Buket Altınok (Eğitim Sen Adan Şube Kadın Sekreteri) - Nurcihan Temur (Toplumsal Cinsiyet Uzmanı)

Merhaba değerli Habere Güven okurları,

Bu hafta biz kadınların karşılaştığı şiddet türlerinden biri olan siber şiddetten bahsetmek, nelerin siber şiddet olduğunu tanımlamak, nasıl tedbirler alabileceğimizden veya bu tip bir şiddet gördüğümüzde nerelerden yardım alabileceğimizden bahsedebilmek için toplumsal cinsiyet uzmanı Nurcihan Temur ile bu konuyu etraflıca konuşmak istedim.

Yapmış olduğu işletme lisansının ardından Kadın Araştırmaları ve Psikoloji bölümlerinde yüksek lisans yapan Nurcihan Temur, her şeyden önce kendisini feminist-aktivist olarak tanımlamaktadır. Yaklaşık on beş yıldır ulusal ve uluslararası çalışmalarda, sivil toplum örgütlerinde profesyonel veya gönüllü olarak toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddet alanlarında çalışmakta olan Temur, "Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetin Başka Bir Biçimi: Sanal Şiddet" konulu bir de tez çalışması yapmıştır.

Bildiğiniz gibi toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türlerini fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak dört farklı kolda inceliyoruz. Nurcihan Temur, toplumsal cinsiyete dayalı siber şiddet rehberinde bu konuyu şöyle ele alıyor. “Toplumsal cinsiyete dayalı siber şiddet herhangi bir şiddet türünün altında değerlendirilmemektedir. Ancak bütün şiddet türlerinin kesişen örnekleri olması nedeniyle yeni bir tür ya da biçim olarak değerlendirilmesi önerilmektedir. Kadınlar, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerden dolayı gerçek hayatta (çevrimdışı hayat) şiddetin farklı biçimlerine maruz kalmaktadır. Aynı eşitsizlikler sanal hayatlarda da (çevrimiçi hayat) kadınları (farklı kadınlık halleri ile birlikte) hedef almakta ve güvenliklerini tehdit etmektedir.”

Nurcihan Temur

Sevgili Nurcihan, bize biraz toplumsal cinsiyete dayalı siber şiddetten bahseder misin?

Dijital mecraların, sosyal medyanın yaygın kullanımı toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yeni bir biçimi olan siber şiddeti karşımıza çıkarmakta. Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucudur deriz. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ise bir kişinin cinsiyetine, cinsiyet kimliğine dayalı olarak o kişiye yönlendirilmiş şiddettir. Bu şiddetin dijital alanda yaşanması durumu ise toplumsal cinsiyete dayalı siber şiddet olarak tanımlanmaktadır.

Eylemler şu şekilde sıralanabilir:

• Saldırgan veya tehditkâr içerikli olan e-postalar, kısa mesajlar (SMS) veya anlık ileti gönderme.

• Muhatap hakkında internette rahatsız edici yorumlar yayınlama.

Bir de siber takip diye bir konu var. Bu kadınların bazı kişiler tarafından telefonları aracılığıyla takip edilmesi anlamına mı geliyor? Günümüzde çok yaygın şekilde karşılaştığımız, kadınlardan bulunduğu yerden konum göndermesini talep eden erkek davranışlarından bahsediyorum. Bu bir siber takip midir?

Bu tarz talepler gizlilik ihlali ve bir siber şiddet türüdür ancak siber takip biraz daha farklı bir konu: Siber takip, e-posta, metin (veya çevrimiçi) mesajlar veya internet yoluyla izlenmedir. İzleme/takip, kendi başına zararlı olabilecek ya da olmayacak olayların tekrarlanma durumunda şiddete maruz bırakılanın güvenlik hissini zayıflatır ve sıkıntı, korku ya da alarm durumuna getirir.

Siber takipte ‘stalklama (gizlice izlemek)’ terimi de kullanılmaktadır. Takip eden kişiye de ‘stalker’ denilmektedir. Siber takip/stalklama terimi, tekrarlanan tehditler ve/veya tacizlerle, elektronik postayla, diğer bilgisayar temelli iletişim yoluyla bir kişinin korktuğu, güvenliğinden endişe duyduğu çeşitli davranışları tanımlamak için kullanılmaktadır.

İnternet kullanan birçok kişinin siber güvenlik konusuyla ilgili çok da bilgi sahibi olmadığını hepimiz biliyoruz. Aslında siber şiddete maruz kalmamızın önemli nedenlerinden biri de, internetteki güvenlik kurallarını çok da bilmiyor oluşumuz olabilir mi?

Kendimizi suçlamak doğru bir tepki olmasa da, dijital dünyada kontrolü ele almamız gerekiyor. Bu konuda adım atmak için şunlara dikkat etmek gerekir:

• Sosyal medya hesaplarımızda, internet sitelerinde kişisel bilgilerimizi paylaşıyor muyuz? Adresimiz, telefonumuz…

• Paylaşılan bilgiler ne kadarı herkese açık?

• Herhangi bir arama motorunda (Google vb.) kendiniz arayın.

Aramanızda kendi isminizi tırnak içinde arayın (“İsim Soy isim” gibi). Çıkan sonuçlara bir bakın. Hangi sitelerde herkese açık hangi bilgileriniz paylaşılmış.

• Aynı şekilde telefon numaranızı da arama motorunda aratın.

• Herkese açık olmasını istemediğiniz bilgileri uygulama ayarlarından değiştirin.

• Temel ve herkese açık sosyal medya profillerinizde hakkınızda serbestçe ulaşılabilen bilgi miktarını tekrar gözden geçirin.

*Sosyal medya hesaplarınıza başka bilgisayarlardan girdiğinizde çıkış yaptığınıza emin olun.

• Kullandığının sosyal medya hesaplarında kırılması zor şifreler belirleyin. Şifreleriniz karmaşık ve benzersiz olsun.

• Özel fotoğraflarınızı ve bilgilerinizi korumak için telefonunuzu ve bilgisayarınızı şifreleyin.

• Kişisel bilgisayarınıza ve telefonunuza kimsenin ulaşamayacağından emin olun.

• Bilgisayarlarınızın kamera bölümünü kullanmadığınızda bir etiketle kapatın.

• Bir fotoğraf çektiğinizde veya bir bildirim yaptığınızda konum belirleme verileri fotoğraflarınıza eklenir veya durum güncellemenize eklenir.

• Telefonunuzdaki ve kullandığınız her uygulamadaki konum belirleme ayarlarını kapatabilirsiniz.

• Oyun vb. uygulamalara facebook ya da mevcut google hesabınızdan girmek yerine bunun için yeni bir mail adresi yaratın ve uygulamaya farklı bir mail adresi ve şifre ile giriş yapın

• Herkese açık alanlardaki ortak wifi ağları çok güvensizdir. Bir wifi ağındayken, bu ağı kullanan herhangi biri web trafiğinizi izleyebilir ve bilgilerinize erişebilir.

• Ortak wifi ağlarını kullanmak yerine kendi telefonunuzun internetini bilgisayarınızda kullanın.

Siber şiddet hedefi olmak işlerin tamamen kontrolden çıktığını hissetmemize neden olabiliyor. Peki kendimizi suçlamak yerine nasıl hareket etmeliyiz?

Kesinlikle kendimizi suçlamamalıyız ve şu şekilde hareket etmeliyiz:

• Failin kimliğini belirlemek için bilgi toplayabilir ve olayları belgeleyebiliriz. Bir dizi olayı belgelemek, polise veya mahkemeye, yasal bir takip veya taciz tanımına uyan bir davranış şekli gösterebilir. Ayrıca bu belgeler işlerin arttığını gözlemlememize ve güvenlik planlaması yapmamıza da yardımcı olabilir.

• Taciz edici davranış çevrimiçi olduğunda, tacizin gerçekleştiği web sitesine veya uygulamaya da rapor edebiliriz (şikâyet et butonu). Davranış platformun hizmet şartlarını ihlal ederse, içerik kaldırılabilir veya kişi yasaklanabilir. Raporlama içeriğinin tamamen kaldırılabileceğini bilmek önemlidir; bu nedenle kanıt raporlarından önce belgelenmelidir.

• Twitter ve sosyal medya hesaplarından faili teşhir etme kararı alabiliriz. Me too hareketinin etkilerini yakın zamanda hep beraber gözlemledik.

• Yaşadığımız süreci güvendiğimiz insanlarla paylaşmalıyız, bir kadın danışma merkezinden destek almalıyız.

• Yasal süreçleri öğrenmek için konu ile ilgili çalışan avukatlar ile görüşmeliyiz. Baroların Kadın Danışma Merkezleri bu konuda bize yardımcı olacaktır.

Türkiye ve Adana geneline bakıldığında bu türden saldırı oranları nedir?

Birleşmiş Milletler konu ile ilgili 2015 yılında “Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Siber Şiddet- Dünya Geneli Acil Eylem Çağrısı” raporu yayınladı. Raporda yer alan veriler tüm dünyada kadınların çevrimiçi şiddete maruz kalma ihtimalinin erkeklere oranla 27 kat daha fazla olduğu belirtilmekte.

Türkiye genelinde hakkında ilk kez bilgi toplanan ısrarlı takip çalışması, Türkiye’ de Kadına Yönelik Aile içi Şiddet Araştırması kapsamında yapılmıştır.  Araştırmada ısrarlı takip, her 10 kadından neredeyse 3’nün en az bir kez maruz kaldığı şiddet biçimi olarak belirtilmiştir.

Adana özelinde bir araştırma şimdilik yoktur.

Evet aslında bu röportajda vereceğimiz en önemli bilgi belki de bu. Şiddete uğradığımızda (siber veya siber dışı) başvurabileceğimiz kurum ya da kuruluşlar nelerdir?

  • Polis Merkezleri, Jandarma Karakolları
  • Aile Mahkemeleri
  • Cumhuriyet Savcılıkları
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) (0322) 247 08 35 – (0322) 239 99 59
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
  • Baroların Adli Yardım Büroları-Kadın Danışma Merkezleri
  • Kadın Örgütleri
  • Alo 183 Sosyal Destek Hattı
  • Alo 155 Polis
  • Alo 156 Jandarma
  • Alo 112 Acil Yardım
  • Adana Barosu: (0322) 351 21 22
  • Adana Büyükşehir Belediyesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi (0322) 248 05 51 – 53
  • Çukurova Belediyesi Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi (Sosyolog 0539 577 47 87) (Psikolog 0539 577 47 97)
  • Seyhan Belediyesi Aile İçi Şiddet Acil Yardım (0549) 656 96 96
  • AKDAM (Adana Kadın Danışma ve Sığınma Evi) (0322) 453 53 50
  • KADES Mobil Uygulama (Kadın Destek Uygulaması)
  • Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi (08.00-17.00) (0530) 666 96 53
  • Adana Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (0322) 247 08 35

Değerli vaktini bize ayırdığı ve bu çok önemli bilgileri bizimle paylaştığı için Habere Güven okuyucuları adına kendisine çok teşekkür ediyorum. Nurcihan Temur’un yaptığı çalışmalar hem ulusalda hem yerelde çok büyük bir önem teşkil ediyor. Siber şiddet konusunda her anlamda bizi aydınlattı. Kendisine çok teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dilerim.

Editör: TE Bilisim