MASAL SAATİ: CORONALI AĞUSTOS BÖCÜĞÜ VE KARINCA

Bir varmıış bir yokmuş, bir zamanlar ülkenin birinde ağustosböcüğü ile karınca yaşarmış. Ağustosböcüğünün en büyük hayali ünlü bi şarkıcı olmakmış. Yıllardır geceleri barlarda çalıp söyleyip keşfedilmeyi beklemiş. Onun bu hâline acıyıp boş çabasına üzülen karınca, gizlice Acun'un O Ses'ine yarışmacı olarak yazıp böcüğü yarışmaya katmış.

Yaz boyunca karınca evine yiyecek depolamış, kış için hazırlık yapıp durmuş. Böcük de O Ses'e katılmış, aylarca çeyrek finaliydi, yarı finaliydi uğraşmış. Kış gelmiş ki karınca sıcacık evinde açmış televizyonunu, karnı tok sırtı pek, TV izlemeye başlamış, böcüğün finale çıktığını görmüş. Ve evet sonunda ağustosböcüğü O Ses birincisi olup memleketine dönmüş.

Bigün karıncanın kapısı çalmış, açmış ki böcük, 'aaa demiş karınca, bütün yaz yattı tabi yiyecek depolamadı şimdi de benden istemeye geldi herhal' diye düşünüp 'hayrola yemek mi istiyosun?' diye sormuş. Ağustosböcüğü, 'ne minaasebet, havyarın yanında martinimi yudumlıycaktım zeytinim kalmamış, 2-3 zeytin istiycektim' deyince karınca çohacayip bozulmuş, 'yok sana zeytin meytin depolayaydın' diye kapıyı yüzüne kapatmış.

Bikaç gün sonra aşırı yağmur yağmış, karıncanın evi sular altında kalıp depoladığı tüm yiyecekler sele kapılıp yokolup gitmiş. Karınca kapının önünde ah vah ederken bakmış ki ağustosböcüğünün bacasından dumanlar tütüp, evden kahkaha sesleri geliyor, belli ki bi parti var, ‘dubakiim böcükten yardım isteyeyim’ deyip kapısını çalmış.

Kapıyı, üstünde babydoll üylen Fatma açmış,’Karafatma’, ve içeri bağırmış 'OOOgıııstt aşşkıımm, burda ezik bişey var seni soruyo. Ağustosböcüğü her zengin adam gibi ağzında puro, üstünde röpdeşambrıynan kapıya gelmiş. Karınca 'selde herşeyimi kaybettim, yardım et bana. Hem zati seni yarışmaya katıp ünlü eden, şu an bu kadar zengin olmanı sağlayan benim, bana bi borcun var' deyince böcük basmış kahkahayı

-Ben O ses birincisi oldum diye mi zengin oldum sanıyosun be gerzek karınca! Aylarca o programlarda körler sağırlar birbirini ağırlar, millet aylarca ekrana ağzıaçık bakar, Acun cukkasını doldurur, sen de birinci oldum ünlü olurum diye boşuna mutlu olursun. Rahmetli babacım bigün bahçeyi kazarken bi gömü bulmuş bana bırakmıştı şimdi onun rahatlığındayım.

Tam o sıradaaaa Çinlinin teki bütün böcükleri toplamış, kaynar suya atıp terbiyeli böcük çorbası pişirmiş. Meğer martini seven Ağustosböcüğünün kanadında yaşayan minnak, Corona adında bir virüs varmış. Bu virüsün tabiatı ve dünyayı yokeden insanoğlundan bi intikam alası varmış. Daha önceki yıllarda çeşitli salgınlar yapıp insanlara 'bakın insan olun, yaşamak istediğiniz bu dünyayı koruyun, biriktirmeyip paylaşın, yaşamınızın değerini bilin, hırslarınızdan kurtulun, para pul servet geçici, yürekten insan olmak; bencillikten kurtulup yaşayan her canlıya sevgi ve saygı duymak, vicdan sahibi olmaktır kalıcı olan.' mesajı vermeye çalışmış ama insanoğlu ve insankızı bundan hiç ders çıkarmamış. O da çok daha çabuk yayılıp, kurallara uymayıp cahilce yaşayan, bilime değil safsataların gücüne inananların olduğu toplumları öldüren yeni formuyla gelmiş geri: Covid-19 olarak...

  ‘Arkası yarın’ masallarımdan yine  'bir' masal, 'bin' mesajla karşınızdayım. Peki nedir sonuçlar:

-Bu devirde ve bu ülkede ne yazık ki çalışandan çok, ne idüğü belirsiz işler yapan, kaçakçı göçekçi, vurguncular kazanır. Ama duyduğum kadarıyla öbür dünyada kapıda rüşvetle geçiren zebaniler yokmuş, ne kadar paran olursa olsun, sonumuz aynı, biyerimize tıkılan pamuk'muş o kadar!

-Bu devirde parası olan böcük de ossa karşı cinsçe tercih edilirmiş, bakınız böcük gömüyü bulunca Fatma'ya nasıl da gömdü!?!

Eğer toplumda değer görenler mesleğinde başarılı kadınlardan çok; kafası kadar pırlantayı aldıran vasıfsız kadınlar olursa ve anneler kızlarını mesleğin altın bileziğin olsun yerine o yüzüğe ulaş diye büyütülürlerse toplumda daha çoook karafatmanın kafası ezilir.

-İzolasyon önemlidir. Bakın karıncanın evi izolasyonsuzdu, sele kapıldı, böcüğün evine ise hiçbişeycik olmadı. (bu dersi niye çıkardım ben bile anlamadım)

-İyilikten maraz doğar, elalemin derdi seni germesin. İnsanoğlu, onun için yaptığın bişeyden kazançlıysa sana teşekkür etmez ama o işten bi zararı olursa sana çemkirir durur, en iyisi sen hiiç karışma. Sana ne be karınca işgüzar mısın böcüğü osese katmak sana mı kaldı allasen?!?

-Pandemi ülkelerin cehaletini, kural bilmezliğini de gösterdi. Dünyanın pekçok ülkesi virüsle, bizden daha önce, tedavisinin bilinmediği dönemde karşılaşsa da,  bizden daha az vefat sayısıyla bugün toplumlarının en az yüzde yetmişini aşılayarak maskeleri attı. Biz aşılama sayısı hâlâ yüzde 15’ lerde olup, aç- kapa politikaları ve ‘ben coronaya inanmıyom’ ‘ben aşıya karşıyım’ diyen cahilleri, hâlâ lebaleb miting yapan baş’ları oldukça daha çoook kayıp veririz. Surfçüler biz doktorlar kadar dalga görmedi yeminle, normal olmayan insanlar normalleştirilirse ne yazık ki dalganın biri gider diğeri gelir... Haritalar kızarır; ne cahillerin ne de yöneticilerin yüzü kızarmaz.

Her şekilde yazdım, bu da masal hâli... Keşke yaşananlar masal olsaydı ama gerçek, acı ama çok gerçek!!

‘Hunili Doktor’tarafından günümüze uyarlanmayan masallar biraz eksiktir...

Editör: TE Bilisim