EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NA

 

KHK ve Kayyımlar Demokrasiyi Öldürüyor

 

KHK’lı Platformları Birliği olarak, ülkemiz siyasetine yeni bir soluk getireceğine inandığımız Emek ve Özgürlük İttifakının kuruluşunu tebrik ediyor, demokrasinin gelişimi için hayırlı olmasını diliyoruz. Emek ve özgürlük mücadelesi için bir araya gelen değerli insanların, yaşanan her türlü hukuksuzluğa karşı güçlü bir ittifak oluşturacaklarına ve hak temelli bir siyaset anlayışı benimseyeceğine inanıyoruz.

Son yıllarda, görülmüş en derin hukuk dışılık olan KHK’ların acilen ve topyekûn iptal edilmesi, KHK’lar bahane edilerek tamamen siyasi amaçlarla başlatılan idari ve adli soruşturmaların ve yargılamaların adil, hızlı ve evrensel hukuk prensiplerine uygun bir şekilde yeniden yapılması ülkedeki en öncelikli konuların başında gelmektedir.

KHK’lar sonrası KHK’lılara yaşatılan idari ve adli süreçlerle ilgili temel 3 hususu belirtmek isteriz;

1)             KHK’lar usul, şekil, konu ve yetki bakımından hatalı ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki, OHAL süreçlerinde yapılan uygulamalar hiçbir şekilde Anayasa dışında olamaz ve hiç kimse KHK ile işinden çıkarılamaz. KHK’lar, temel insan haklarına yetkisiz ve usulsüz bir müdahaledir. Yürütme organı, hiç kimseyi "seninle çalışmak istemiyorum" diyerek keyfi bir şekilde işinden çıkaramaz. Yıllardır yerleşik olan usullerin tam olarak ve eksiksiz uygulanması gerekmektedir. KHK’lılar ile ilgili verilen kararları incelediği ileri sürülen OHAL Komisyonu, hukuksuz bir kurumdur ve 1982 Anayasasına göre bile Anayasaya aykırıdır.

2)             Kamu görevlileri tabi oldukları kanunlar çerçevesinde ancak gerekli usul ve yöntemlerle idari olarak soruşturulabilir. Ancak, soruşturma konusu hususlar istihbarat notlarına, kurum kanaatine, amir görüşüne, sosyal çevre bilgisine, gizli tanığa veya hukukta delil niteliği taşımayan başka unsurlara dayanamaz. Ayrıca, gerçekleştiği zaman kanunen suç ya da kabahat olmayan yasal faaliyetler, idari soruşturmanın konusu olamaz.

3)             Ceza soruşturma ve kovuşturmalarının; AİHM, ILO, BM ve Venedik Komisyonu kararları, ceza hukukunun evrensel prensipleri ve Anayasanın 38’inci maddesi esas alınarak yapılması gerekmektedir. Ceza kanunlarında karşılığı olmayan irtibat, iltisak vb. kavramlar ile işlendiğinde yasal olan faaliyetler delil ya da karine olarak değerlendirilemez.

Sonuç olarak, KHK’larla hakları gasp edilen tüm kişilere, kimliğine bakılmaksızın, haklarının tümüyle iadesi ve gerekli tazmin işlemlerinin oluşturulması, siyasi tasfiyeye ve sivil ölüme maruz bırakılan insanlarla dayanışma içinde olunması gibi alanlarda, Emek ve Özgürlük İttifakının inisiyatif alarak gerekli çalışmaları yapmasını ve bu çalışmaları hayata geçirmek için siyasi mücadelesine süreklilik kazandırmasını talep ediyoruz.

KHK’lı Platformları Birliği olarak ülkemizde demokrasi ve özgürlük alanının genişletilmesinde her türlü işbirliğine açık olduğumuzu belirtir, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

KHK’lı Platformları Birliği

 

 

Editör: Güven BOĞA