Trafik kazaları sonucu yaralanma, maddi zarar ve ölüm meydana gelebilir. Trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil (Borçlar Kanunu madde 49) sorumluluğu doğurmasıdır.

Ölümlü trafik kazalarında; Ölen kişinin yakınları, ölen kişinin desteğinden yoksun kaldıkları için destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masrafları adı altında maddi tazminat talep edebilir. Ölen kişinin yakınları, ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap duyguları nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler.
Trafik kazasında kazada yaralanan kişi, tedavi gördüğü süre içerisinde çalışamadığından mahrum kaldığı gelirlerin tazminini ve kaza dolayısı ile yapılan tedaviye ilişkin giderleri talep edebilir. Ayrıca kaza nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap için manevi tazminat talep edebilirler.

Trafik kazası mağduru hayatta ise; bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Trafik kazası mağduru vefat etmiş ise; onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi tazminat talep edebilirler.

Karayolları Trafik Kanunu'nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)'nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.

Yasal mevzuatta da belirtildiği üzere Karayolları Trafik Kanunu'nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir.

Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur. (KTK madde 109)
Trafik kazasında yaralanma varsa Taksirle Adam Yaralama Suçu oluşur. Trafik kazasında ölüm meydana gelmişse Taksirle Adam Öldürme Suçu oluşur. Yaralanmalı trafik kazalarında kaza zaman aşımı süresi kaza tarihinden itibaren 8 yıldır. Ölümlü trafik kazalarında ise kaza zaman aşımı süresi kaza tarihinden itibaren 15 yıldır. Eğer aynı kazada hem ölü, hem yaralı varsa tümü için tazminat isteme süresi 15 yıl olacaktır.

ARAÇ DEĞER KAYBI
Kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki ikinci el piyasa değeri arasındaki düşüş farkına 'araç değer kaybı' denir. Bu fark sigorta şirketinden talep edilmediği sürece hiçbir şekilde karşılanmaz.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (2002/130E. 2002/4512K. sayılı) kararında, “(…) tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra rayiç değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.” Denilmiştir.

Trafik kazası sonucunda araçlarda meydana gelen maddi hasarlar sigorta poliçelerinden karşılanmaktadır. Kaza sonucunda kaza yapan aracın onarımı yapılmasına rağmen aracın satışında piyasa değeri düşmektedir.

Araç değer kaybı taleplerinde, kazanın çift taraflı olması gerekmektedir. Tek taraflı bir kaza var ise burada da değer kaybı tazminatı talep edilemez. Yüzde yüz kusurlu taraf yine değer kaybı tazminatı talep edemeyecektir.

Aracın tamirinin ekonomik olmayacağı yönünde rapor oluşturulursa ve araç hakkında pert kararı verilirse, araç değer kaybı talep edilemeyecektir. Pert olan araç ile ilgili olarak kasko sigortacısı şirket, aracın o günkü rayiç değerini tazminat olarak mağdura öder. Çekme belgeli ve hurda belgeli olan araçlarda değer kaybı oluşmayacaktır.

Zarar görenin, ZMMS' de öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gereklidir. Sigorta tahkim komisyonuna gidebilmek için sigorta şirketine yazılı şekilde başvurmak zorunludur.

Editör: TE Bilisim