Halkların Demokratik Partisi Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Dünya Gıda Gününde Türkiye’de ki gıda politikaları hakkında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi iletti.

Kerestecioğlu soru önergesi çerçevesinde, Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etti.

 Kerestecioğlu’nun konuyla ilgili açıklaması ve soru önergesi şu şekildedir;

“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaktadır.

Bu yıl da açlık, obezite, gıda israfı ve sağlıklı gıdaya erişim, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu alandaki en önemli sorunları oluşturmaktadır. Bu yıl ise Covid-19 salgını, sağlıklı ve erişilebilir gıda konusu üzerine daha fazla düşünülmesine neden olmuştur.

FAO’nun verilerine göre, Covid-19 salgını öncesinde açlıkla mücadele edenlerin sayısı 820 milyonu geçmişken, salgınla birlikte gıdaya erişimde yaşanan aksaklıklar bu sayıda yüzde 12-14 oranında artışa neden olmuştur.

İnsan faaliyetlerinin neden olduğu çevre kirliliği ve iklim krizi ile kimyasallara, yoğun üretime ve kıtalar arası gıda alışverişine dayalı endüstriyel tarım sistemi, gıda sağlığını her gün daha fazla tehdit etmektedir.

Sağlığımızı ve biyolojik çeşitliliği tehdit eden kimyasallar, genetiği değiştirilmiş tohumlar ve makinaya dayalı endüstriyel monokültür tarım, toprağın hızla çölleşmesine, sağlık sorunlarında artışa, biyoçeşitliliğin azalmasına, iklim krizinin derinleşmesine ve çiftçilerin emeklerinin heba olarak kırsalın refahının düşmesine neden olmaktadır.

Diğer yandan,  topraklarımız çölleşirken ülkemizde kompost (organik gübre) yapılarak verimli topraklara dönüşebilecek tonlarca çöp, depolama alanlarında depolanmakta ve yeniden toprağa dönmeyen atıklar, toprağın hastalanmasına neden olmakta, bu durum da gıda rejimini doğrudan etkilemektedir.

Geçtiğimiz hafta, toplumsal muhalefet sonucu geri çekilen ve “gıdayla ilgili yayınlara sansür getirecek” kanun maddelerinin hazırlanmış olması bile, gıda sağlığının endüstriyel gıda şirketlerinin tekelinde olduğunun açık bir örneğidir.

Bu bağlamda;

  • Yerel üretim ve yerel tüketim ile atalık tohumların ve çeşitliliğin teminatı olan küçük çiftçileri desteklemek, Bakanlığınızın hedefleri arasında mıdır?
  • Çeşitlilik (polikültür) odaklı küçük ölçekli üretim için çiftçilere herhangi bir teşvik planı hazırlanmakta mıdır?
  • Doğayla uyumlu, sağlıklı, gıda üretiminin sürdürülebilirliğini esas alan ve bu tür üretim biçimlerini herkes için uygun fiyatlarda erişilebilir hale getirecek tarım yöntemlerini desteklemek için bir çalışmanız var mı?
  • Endüstriyel gıda sistemlerinin yerine; yerel üretim-yerel tüketim ile üretici-tüketici dayanışmasını güçlendirmek ve kooperatifler, gıda toplulukları, üretici pazarları gibi doğrudan pazarlama yöntemlerini teşvik etmek için bir planlamanız var mıdır?
  • Tarladan sofraya gıda israfının önlenmesine yönelik nasıl çalışmalarınız bulunmaktadır?
  • Kırsalda cinsiyet eşitliği ve gençlerin gelişimi için herhangi bir planınız var mı?
  • Konuyla ilgili sivil toplum kuruluşu, kolektif, inisiyatif vb. toplulukların çabalarını destekleyen ve toplumun gıda ile ilgili bilgi edinme hakkını koruyan politikaların hayata geçirilmesi için bir çalışmanız var mı?
  • Evsel organik atıklar, tarımsal hayvansal atıklar ile endüstriyel bazı atıkların organik gübreye dönüştürülerek toprağa kazandırılması amacıyla bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan Sıfır Atık Projeleri gibi bir planlamanız bulunmakta mıdır?
Editör: TE Bilisim