Hiç gideceğimiz yerlere varamıyoruz ki yollar bitsin. Bitmiyor yollar. Bir de üstüne üstlük yürüyerek gidiyoruz bu yolları; inişleri çıkışları olan, ani virajları bulunan yollar bunlar. Bazen geri vitesi takıyoruz, bazense hep ileri gidiyoruz. Her vardığımızı düşündüğümüz an, aslında yolculuğa yeniden başlamış olduğumuzu anlıyoruz belki de.

Ayni bir illüzyon gibi. Bitmiyor yolculuk. Bazen aynı yere geri dönüyoruz, bazense tam zıt istikamette buluyoruz kendimizi. Yani aslında, bende bunlar oluyor. Hep ilerlediğimi düşünenlerden değilim fakat hep hareket halinde olduğumu söyleyebilirim. Birinin ya da bir şeyin peşinden koşmuyorum, kendimi arıyorum aslında bu hayat yolculuğunda. Tam buldum derken, serüven yeni başlıyor diyor bir ses arkadan.

Arada bir soluklanmak için bir çay bir kahve içiyorum, harareti alacağından değil almıyor da zaten, biraz dinginleşmek için. Hayallerim var. Gerektiği yerde gerçekçiyimdir fakat genel olarak hayalperestimdir demek daha doğru olur. Bu yüzdendir benim yollarımın bitmeyişi, arayışımın hep devam etmesi. Kendimle yetinmiyorum, bu bilgiler, yaşanmışlık, hayat, elimdekiler yani sanki bir kara deliğim ve hep daha da gelişmek istiyorum. Hayal gücünün ucu bucağı olmaz derler çok doğru bir şey. Benimkinin de yok, durmadan devam ediyor.

Bana göre “Hayal kurmak, gerçeğin tahtına göz dikmektir”.

Hayal kurarak ben kendime yeni yollar yaratıyorum, çiziyorum. Hayal etmek var olmayan ile olabilecek olan arasında bir köprü kurmaktır. Bundan vazgeçilmemeli. Körelmemeli insanın zihni. Sınırsız sayıda ihtimaller, olasılıklar var. Hayal ederek, yeni gerçeklikler ve seçenekler yaratırız kendimize. Hayallerin sınırları yoktur, fakat gerçeklerin sınırları vardır.

Birde şöyle bir şey var, bir yere varınca hani mutluluğu elde ediyoruz düşüncesi falan vardır ya bence yalan. İnsan durunca neden mutlu olsun ki? Yani durulmak güzeldir tabii ki de biraz sakinlik fakat bir kere mutlu olduk diye o hedefi başardık diye öyle kalacağız demek değildir bu. En sonunda mutlu olmaktan bile sıkılır insan. Hikayelerdeki gibi mutlu son derler ya işte o gerçek hayatta olmuyor. Son demek zaten bir şeyin bitmesi, tükenmesi demek neresi mutlu olsun?

Mutluluğa erince, varınca bitmiyor hayat yolculuk devam ediyor bence. Hayatımızın sonu orasıymış gibi sıkı sıkı tutunmamalı yolculuğa devam etmeliyiz. Bitiyor mutlulukta, her an’ın geçip gittiği gibi, o da geçip gidiyor bunu bilerek onu yaşayıp orada bırakarak yola devam.

Mutlu olsak da acı çeksek de her hâlükârda yola devam etmeliyiz, ben ediyorum ya da etmeye çalışıyorum. Her adım; bir ders, bir tecrübe ve en önemlisi hayat. Hayatın ta kendisi o adımlar, o yolculuk. Bir adım sonrasını hayal ederek, ümit ederek, hayal kırıklıklarıyla belki de o yolda yürümek, ne olursa olsun yürümek biraz ileriye biraz geriye yürümek.

Bir adım sonra ne olacağını bilemeyiz, olasılıkları düşünebiliriz hesaplayabiliriz fakat asla bilemeyiz. Bilinmezlikte güzeldir, merak ettirir, heyecanlıdır, hayal kırıklıkları vardır, hayalleri yaşamak vardır fakat hepsi yolun ilerisindedir. Yaşamadan o adımı atmadan bilemeyiz. Hiçbir şeyin sonu yok şu hayatta ömür haricinde. Öğrenmenin, üretmenin, yolun, hiçbirinin sonu yok bitmiyor. Hazırlayalım çantamızı ve hayat yoluna çıkalım. Stabil durmayalım. Kendimizi geliştirelim, öğrenelim, kendimize meydan okuyalım, izin verelim hayatı yaşamaya.

Güvenli alanda yaşamak her gün aynı şeyi yapmaktır. Sıkılırız. Ben sıkılmak istemiyorum. Gençsin diye böyle diyorsun, diyebilirsiniz ama sanırım bu kafa yapısı denilen bir şey. Ben oldum olası sıradanlıktan, herkesin yaptığının aynısını yapmaktan, aza takmağa etmekten kaçındım. Hep kendimi dünkü benden daha iyi olmaya adadım. Ben benden sıkılmak istemiyorum. Sonuçta kendisiyle uzun bir süre daha beraber olacağım, sıkıcı biriyle ömür geçmez. Gelin yola koyulalım. Yükünüzü hafif tutun, yol uzun, olmadı ağır geldikçe bir şeyleri eksilteceğiz yolda ama olsun; yeter ki yola çıkalım.

Editör: TE Bilisim