda, hâkim inanç mensuplarınca baskı altında tutulmalarından kaynaklı olarak inancını, geleneğini özgürce sürdürebilmesi bir yana tarihte toplu katliamlara maruz kalması da acı bir gerçekliktir.

Ülkemizde 20 milyonun üzerinde Alevi nüfusunun yaşadığı varsayılmakta olup, Alevi inancına mensup vatandaşlarımızın yaşadığı sorunlar ile taleplerinin neler olduğu zaman zaman kamu otoritesi de dahil değişik çevrelerce tartışma konusu yapılmış ancak ne tespitlerde ne de çözüm noktasında bir nihayete erdirilememiştir. Ülkemizde yaşayan ve hak talebinde bulunan bütün toplumsal kesimlerin taleplerinin tartışılıp çözüme kavuşturulması merciinin TBMM çatısı altında olması gerekliliğinden hareketle, Alevilerin ülkemizde yaşadığı sorunlarının tespiti, talep ve isteklerinin neler olduğu ile Anayasa ve yasalar çerçevesinde eşit yurttaşlık haklarının tanınabilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma sürecinin başlatılması gereğini arz ve teklif ederim.

Son aylarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanının Alevi kurumlarını ve Cemevlerini il il dolaşarak ‘bir ihtiyacınız var mı?’ ‘bir talebiniz var mı?’ gibi sorular sorduğu kamuoyuna yansımıştır. Belirtmek gerekir ki Alevilerin ve Alevi kurumlarının ihtiyaç veya taleplerinin bu şekilde öğrenilmeye çalışılması kendi yurttaşına bir yabancılaşma örneğidir. Alevilerin talep ve isteklerinin neler olduğunun İçişleri Bakanlığı aracılığı ile 2021 yılında dahi yeniden keşfe çıkılması demek, bu ülkenin insanlarının inançlarının, kimliklerinin bugüne kadar hiç anlaşılamadığı, hak ve taleplerinin görmezden gelindiğinin bir kanıtı olsa gerek. Kaldı ki 2009-2010 yıllarında yapılan ve “Alevi Açılımı” olarak da bilinen yedi “Alevi Çalıştayı” Alevilerin beklentileri doğrultusunda sonuçlanmasa da yayımlanan nihai rapor devlet arşivlerinde mevcut olup, devlet hafızasının devamlılığının gözetilmediği de bu tür girişimlerden anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılması, 2015 yılında Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması ile ilgili verdiği kararlar ile bu hususta Danıştay’ın ve Yargıtay’ın verdiği yerel mahkeme kararları mevcut iken, ulusal ve uluslararası mahkeme kararlarının neden uygulanmadığı bir soru olarak cevap beklemektedir.

Türkiye’de yaşayan Alevilerin, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana inancını özgürce sürdürebilmek için hukuksal ve meşru mücadelesi devam etmektedir. Cemevlerinin ibadethane sayılması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığının lağvedilmesi, Alevi köylerine cami yapılması uygulamasına son verilmesi, Madımak’ın utanç müzesi olması, Alevilerce kutsal sayılan ziyaretgahların korunması, Alevilerin kamu kuruluşlarında görev alabilmesi gibi bir dizi eşit yurttaşlık talepleri ilgili taraflarca bilinmektedir.

Aleviler bu ülkede yıllar boyunca katliamlara maruz kalmışken, inançları ve ibadetleri yasaklanmışken, haklarının veya taleplerinin karşılanması gerekirken, tam aksine asimilasyon politikalarına devam edilmekte, her daim evlerinin işaretlenmesi veya hakaret söylemleri ve tehditler ile karşı karşıya kalmaktadır. Eğer iktidar Alevilerin sorunlarını gerçekten çözmek istiyorsa bunu İçişleri bakanının bir danışmanı aracılığı ile değil, Meclis çatısı altında tüm ulusal ve uluslararası Alevi kurum temsilcilerini, Alevilik konusunda çalışmalar yapan aydınları, yazarları, kanaat önderlerini bir araya getirmeli, Mecliste bulunan bütün siyasi partilerin eşit temsiliyeti ile kurulacak olan komisyonda Alevilerin taleplerinin karşılanması yönünde TBMM iradesini ortaya koymalıdır.

Aleviler, kelimenin tam anlamıyla demokratik ve laik bir ülkede eşit yurttaşlık temelinde inancının gereğini özgürce yaşayabilmek istemektedir. Halkların Demokratik Partisi Grubu olarak yukarıda açıkladığımız üzere Alevilerin ülkemizde yaşadığı sorunlarının tespiti, talep ve isteklerinin neler olduğu ile Anayasa ve yasalar çerçevesinde eşit yurttaşlık haklarının tanınabilmesi amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyiz.

Editör: TE Bilisim