İnsan hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranış ŞİDDET olarak tanımlanır.

Kadına yönelik şiddet, şiddet türlerinin en sık görülen şeklidir. Kadına yönelik şiddet çok boyutlu bir sorundur.  Genel olarak kadınlar yaşadıkları şiddet konusunda yalnız kalmaktadır. Haklarını savunmak için yeterli bilgiye farkındalığa sahip değillerdir. Kadının bilgi, donanım olarak güçlenmesi şiddetle mücadele için önemlidir.

Şiddet, özel veya kamusal alanda (evde, aile bireyleri arasında, sokakta, iş yerinde) meydana gelebilir. Şiddetle ilgili farkındalık oluşturmak adına şiddet sadece fiziksel şiddet değildir. Fiziksel şiddetten sonra en çok rastlanan şiddet çeşitleri Psikolojik şiddet, Cinsel Şiddet ve Ekonomik Şiddettir. Son yıllarda Aile içi şiddete uğrayan kadınların sayısı artmıştır. 

Aile İçinde Yaşanan Psikolojik Şiddet: eşine hakaret etmek, eşini küçümsemek, alay etmek, kıskançlık bahanesiyle kadını sürekli kontrol altında tutmak, evden dışarı çıkmasını engellemek, hiçbir konuda söz hakkı vermemek gibi örneklerini arttırabiliriz.

Cinsel şiddet: Evli olduğu kişi bile olsa kimse istemeden cinsel ilişkiye zorlanamaz.

Aile İçinde Yaşanan Ekonomik Şiddet; Kadının İstemediği işte çalışmasına zorlamak ya da çalışmamaya zorlamak, parasını ya da banka kartını alıp vermemek, hiç para vermemek veya kısıtlı para vermek, ailenin parası ve tasarruflarıyla ilgili hiç fikir sormamak, kadının şahsi eşyalarını, şahsi ziynet eşyalarını zorla alıp satmak gibi örneklerde ekonomik şiddettir.

Gelelim Yüreğimizi yakan, tamiri zor derin acılar bırakan Fiziksel Şiddete…

Fiziksel şiddet birden uygulanmaz. Öncesinde genellikle psikolojik şiddet vardır. Üniversite eğitimi almış olabilirsiniz, hatta toplumda hatırı sayılır bir mesleğiniz de olabilir. Ama kadınsınız. Tabiri caizse eksik etek…

Kendini yetersiz hisseden, anne baba sevgisiyle büyümemiş, güvensiz yetiştirilmiş bir erkek, hayata umutla bakan yüreğinizi, hayallerinizi karartabilir. Ne kadar eğitim alsan da kendini sorgulamaya başlarsın, bir şeyleri yanlış mı yapıyorum acaba diye. Kadınlar duygusaldır sevgi, aşk gözünü karartır, gerçeği göremez ve psikolojik şiddet fiziksel şiddete dönüşür. Çoğu zaman kıskançlık bahanedir. Oysa sen onu kıskançlığa itecek davranışlarda bulunmamışsındır. Suçlu hissedersin kendini. Zamanla yalnızlaşırsın. Kimseyle paylaşmazsın acını, hata sende zannedersin…

Her kadının hikâyesi benzer birbirine.

Çoğu zaman sokakta gözümüzün önünde yaşanır fiziksel şiddet. Ama o zaman bile çoğu kadın şikayetçi olmaz. Ölümün kıyısına gelene dek şikayetçi olmazlar.  Nelerden korkup şikayetçi olamadıkları ise kendi içlerinde saklı…

Aile içi şiddet vakalarında, mağdurların birçoğu ölümle burun buruna gelir ama bu vakaların çoğunu da duymayız… İyi yetiştiremediği, birey olamayan oğlunu kimi zaman annesi etkiler. Kaynana "Bir kadın ne kadar dayak yerse o kadar akıllanır. Bu dayak yemediği için akıllanmadı, döv onu" diye akıl verir. Sesi bile çıkmayan kadın tüm bu şiddet olaylarında sessiz kalır.

Haklarını bilmediği için. Kendine güvenini kaybettiği için. Başına gelenleri anlamlandıramadığı için. Evde prenses gibi büyütülen, nazlı yetiştirilen, ailesinin bakmaya kıyamadığı o kız şiddetle tanışmış, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamaz hale gelmiştir.

Bu kadar beklemek doğru mu? Şiddete başvuran kişi hiç değişir mi?

Gelinlikle girilen evden kefenle çıkarsın gibi saçma öğretiler yüzünden hayatlar kararmadı mı?...

Şiddet konusunda herkes hem fikirken boşanan kadına hangi gözle bakıyorsunuz bunu hiç sorguladınız mı?

Boşanan kadın işinde de başarısız olarak algılanmıyor mu? (İyi bir kadın olsa zaten boşanmazdı gibi bağnaz fikirler yok mu?)

Boşanan kadına oturduğu apartmanda komşuları “Başında erkek olmadan olur mu?” demiyor mu?

Kadınları şiddet dahi olsa evli kalmak zorunda bırakan yontulmamış fikirleriniz değil mi?...

Yaşanan her şiddetten hepimiz sorumluyuz…

Tüm bu fikirlerin değiştirilmesi, kadının da birey olduğunun farkına varılması çok zaman alacağa benziyor…

Çözüm ne peki?

Şiddetin ortadan kalkması için en başta toplum eğitilmeli, bakış açısı değiştirilmeli...

Şiddet mağduru kadınlar tüm bu bakış açılarına rağmen cesaretinizi kaybetmeyin. Başınızda bir erkek olmadan da ayakta durabilirsiniz. Kötü muameleyi hiç kimse hak etmez. Hak ettiğinizi düşünerek, utanarak yıllarınızı heba etmeyin. Hayat, yola çıkmayı göze alırsanız çok daha güzel. Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir ki?...

Editör: TE Bilisim