EMEK BİZİM SÖZ BİZİM

Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile TTB’nin Eylem Sürecini konuştuk…

Güven Boğa: TTB eylemlilik süreci açıkladı. Neden böyle bir sürece girdiniz?

Ali İhsan Ökten: Sağlık alanında ciddi bir çöküş ile karşı karşıyayız. Pandemi sürecinin tüm toplumu ama en çok sağlık çalışanlarını yıprattığını, özlük ve ekonomik haklarından çalışma koşullarına kadar yaşadığımız  sorunlar  artık dayanılmaz bir hal aldı. Bu nedenle 1 Ekim’de yaptığımız basın açıklamasında Sağlık Bakanlığından 10 gün içinde bize randevu vermesini talep ettik. Ancak istediğimiz gerçekleşmedi. Bu nedenle ülkemizdeki 175 binden fazla hekim ve diğer sağlık çalışanları adına eylemlilik sürecine başlıyoruz.

Güven Boğa: Ne tür eylemlilik planlıyorsunuz?

Ali İhsan Ökten: Her hafta tematik bir konumuz olacak. O konu üzerinden açıklamalar yapacağız.  Bunun tüm odalarımızda yapacak: İlk hafta mesajımız; “5 Dakikada Hekimlik Yapılmaz”, “5 Dakikada Sağlık Olmaz” diyoruz. Çünkü Sağlık Bakanlığı tarafından randevular 5 dakikaya indirildi. 5 dakika da hastayı dinlememiz, teşhis koymamız, tetkik istememiz, tanıyı kesinleştirip tedavi vermemiz isteniyor. Böyle bir randevu sistemi dünyada yoktur. O nedenle 5 dakika da hekimlik yapılmaz, sağlık olmaz diyoruz. İkinci haftanın konusu GEÇİNEMİYORUZ. Bu aslında artık tüm toplumun sorunu. O nedenle bu konuyu tüm partilerin, örgütlerin, sendikaların ve tüm toplumun paylaşmasını istiyoruz. Ekonominin kötüye gitmesi, pahalılık, her geçen gün gelirimizin azalması nedeniyle toplumun %5’lik bir kesimi toplumun %95’lik emeğini sömürmektedir. Bu nedenle artık biz hekimler de dahil olmak üzere geçinemiyoruz. Üçüncü hafta  7200 ek gösterge ve her yıla 120 gün yıpranma payı talebimizi savunacağız.  Dördüncü hafta çöken sağlık sistemine karşı toplumsal sağlık taleplerimizi haykıracağız.

Güven Boğa: Bu talepleriniz karşılanmazsa eylemliliklere devam edecek misiniz?

Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten

Ali İhsan Ökten: Evet. 23 Kasım günü 175 bin hekimi temsilen heyetimizle başlatacağımız “Beyaz Yürüyüş” ile duyulmayanı duyurmak, görülmeyeni göstermek için Ankara’ya yürüyeceğiz. Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de hekimler ve sağlık çalışanları ile buluştuktan sonra 27 Kasım günü Ankara’da yedi bölgeden gelen hekimlerle geniş katılımlı açıklamalarımız ve sağlık formumuz olacak. Bu formun sonucunda çıkacak kararlar ile miting ve/veya g(ö)reve kadar gidebilecek bir süreç ile eylemliliklerimiz devam edecek. Tabii ki biz eylemliliklerimizi 14 Mart 2022 tarihine kadar düşünüyoruz.

Güven Boğa: Bu eylemliliklerde talepleriniz ne olacak?

Ali İhsan Ökten:

  1. Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikalar durdurulmalı, sağlık hizmetleri toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. Sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılmalıdır.
  2. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli, güvenceli çalışma esas olmalıdır.
  3. İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir.
  4. Haftalık çalışma sürelerimiz yeniden düzenlenmelidir.
  5. Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ödeme sağlanmalıdır. Hekimlere 7200 ek gösterge verilmelidir.
  6. COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır! Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı tüm sağlık çalışanlarına verilmelidir.

Güven Boğa: Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Ali İhsan Ökten: Salgın dönemi bu ülkede hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının ne kadar değersizleştirildiğini de ortaya çıkarmıştır. Hekimler, salgın döneminde adeta can derdine düşmüşken, ama bu tehlikeye karşın canla başla çalışırken, aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Salgın döneminde özel hastanelerde hekimler işten çıkarılırken, ücretlerini almazken Sağlık Bakanlığının göstermelik kararlar dışında tepkisiz kaldığını gördük. Kamu hastanelerinde de salgın döneminde işten atmaların devam ettiğine, mezun hekimlerin işe başlatılmadığına şahit olduk, giderek yoksullaşmayı gün gün yaşadık.

Bugün gelinen aşamada hekimler “Artık bu şartlarda çalışamıyoruz” diyerek istifa ederken; emekli olurken ya da genç hekimlerimiz yurtdışına göç ederken artık bıçak kemiğe dayandı. “EMEK BİZİM SÖZ BİZİM”  diyoruz. Ve eylemliliklere başlıyoruz.

Editör: TE Bilisim