Sizleri ne kadar rahatlatır bilmem ama geçen gün ülkenin ve dünyanın gidişâtını düşünüp efkârlanırken ulaştığım bir sonuç, bana iyi geldiği için sizinle paylaşmak istedim: 'Dünya, insanlar gitgide kötüleşmiyor, onlar zaten hep kötüydü!’

Eveet 'Allah razı olsun, gerçekten içimizi rahatlattın!' dediğinizi duyar gibiyim. Ama 'birşeyin hep kötü olması, gitgide daha kötüleşmesinden iyidir.’

İnsan yaşayanların en korkuncu, en cânisi, en tehlikelisidir. Hayvanların vahşiliği, doğaları gereği hayatta kalma mücadelesinden gelir; tok bir hayvan, zevkine başka bir hayvanı parçalamaz. İnsan ise ego-süperego çatışması yaşayıp, hırslarıyla canavarlaşan, zekası ve fiziksel özelliklerini, planlı-programlı en tehlikeli şekilde kullanabilen tek canlıdır.

Geçmişi düşünürsek: Engizisyon mahkemelerinde bilim-din çatışmasıyla asılan, diri diri yakılan, giyotinde başı kesilen yüzlerce insanı; kadın, erkek hatta çocuklar hep birlikte izlermiş. Arenalarda boğa güreşi denilen saçmalıkta, bir hayvanın acı çekişini izleme sapkınlığı yüzyıllardan bugünlere kadar gelmiş ne yazık ki. Din adı altında, bir erkeğin dört kadınla, hatta kız çocuklarıyla evlenmesi diyemiycem, imam tarafından onaylanması; insanın sapkın zihniyetinden yine günümüze kadar taşınmış durumdadır. İnsanların gidip vahşice dövüşleri, bahislerde hayvanların birbirini parçalamasını izlemesi; sinema sektörünün 'ne kadar kan o kadar hasılat' diyerek vârolması, tarihin en ünlü seri katillerinin yüzyıllar öncesinde de yaşamış olması, hep bu ruhlarındaki kötülüğün vicdanlarını yoketmesiyle ortaya çıkmış aslında.

Şu an sosyal medya, teknoloji öyle ileri ki, biz bu vârolan kötülüğü, câniliği 'görür' hâle geldik. Eskiden 'faili meçhul, intihar vs' denip geçiştirilen çoğu şeyin şu an 'cinayet' olarak adı konabiliyor. Çocuk tâcizi, tecavüz sizce eskiden yok muydu, köyünde, mahallesinde, kurslarda, vakıflarda, yurtlarda tecavüz edilen o zavallı çocukların kendine sesi çıkmıyorken, şimdi kanıtlı, hatta görüntülü olarak bizlere ulaştırılabiliyor; tabi bizimki gibi guguk devletlerinde yine örtbas edilse de, hep vârolan kötülük, bugün de sürüyor durumda. Sapık insanlar hep varken, mobese kameraları yoktu.

Yani filmlerde izlediğimiz at üstünde kılıçla savaşılıp kellelerin havada uçuştuğu dönemlerden; bir tuşla binlerce km ötede binlerce insanın öldürülebildiği bugünlere taşındık. Yahudilerin fırınlarda yakılmasından; günümüzde faşizmin insanları her gün yakıp yok etmesinin bir farkı var mı? Eskiden çok basit bir ilaç keşfedilene kadar kaç bin kişi ölmüş, sakat kalmış; 'eceliyle' ölenlerin aslında şimdiki tıbbın imkanlarıyla kesinlikle kurtarılabileceği milyonlarca örnek varken; sizce de bu yönden şartlar eşitlenmiyor mu? Çok basit hastalıklardan milyonların salgında öldüğü dünya ile bugünkü pandemiyle mücadele ettiğimiz dünya aynı, fark yok aslında. Kısacası, 'insanlık ölüyor, dünya acımasız, herşey gitgide kötüleşiyor, çocuğumu bu dünyada nasıl yetiştiricem' diyerek, ah- vah etmenin bir anlamı yok! 'İnsan hep kötüydü', 'dünya hep zordu!'.
Önemli olan, kötülüğü 'zamana, dünyanın gidişâtına' bağlamadan; hepimizin içinde doğuştan vârolan o karanlık yönü yok edebilmek, sevgi ve vicdan sahibi olabilmektir. Boşverin dünya her zamanki kötülükleriyle döne dursun, siz insanî duygularınızla yaşayıp gece huzurla uyuyabiliyorsanız inanın sizden ve sizin yetiştireceğiniz evlatlardan şanslısı yoktur.

Bakın, içiniz daha rahat di mi, 'belki herşey çok güzel olmıycak ama daha da kötü olmayacak', kesin bilgi yayalım!

Editör: TE Bilisim