Cehennem ve Malik Üzerine Etimolojik Düşünceler


Cehennem, şüphesiz ki hepimizin korktuğu bir yer. Hadi zihnimizde ve algılarımızda ateş, ceza ve yanmak kelimeleriyle bütünleşmiş bu ismin kökenine inelim.

İbranice kökenli olan Ge ben hinnom veya bir başka tabirle Gehinnom kelimesinden günümüze gelmiştir.

Ge: Vadi
Ben: Oğlu
Hinnom: Hinnom (Gözyaşı) anlamındadır.


Hinnom Vadisi günümüzde Kudüs-İsrail'de bulunmaktadır. Gehinnom, Kudüs'ün güney batısında Kenanilerin Molek adı veya unvanını alan tanrısı Baal'e çocukların yakılarak kurban edildiği vadinin adıdır.

Arapça telaffuzu Cehennem şeklindedir. Molek adı yalnızca M-L-K sessiz harflerinden oluşur ve sesli harfler yalnızca okunuşta söylenir. Bu nedenle bu tanrı Molok (İngilizce: Moloch) olarak da adlandırılır. Molek, Arapça'daki söyleniş şekliyle Malik'tir. Molek tanrısına ibadet etme şekli çocukları yakarak kurban etmek şeklindeydi. Molek'in en büyük heykeli Hinnom vadisinde bulunurdu. Buraya gelen insanlar çocuklarını Molek'e adarlar ve canlı canlı yakarak kurban ederdi. Burada gözleri önünde çocukları yakılarak kurban edilen yani öldürülen kadınların yaşadıkları evlat acısı ve anne yüreği ile döktükleri gözyaşları sebebiyle buraya Gözyaşı Vadisi yani Gehinnom denmiştir. Aslında kökenlerine indiğimizde inanışlarımızın ne denli benzer ve farklılıklarımızın ne kadar azaldığını görüyoruz. İslam dinine Cehennem bekçisi şeklinde geçmiş olan Malik'in Hinnom Vadisinde insanların yakıldığı alandaki Molek'ten dönüştüğünü görmek ve bu tarihsel etkileşime şahit olmak insanın tüylerini ürpertiyor.

Semitik dillerde ve Türkçede kullanılan melek

Semitik dillerde ve Türkçede kullanılan melek İbranice "m-l-k" kökü ayrıca birkaç farklı terime daha dönüşmüştür. Melek, malik, mülk, malik'ül mülk, memlük gibi. Bu ilişki cehennem bekçisi Malik açısından düşünüldüğünde daha açıktır. Buna göre Molek'e insanların yakılarak kurban edildiği Hinnom vadisi (Ge be Hinnom) cehenneme, Molek ise Malik'e dönüşmüştür.

Aynı şeyleri üç semavi dinde de kullanılan Amin sözcüğü için de söyleyebiliriz, kısaca buraya da değinmek istiyorum. İsa'dan önce 1550-1070 yıllarında Thebes'in Mısırın başkenti olduğu dönemde Amon'un önemi Mısırda gittikçe arttı ve sonunda Amon, Adı dini törenlerde yüksek sesle söylenen Mısırın baş Tanrısı veya “ tanrıların kralı” oldu. İsmi de Âmin Ra ya da Amon Ra olarak değişti. Yahudilerin o bölgede köle olarak yaşadığı ve 400 yıl sürdüğü tahmin edilen dönemde Âmin kelimesinin önce İbrani diline, oradan da Hristiyanların ve Müslümanların diline girmiş olduğu düşünülmektedir. Kökenlerimiz, dualarımız, inanışlarımız özünde ne kadar da benziyor değil mi? Her dine mensup insanın kendinin dinini doğru ve diğerlerini yanlış olarak betimlediği yüzlerce yıl geçirdik. Bu uğurda insanoğlu nice savaşlar verdi.

Daha çok okuyup, daha çok ortak noktanın farkına varıp, farklılıklardan çok benzerliklerimizi keşfettiğimiz bir dünyada yaşamak dileğiyle..

Editör: TE Bilisim