'Görmek', dışardan gelen ışıkların insan gözündeki saydam tabakada kırılması, gözbebeğini geçip merceğe gelişi, görme sinirlerinde oluşan uyarının beyindeki görme merkezine iletilmesiyle oluşan bir duyudur. Yani tıbbî olarak bu aksta kusuru olmayan herkes 'görür'. Peki herkes herşeyi görür mü, görmede etkili faktörler nelerdir, bunlardan bahsetmek istiyorum.

-'Bakmak' la 'görmek' farklı şeylerdir, bunda algı, dikkat gibi faktörler devreye giriyor. Her gün geçtiğiniz yol hakkında kendinizi bir sorgulayın bakalım, mahalledeki değişimleri farketmiş misiniz?

Yıllardır aynı yerde ayakkabı boyayan amca orda mı, öldü mü, kaldı mı; her gün arabayla geçerken tümseklere küfrettiğin yolun kenarındaki ağaçlar çiçek açmış; onları gördün mü mesela?

Şuursuzca bakmışsın belki ama gözünle algılayıp kafanda ve ruhunda bir engram yaratmadığın için farkına varmamışsın. Bakmak gözün hareketi, görmekse şuurlu bir faaliyettir; yani bakmak bir eylemken görmek aslında fark etmektir!
Sokaktaki insanların yüzüne bak, mutlular mı sence? Mutlu insan maskenin ardında bile belli eder kendini, al bir gazete oku bakalım, aç haberleri izle memleket niye bu halde, insanlar neden bu kadar mutsuz, umutsuz lütfen bir düşün.

Bir kırmızı ışıkta mendil satmaya çalışan sabîye, bir lüks arabasını ondan koruyan zengin ergene bak.

Bir ömrü boyunca çalışmasının karşılığında alacağı üç kuruş maaşın kuyruğunda bekleyen yaşlı amcaya, bir de bankanın içindeki özel hizmet görüp çektiği paracıklarını saydıran ilkokul mezunu bile olmayan devrin adamı ağbiye bak.

Bir askere uğurladığı evladının şehit olduğu haberini alan annenin gözündeki yaşa; bir hiçbirinden şehit cenazesi çıkmayan yalılara bak.

Bir sokakta yalnız yürürken maske takmadın diye sana kesilen cezanın faturasına, bir ülkenin her yanından parti kongresi için kaldırılan otobüslerde maskesiz tıklım tıkış insanların görüntüsüne bak.
Bir gece gündüz ders çalışıp üniversite sınavına hazırlanan çocuğuna; bir de parasıyla yurtdışındaki üniversiteye gidip, pandemi diye katakulliyle oğlunun sabahladığı sınav için açılan kontenjana, parasıyla yerleştirilen çocuklara bak.

Bir aylardır anneni, babanı, seni tedavi etmek, yaşatmak için gece gündüz koşturan sağlık çalışanlarına, bir teknesinde verdiği partilerde pudra şekerini! savurarak yiyip içen ahlaksızlara bak.

Yahu bir bak, allah kitap ne senin umrundaysa onun aşkına bak!! Görüyorsun, görme engelli değilsin, gör artık gerçekleri.

Görme beyinde şekillenir sen de haklısın, 'biz okumadık, cahiliz' diye tevekkül ediyorsun ya; Allah'ın verdiği beynini kullan, her türlü hinliğe çalıştırdığın kafanı bir kez olanları sorgulamak için kullan.

Görme bak, bakma düşün, düşünüp geçme sorgula, adaleti 'gönül gözünle' görerek sağla. Kim haklıysa, iyiyse doğruysa onun yanında ol! Sana dokunmayan yılan bin yıl yaşarken sen görmeden gelip seni boğacak, işine geldiği şekliyle, devletin malını deniz olarak 'gören'ler bir gün mutlaka o denizde boğulacaklar, sen olanlara 'göz yumma!'.

Gözünü kapatıp görmemeyi seçtiğin tüm kötülükte, yolsuzlukta, cinayette, rüşvette, cenazede, adaletsizlikte senin de payın olduğunu ben 'görüyorum'.

Mevlana'ya bakmakla görmek arasındaki farkı sormuşlar: 'Senin baktığına herkes bakıyor ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sen'sin demiş.

İşte o fark 'sen' ol; vicdansız bakar-kör'lerden olma ki hep birlikte güzel günler görelim.

Editör: TE Bilisim