Tüm dünya gibi biz de çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Mini minnak bir virüs, kapitalizmin acımasızlığından beslendi, güçlendi, milyonlarca insanın yaşam hakkını elinden aldı ve almaya devam ediyor. Ülkeler aşı kaynaklı güç savaşında birbirine meydan okuyadursun, yazılmış bir senaryonun içindeki biz virüsten de küçük rollü insan evlatları hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ve ne yazık ki böylesi kırmızı alarm durumlarında bu ülkede 'insana verilen değeri, pardon değersizliği' bir kez daha anlıyoruz.

Her akşam önümüze sunulan rakamlar var, öyle alıştık ki, ölen kişi sayısı 150-200-250, ne fark eder, çünkü çıkıyoruz sokağa herkes, herşey aynı. Toplumun yarısından çoğu baştan beri aynı umarsızlıkta yaşamaya devam ediyor. 'Durum kötü olsa devlet niye dipdibe toplantılar yapsın, niye tam yasaklar gelmesin?' mantığındaki güruha ancak böyle yasaklar yakışır zaten, buyrun:

-Hafta içi çık, akşam yediden sonra sabah beşe kadar çıkma. (dokuzdu, yedi oldu; Ramazan'ın kerameti heralde, virüsün mesaisi 2 saat artmış!)

-65 yaş üstü yine cezalı, evde; her gün dışarda gezen, işe giden çocukları eve virüs taşırsa o dışarıya taşımasın virüsü di mi yani; zaten ülkede en çok gezen tozan ekip 65 yaş üstleri, evde kalmalılar onlar!

-Devlet çalışmada esnemeye devam etsin özel sektör full çalışmaya devam, zaten oruç tutanlar erkenden evine gidebilmeli, ona göre çalışmalı. Ramazan boyu gündüz kapansın cafe-restoran, oruç tutmayana paket servis bile olmasın aç kalsın kâfirler; iftar servisi olsun tabi, bayramdan sonra geri açarız zaten her yeri…

-Ülke genelinde genel kurul toplantıları mâlum şahıslarca yapıldı bitti, bayrama kadar yasak! Toplu iftar yok, evlerde herkesin topu kendine patlasın komşuyla iftar açmak yasak. Filiyasyon ekipleri bence iftar saati evlere baskın yapıp, komşuyla iftar açanı tutuklasınlar!

-Ömrümün yarısı okumakla geçti, 'oteller sadece kendi müşterileriyle sınırlandırılmış hizmet verecek' ne demek ben anlayamadım. Otel, 'siz onun-bunun müşterisi olmuşunuz tanımıyorum ben sizi' diye mi almıycak; roof- restoranı kapalı da, otelde kalmayana oralarda mı hizmet vermiycek ben bilemedim.

Ama tabi şu var 'turistseniz herşey serbest.' Ne kadar misafirperveriz yaaa gözlerim doldu; dışardan sıcak para, döviz getirecek tüm turistlerimiz başımız gözümüz üstüne, onların virüslerine bile kurban! Gelsinler hem ortalık haftasonu daha sakinken rahat gezerler!

-Öğretmenleri aşılamadan okulları açtık, onlardan da ölen çok oldu; malum aşı yok; bari okulları geri kapayalım. Özel okullar önümüzdeki yılın ödemelerini de aldılar nasılsa; ne okulu, eğitimi canım? Zaten okulun son ayları sınava girecek öğrenciler sahte rapor alıp okullara gelmiyolar; yıllardır bu sahte rapor alma işini devlet olarak biz destekledik; muhteşem eğitim sistemimizde kaybedilen bişey olmaz, geri kapatın gitsin.

-Şehirlerarası seyahat, 'özel arabanda tek başına güvenle yaparsan' yasak ama paranı verip burun buruna uçabilir, otobüsle trenle gemiyle filan gidebilirsin. Özel arabanla sen hava mı basıyon oolum, bin toplu taşımaya git nereye gitceksen alla allaaa…

Tabi ki haftasonu açık tutulacak marketler, fırınlar nedeniyle sevgili halkımız ellerindeki poşetlere şehir turu attırmaya devam edecek; soran olursa poşet gösterilip 'marketten geliyom' denip parklar bahçeler dolup taşacak. Az da olsa kısıtlamanın yararı olmaz mı, olur tabi ki; vaka sayısı biraz azalıp yoğun bakımlarda yer açılsın; bayram sonrası malumunuz turizm renklenmeli, para lazım geri açılır heryer; aç-kapa, doldur-boşalt, alıştır-itele herşey aynen devam eder.

Bu arada doktorlar tabi ki izinsiz, istifasız gece gündüz çalışmaya devam edecek! 10 yaş altı çocuğu olanlar idari izinli; doktorun çocuğu çocuk mu ki; annesi izinli olsun? Vakalar artadursun, kapayın kapıları, istifayı bile yasaklayın doktorlar tedavi etsin işleri ne, hakkınızı ödeyemeyiz dedik, iki gün alkışladık, daha ne istiyolar ki?!
Sayın Bakanımız 'Hasta artışından sorumlu hepimiziz, 84 milyon' demişsiniz. Hayır efendim, gece gündüz hastalıkla mücadele edip insanlara nefes aldırmaya çalışan, kendi ailesine, çocuğuna hasret yaşayan doktorları, sağlık çalışanlarını; kural bilmez halkınızla bir tutamazsınız! Kongreye giden otobüste maskesiz göbek atan kitlenizle; pandemi servisinde çalışıp azraille yarışanları aynı kefeye koyamazsınız! Kapitalizmin çıkarlarını 'Önlem' diye açıkladığınız genelgeler, çifte standart yasaklarınızdan bu sayıyı arttıran erkânınızla, pandemide işsiz kalan binlerce vatandaşınızı bir tutamazsınız!

Tüm Türkiye haritasını kızartan ama kendi yüzü kızarmayan, dediklerinize körü körüne inananlarla; herşeyin farkında her gün kahrolan bizleri aynı paydada yazamazsınız. Siz bu hikayelerinizi 'ne biliim kurulunuz'la birlikte, malum kitlenize anlatın, hele ki biz işin içindekilere o değerli nefesinizi tüketmeyin, inanmayız!

Editör: TE Bilisim