Adana’ da siyasi partilerin, sendikaların, odaların, derneklerin destek verdiği Suruç açıklamasını kurumlar adına SGDF’den Ömer Temel okudu.
Adana Büyükşehir Belediyesinin yanında ki parkta gerçekleştirilen açıklamaya katılım yüksekti. Açıklamaya kurumlar sembolik olarak flamalarıyla katıldılar.
Kurumlar adına yapılan konuşmanın ardından
ESP MYK Üyesi Çiçek Otlu ve HDP Adana İl Eş Başkanı Mehmet Karakış’da birer konuşma yaptılar.

Ömer Temel; "Bundan tam 5 yıl önce 20 Temmuz 2015’te Suruç’un Amara Kültür Merkezi’nde katil IŞİD çetelerinin canlı bomba saldırısıyla 33 devrimciyi, 33 yoldaşımızı kaybettik. ‘’Ha düştü ha düşecek’’ diye dört gözle beklenirken katil IŞİD çetelerine karşı halkların ve enternasyonalist devrimcilerin tarihi bir direniş ve zaferiyle özgürleşen Kobane’ye, ‘’Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz’’ diyerek yola çıkan 33 Düş Yolcusu organize biçimde katledildi.

Bu katliamla hedeflenen halklar arasında kurulan köprünün kendisiydi. Hazımsızlık; bu coğrafyada yaşayan halkların kardeşleşmesineydi. Tahammülsüzlük; Gezi Direnişi’nin çocuklarının Kobaneli çocuklarla buluşmasınaydı. Onların kanla çizdikleri sınırlarına, halklar arasındaki barış ve dayanışma sınırsızlığıyla dayanan 33’ler; devlet eliyle, IŞİD işbirliği ile katledildi.

Amed, Suruç, Ankara, Sultanahmet, Havalimanı, Reina, Antep... Siyasi açmaz ve krizler içinde; Gezi’yle büyüyen, 7 Haziran’a yansımış direniş dalgasıyla sarsılan iktidarlarını korumak için baskı, zor, saldırganlık ve kan kaçınılmazdı. Kürt halkını inkar-imha politikalarının,  ve devrimci-demokratik hareketlere baskıların yanı sıra katliamlar serisi ile tüm toplumun üzerinde korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Bu direniş dalgasıyla kendi sonlarının geleceğine dair korkularını topluma yaymaya çalıştılar, korktukça saldırganlığı artırdılar. ‘’Öfkeli çocukları’’nı sahaya sürdüler. Katledildik, katlettiler. Kendi içlerinde çatlaklar ve ayrılıklar yaşayınca bugün dönüp 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 arasındaki tarihler için o zamanın defterleri açılırsa kimilerimiz insan yüzüne çıkamaz diyor, Davutoğlu. Bilin ki biz o defteri hiç kapatmadık ve o defterde ne yazıyor biliyoruz. Suruç’ta, Ankara’da nasıl organize ve planlı bir biçimde katledildik, biliyoruz. Ve katillerimizi iyi tanıyoruz.

5 yıldır, Suruç için adalet mücadelesi veriyoruz. 5 yıldır ‘’Suruç için adalet, herkes için adalet’’ diyoruz. Hrant Dink’ten Tahir Elçi’ye, Soma’dan Çorlu Tren Katliamı’na, Şule Çet’ten

Hande Kader’e, Gezi Şehitlerinden Sibel Ünli’ye, Roboski’den Ankara katliamına, Beyazıt

Katliamı’ndan Gülistan Doku’ya herkes için adalet talebini haykırıyoruz. Adaleti de; Suruç ilçe emniyet müdürüne 7500 tl ceza verdiğiniz, Berkin Elvan’ın katillerini akladığınız, kadın katillerine iyi hal indirimi verdiğiniz, Sivas’ta katledenleri salıverdiğiniz mahkemelerinizden beklemiyoruz. Berkin’i anan üniversite öğrencilerine tutuklama çıkardığınız; Suruç aile, avukat ve gazilerini ceza dosyalarıyla yıldırmaya çalıştığınız; göz göre göre Mustafa’yı, Helin’i ve İbrahim’i katleden devletinizden ve mahkemelerinizden bir beklentimiz yok. Adalet sokakta kazanılır, kazanacağız. Bu topraklarda kalpleri adalet için atan milyonlarız.

Bugün adalet talebi; işçiler, emekçiler, kadınlar, LGBTİQ+’lar, gençler, doğa ve hayvanlar için en önemli talep haline gelmişken ‘’Herkes için Adalet’’ sloganını yükseltmeye daha güçlü

devam edeceğiz. 5 yıldır kampüslerden, sokaklara ve meydanlara adalet mücadelemizi büyütüyoruz. 33 Düş yolcusunu anmak istediğimiz Suruç Katliamı’nın yıldönümlerinde karşımıza envanterlerinde baskı ve zor araçlarıyla çıkanlar karşılarında kol kola birlik, sıkılı yumruk, kararlılık ve hesap sorma bilincini buldular. Bugün, dünden farklı değil. ‘’Katillerden

hesabı gençlik soracak’’ sözü de yalnızca bir slogan değil. Unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Suruç’un hesabını soracağız. Suruç İçin Adalet, Herkes için Adalet!"dedi

Editör: TE Bilisim