BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASINDAN BASINA VE KAMUOYUNA ZORUNLU AÇIKLAMA: "YARGI EMEKÇİLERİ KAPIKULU DEĞİLDİR VE İTİBARSIZLAŞTIRILAMAZ!"

BES MERKEZ YÖNETİM KURULU YAZILI BASIN AÇIKLAMASINDA; "Özellikle dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran bu salgın döneminde, büyük özveri ve fedakarlık göstererek işlerini yapan ve bu süreçte hastalanan, ancak toplumun daha çok mağduriyet yaşamaması için fedakarca çalışan yargı Emekçileri de, bu sürecin görünmeyen kahramanları olduğu bilinmelidir" dedi.

Büro Emekçileri Sendikasının konuyla ilgili açıklaması şu şekilde;

Bizler öteden beri yetki ve yetkiyi kullananın liyakatli olmasını savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Ki bu söylediklerimizin yetki alanımızda bulunan iş kollarında liyakat sahibi personelin iş görmesi ve kurumların bu ihtiyacı gören bir yerden, toplumun değişen ihtiyacı ve diğer gelişmeleri takip ederek uhdesinde bulunan her kademede ki çalışanların yetkinleşmesi için sürekli eğitim vermesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.  

Sorunların kalıcı olarak çözüme kavuşması için önerilerimizi sunduk.

Yetki alanımızda bulunan bütün iş kollarında etkin bir hizmetin verilmesi ve çalışan arkadaşlarımızın, çalıştıkları kurumlarla aidiyet bağının korunmasında, kurumların çalışanlara olumlu anlamda sunacakları katkıda sendikamızın söz ve karar sahibi olması gerektiği, ilgili kurum yetkilileri ile yapılan görüşmelerde sözlü ve yazılı olarak ifade edildiğini belirtmek isteriz. Bu temelde yakın zamanda Adalet Bakanlığı yetkilileri ile yapılan görüşmede adliye çalışanlarının sorunları ve bu sorunların kalıcı olarak çözüme kavuşması için önerilerimizi sunduk.

Adalet Bakan Yardımcısı ile yapılan görüşmede tarafımızca sunulan öneriler içinde Bakanlık bünyesinde yapılan sınavlarda mülakatın kaldırılması ve liyakat sistemine göre atamaların yapılması hususunu ifade ettik. Ancak bilinmelidir ki, Yargı Emekçilerinin sorunları bu ülkede yaşanan adalet ve hukukun içinde bulunduğu sorunlardan bağımsız ele alınamaz, alınmamalıdır.

Kuşkusuz ki, kurumların yaşadıkları sorunlar toplumun yaşadığı sorunlardan ayrı ele alınamaz. Demokratikleşmenin sağlanamadığı, hukuk devletinin rafa kaldırıldığı, hak ve özgürlüklerin yok edildiği, etkin bir adalet sisteminin olmadığı, milletvekilleri ve sendika temsilcileri başta olmak üzere muhalif tüm kesimlerin sabahın ilk ışıklarında çocuklarının gözleri önünde hukuksuzca gözaltına alındığı bir ülkede en çok yokluğu hissedilen ve artık acil karşılanması gereken ihtiyaç gecikmeksizin yeni bir Anayasa ile adil bir yargılama ve buna imkan tanıyan hukuk sistemidir. Yargının içinde bulunduğu bu keşmekeş durum kuşkusuz ki en çok Yargı Emekçilerini mağdur etmektedir. Özellikle dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran bu salgın döneminde, büyük özveri ve fedakarlık göstererek işlerini yapan ve bu süreçte hastalanan, ancak toplumun daha çok mağduriyet yaşamaması için fedakarca çalışan yargı Emekçileri de, bu sürecin görünmeyen kahramanları olduğu bilinmelidir.

Meslek onurlarının tartışma konusu yapıldığı

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, yetki alanımızda bulunan bütün kurumlarda, kurumların çalışanların alan bilgisini geliştirmek ve yetkin bir hizmet verilmesinde liyakat oluşturulmasının önemine bir kez değinirken, kurum çalışanların emeklerinin görmezden gelinmesi ve değersizleştirilmesinde kabul etmiyoruz.

Bir takım medya kuruluşlarında yürütülen tartışmalarda, tabiri caizse “..... gücü yetmeyen semerini dövermiş” misalinde olduğu gibi, yargının içinde bulunduğu devasa sorunları tartışmayı göze alamayanlar, goy goy yaparcasına devasa iş yükü ile baş etmeye çalışan Yarı Emekçilerini hedef göstermektedir. Bu ağır aksak işleyen adalet/adaletsizliklerin baş sorumluları Zabıt Katipleriymiş gibi gösterilerek, meslek onurlarının tartışma konusu yapıldığını üzülerek izlemekteyiz.

Bu haddini aşan tartışmalarda, bütün yargı çalışanlarının onuru zedelenmiş, özellikle yargı yükünün en önemli taşıyıcıları olan Zabit Katipleri bu tartışmalarda ağır mağduriyet yaşamışlardır.

Burada bir kez daha altını kalın çizgilerle çizmek isteriz ki, yargının içinde bulunduğu durumu Yargı Emekçileri yaratmadığı gibi, Zabit Katiplerinin de bu ağır aksak çalışan yargı sisteminde hiç bir sorumlulukları yoktur, olamazda. Yargının içinde bulunduğu durumun sorumlusunu arayanlara, sorumluları başka yerde aramalarını öneriyoruz.

Demokratikleşmenin sağlanması, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, etkin bir adalet sisteminin oluşturulması ve Yargı Emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük haklarının iyileştirilmesi için bugüne kadar yürüttüğümüz mücadeleyi Büro Emekçileri Sendikası olarak bundan sonra da yürütmeye devam ettireceğiz.

Bu temelde, Yarı Emekçilerine yapılan bu itibar suikastını kınıyor, başta ilgili yayın kuruluşu olmak üzere, ilgili herkesin Yargı Emekçilerine özür borcu olduğunu ifade ediyoruz.

Editör: TE Bilisim