Nysa bir Geç Helenistik Dönem (MÖ 3.yüzyıl) kenti ve dönemin öne çıkan eğitim merkezlerinden.

Antik dönemde Thebai prensesi Semele, Zeus ile sevgili olur. Hera, Semele’nin hamile olduğunu öğrendiğinde çok kıskanır ve bir tuzak hazırlar. Semele’nin aklına tanrılar kralının, kendisine tüm ihtişamıyla görünmesini isteme fikrini sokar. Ancak bu olduğunda kadıncağız, Zeus’un yıldırımlarından çarpılarak ölür. Zeus doğmamış oğlunu annesinin karnından kurtarır ve baldırında saklar. Günü gelince Dionysos babasının baldırından doğar. Hera’nın gazabından korumak için tanrıların habercisi Hermes onu Nysa dağı nymphalarına (orman perileri) emanet eder. Rivayete göre Nysa kentinin yamaçlarına kurulduğu Mesogis/Cevizli Dağları Tanrı Dionysos’un büyüdüğü dağlardır.

Nysa bir Geç Helenistik Dönem (MÖ 3.yüzyıl) kenti ve dönemin öne çıkan eğitim merkezlerinden. Roma İmparatorluk Döneminde yoğun olarak kullanılan ulaşım ve ticaret yolunun üzerinde bulunmasıyla da önemi artmış. Bizans hükmüne girdiğinde ise 13.yüzyıla kadar yoğun yerleşilmiş bir şehir. Günümüze kalan çoğu yapı Roma Döneminden.

Seleukos kralı Soter, şehri eşinin adına kurmuş. Geographika kitabının yazarı Amasyalı Strabon burada eğitim almış. Eserinde, Nysa’nın çifte kent olarak kurulduğunu iki yakanın arasından sel taşkını nedeniyle bir boğaz geçtiğini ve iki kenti birleştiren bir köprü bulunduğundan söz eder. Sel taşkınları için üzerine tiyatro inşa edilerek gizlenen bir tünel yapıldığını anlatır. Tiyatronun arkasındaki tepeye gymnasionu şehrin doğu yakasına da agora ve gerontikon yapısını yerleştirir.

Zeytinlik içindeki Nysa, Meandros/Büyük Menderes’in oluşturduğu verimli havzada yer alıyor. Şehir planlanırken bulunduğu topografyaya uyumlu olmasına özenilmiş. Stadion yapısının batıdaki oturma sıralarından bu çabaları anlaşılıyor. Cadde ve sokaklar ise birbirine paralel ve birbirini dik kesecek şekilde, ızgara planlı olarak inşa edilmiş. Kamusal alanlara ulaşım kolaylaştırılmış.

Hala kemerli kapısından geçerek basamaklarını tırmandığımız tiyatrosu MÖ 1.yüzyıla tarihleniyor. Ek olarak MS 1.yüzyılda iki katlı bir sahne binası inşa edilmiş fakat 178 yılında kenti sarsan bir depremle yıkılmış. Daha sonra üç katlı olarak yenilenmiş. Yapıyı süsleyen kabartmalarda bebek Dionysos’un nymphalara emanet edilişi sahnelenmiş. Ayrıca Nysa’da tapım bulan Hades/Pluton ve eşi Persephone/Kore de bu kabartmalarda betimlenmiş.

Eğitim merkezi olarak gelişmeye devam eden kente, Strabon’un ziyaretinden sonra, MÖ 130 yılında bir kütüphane yapılmış. Günümüzde dünyanın en iyi korunan kütüphanelerinden biri. İki katlı olarak inşa edilen yapının mimarı civara defnedilmiş. Kazılarda ulaşılan lahit, tiyatrodaki kabartmalar ile birlikte Aydın Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte.

Antik dönemin pazar yeri ve kent meydanı diyebileceğimiz agora yaklaşık on bin metrekare bir açık alan. Sıra dükkanların ve çevrelendiği Ion başlıklı sütunların kalıntılarını görebiliyoruz.

Roma İmparatorluk Döneminde yetkileri azaltılana kadar önemli bir danışma kurulu olan gerontikon/yaşlılar meclisi yedi yüz kişi kapasiteli üzeri ahşap örtülü olarak MS 2.yüzyılda inşa edilmiş. Yani, Strabon’un bahsettiği yapı günümüze ulaşmamış.

Nysa antik kentinin kutsal alanı Akharaka. Tapınakların bulunduğu bu ören yeri dinsel törenlerin düzenlenmesinin yanı sıra tedavi merkezi olarak da ziyaret edilmiş. Buradan geçen Sarı Su kükürtlü olması özelliği ile şifa dağıtmış. Şehre bağlandığı kutsal yol üzerinde şehrin nekropolü/mezar alanı da bulunuyor.

Editör: TE Bilisim