Herşeyin sonu olduğu gibi, dünyanın da bir sonu olacaktır. İnsanoğlunun tükenmek bilmeyen hırsı, istekleri, vicdanını yok eden arzuları; önce insanı insana düşürecek, hayatta kalanlar; yine insanın yokettiği tabiat ananın gazâbından kurtulamayacak ve depremi, heyelanı, fırtınası, salgını... derken yeryüzü yitip gidecektir.

Pek çok felsefe, inanış, akım, din, ne derseniz adına; dünyanın sonunun geleceğine dair kehânetler içerir, çoğunun ortak paydası kötüleşen insanoğlunun kâinatı yokedeceği üzerinedir.

Çocukların üstüne yağan bombalar, o şehri değil sizce de dünyayı yok etmiyor mu? Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada yutulan her fazla lokma haram değil mi? Sizce de dünya, ağlayan çocukların gözyaşlarının selinde boğulup acılarının feryatlarından yıkılmaz mı?

Elmalı'da yaşayan 6 ve 9 yaşında iki çocuk, anneannelerine kalmaya gidiyor. -Sözde- öz anneleri, çocuklarına para karşılığında cinsel istismarda bulunduruyor; üvey baba ve dayı dâhil iki çocuğa aylarca tecavüz ederken; anneanne olanlara göz yumduğu gibi oğluyla birlikte çocukları dövüp fiziksel şiddet de uyguluyor. Bu işkenceye aylarca maruz kalan iki yavru, babaannelerine durumu anlatınca savcılığa başvuruluyor. Sözle anlatamadıkları yerde yavrular başlarına gelenleri çizerek anlatmaya çalışıyor. Tıbbi muayene sonuçları da dâhil istismar kesinken, bu canavarlar serbest bırakılıyor.

Aklımın almadığı nokta; bizim o çocukların çizdiği resimlere bakmaya yüreğimiz elvermezken, adli tıp sonuçları dâhil herşey ne yazık ki bu kadar açıkken bu yaratıkları hangi yargı birimi, hangi savcı-hâkim, hangi vicdan serbest bırakabildi? Şu an yapılan açıklamalarda, 'Çocuklarının dolduruşa gelerek yanlış beyanda' bulunduğunu söyleyen bir anne ve üvey baba için 'önce efendim tutuklanmış da, tekrar sorgulanmış da, deliller yetersiz bulunmuş da, yurtdışı çıkış yasağı verilmiş de' gibi uzun cümlelerle kapatmaya çalışılan bu davada; ailecek paylaşılmış bir sapıklığa 5 ay önce tutuksuz yargılama kararı nasıl verebildiniz? Bu çocukların feryâdı, sosyal medyada bugün görünür, duyulur hâle geçmeseydi; daha önceki yüzlercesi gibi, dosya kapanıp çocuklar o cehenneme geri gönderilmeyecek miydi??

Bu nasıl bir adalet, nasıl bir hak hukuk anlayışı, bu nasıl bir dünyadır? Bu dünya birilerinin cennetiyken, masum çocukların cehennemiyse eğer; o çocuklara bunları yaşatanların serbest kaldığı bir ülkede, biz insanlık adına yerin dibine batmıyorsak, o dünya zaten batmıştır, bitmiştir, sonu gelmiştir, gelmelidir de!..

Son yıllarda mülteci botlarında kıyıya vuran, hayatlarının bitme noktasında sığındıkları yurtlarda dahil tecavüze uğrayan; nüfus kağıdı çıkarılmadan toprağa gömülen, annesi gözünün önünde babasınca öldürülen, dedesi yaşındaki sapıklara satılan, savaştan kaçıp sığındıkları ülkede yitip giden milyonlarca çocuğun olması, sizce de kıyamet alâmeti değil midir??

Yüreğim acıyor, çocukların kahkahası değil çığlığının yükseldiği bir dünyada bu çığlıkları duymayan, kulağını kapatan, ayağına taş deymemesi gereken masumların yüreğine yaş düşüren insanoğlu da, buna göz yuman dünya da yerin dibine batsın!

Dr. Figen Demir Kardeş (Hunili Doktor)

Editör: TE Bilisim