Siyasetin Birinci Meselesi KHK Sorununu Çözmektir

“KHK’lar ülkenin beyin kananmasıdır, beyin kanaması sadece bu sürecin doğrudan mağdurlarına  zarar vermemekte, bütün bir ülkeye bütün insanlarımıza  zarar vermektedir. Biran evvel durdurulması gerekmektedir. Siyasetin de birinci meseslesi bu olmalıdır”

KHK TV’den Berna Kavaklı’nın konuğu olan, KHK’lı hukukçu Levent MAZILIGÜNEY  OHAL ve KHK mağduriyetlerinin, toplumsal, siyasi etkilerini ve bu bağlamda yapmış oldukları parti bilgilendirme ziyaretlerini değerlendirdi.

Bu Problem Siyasidir

OHAL ve KHK mağduriyetleri denilince akla sadece OHAL KHK’larındaki ekli listede ismi olanlar değil, bu süreçle beraber  mağdur olan herkesin gelmesi gerektiğini belirten Av. Mazılıgüney “ Siyasi parti ziyaretlerimizde şunu vurguluyoruz; bu problem siyasi bir problemdir ve siyaseten çözülmesini bekliyoruz” dedi. KHK’lıların hukuki mücadelesinden de vazgeçmemesi  gerektiğini yineleyen Mazılıgüney; hukuk yolu ile tarihe düşülen notların her zaman en sağlam notlar olduğunu belirtti. Siyasi parti ziyaretlerinde vurguladıkları bir diğer hususun da; KHK ekli listelerinde görünen 125.678 sayısının aslında bir aldatmaca olduğunu, mağduriyetleri küçük gösterdiğini ve sadece kamudan değil diğer kurumlardan da birçok kişinin işlerinden çıkartıldığını, dolayısıyla mağdur kişi sayısının 250.000 civarında olduğunu belirtti.

Terör  ve Bağlı Suçlarla İşlem Gören Sayısı Bir Buçuk Milyon

İlk defa Mustafa Yeneroğlu’nun açıkladığı ve adalet bakanlığının istatistiklerine dayandırarak gündemleştirdiği  terör  ve bağlı suçlardan işlem gören kişi sayısının bir milyon üçyüz yetmiş altı bin kişi olduğunu, bu sayının da 15 Temmuz sorası yapılan işlemler olduğunu vurgulayan Mazılıgüney; “2020 yılını da dahil ettiğimizde bu sayı çoktan bir buçuk milyonu geçmiş ve iki milyona dayanmıştır. Dolayısıyla biz OHAL ve KHK mağdurları dediğimizde aslında bizim bahsettiğimiz sayı 125 bin kişi değil, iki milyona yaklaşan bu mağdurlardır” dedi.

Yeşil Görünümlü Kırmızı Işık

Kendi tanımıyla bu kadar insanın terörist ilan edilmesinin sebebini de; bir dönem yeşil ışık olan hususların, o aslında yeşil görünümlü kırmızı ışıktı ve senin bilmen gerekirdi, dediklerini belirtiyor ve  “çocuğunu okula göndermek, sendikaya üye olmak, yardım kuruluşuna bağışta bulunmak ve OHAL Komisyonunun red gerekçelerinde birinci sırada yer alan Bank Asyaya para yatırmak da olduğu gibi, bunlar zamanında yeşil ışık yakılmış ve devletin mührü bulunan işlemlerdir. Siyaset eliyle, bürokrasi eliyle devletin mührü de değersizleştirilmektedir. Buna hiçbir siyasinin, bürokratın, yargı mensubunun da hakkı yoktur” diye konuştu.

KHK Problemi Çözülmeden Ülke Yönetilemez

Yapılan anketler değerlendirildiğinde, mağdur edilmiş kişi, bileşenleri ve etkileşim içerisinde bulunduğu kişiler ile 8-10 milyon arası insanı bulduğundan da sözeden Mazılıgüney; “Özellikle yeni kurulmuş partiler ya da bir şekilde iktidara aday olduğunu söyleyen partiler, bu seçmen kitlesiyle ilgilenmek zorundır. İktidara gelmek istiyorlarsa. Bununla beraber bu problem çözülmeden ülke yönetilemez durumdadır. Zira bu insanların büyük bir çoğunluğu niteliklidir, nitelikli insan kaynağını oluşturmaktadır,  nitelikli insan kaynağını sistem dışına çıkarttıktan sonra kamu kurumlarının çarklarının sağlıklı bir şekilde dönmesini hiç kimse bekleyemez” ifadelerini kullandı.

Siyasi Partiler Mağduriyetler Konusunda Net Olmalıdır

Av. Levent Mazılıgüney, görüştükleri tüm siyasi partilerin; OHAL ve KHK mağdurlarına karşı, adil olunmadığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, suç ve cezada kanunilik ilkesinin ayaklar altına alındığı konusunda birleştiklerini söyledi . Yargılamaların adil olmadığı, mahkemelerin tarafsız  ve bağımsız olmadığı hususunda tüm partilerin hemfikir olduğunu belirterek, “Biz onlara şunu söylüyoruz;  bizlere net bir şekilde, yargılamaları nasıl adil, bağımsız, tarafsız hale getireceğinizin de somut projelerini ortaya koymanız gerekir diye ifade ediyoruz” dedi. Ayrıca 3. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri Raporunu ve bu alanda yapılan diğer anket çalışmalarını da siyasi partilere sunduklarını belirten hukukçu;  KHK sorununun ekonomi ve adaletten sonra üçüncü sırada olduğunu, KHK sorunu çözülmeden adalet sorununun düzelmeyeceğini, adalet düzelmeden de ekonominin düzelemeyeceğini vurguladı.

Konuşmasında KHK’lılara da seslenen Mazılıgüney; “Bu sürecin mağdurlarına düşen görevlerden bir tanesi, yerel siyasetçilerden başlayarak bunu her gün, her fırsatta anlatmalarıdır”

2021 yılının bir seçim yılı olacağını düşündüğünü söyleyen hukukçu; bu durumun, hem  KHK’lılar hem de siyasi aktörler için iyi değerlendirilmesi gereken bir süreç olduğunu söyleyerek, her iki tarafında beklentilerini  ve çözümlerini  birbirine iyi anlatması gerektiğini  belirtti.

OHAL-KHK_Mağduriyetler_Etkiler

Editör: TE Bilisim