Uzun bir süredir aranızda yoktum. Kendi köşeme çekilip, yeni normale uyum sağlamaya çalışıyordum demek isterdim fakat yoğun akademi temposu ve yetiştirilmesi gereken raporlar köşesindeydim.

Yeni normalden de kastım pandemi sonrası oluyor tabii ki. Halk tabiri bu ya “yeni normalde artık maskeliyiz”, e hani maskeler? Yeni normalde hani herkes hayatının, canlıların haklarının farkına varacaktı.

Hani dünyaya, kendimize daha iyi bakacaktık, ne oldu?

Aynı hızla geri döndük. Hem de varyasyonlarla.

Pandemi dönemindeki yaşanan kapanmalardan dolayı karbon emisyonundaki düşüş son yıllardaki en yüksek düşüş oranındayken 2021 yılında çoğu ülke tamamen açılmasından ötürü 2019’daki karbon emisyon oranımızı dünya çapında yükseltmiş bulunuyoruz yine! Üstelik sene daha bitmedi. Bunun çevre üzerindeki etkisi maalesef her gün daha da kötüye gidiyor. Petrol talepleri, sağlanamaması, alternatif enerji kaynağı arayışı derken yine en başa dönüp hep kriz kısmında kalıyoruz sanki.

Sahi elektrikli arabalara geçmeyi ne zaman düşünüyorsunuz?

Karbon emisyonu yüksek olan arabalara daha fazla vergi uygulamayı mesela hiç düşündünüz mü? Avrupa’nın çoğu ülkesinde yapılan bir uygulama bu. Hatta aşırı yüksek karbon emisyonu olan araçlara sigorta, seyrüsefer gibi yolda gitmesi için yasal gerekli olan evrakları vermeyi durdurdular. O tepelere santraller, sanayiler yaparken oralara şöyle 5 – 10 adette güneş paneli ya da rüzgâr paneli koyun mesela. Eminim daha verimli olacaktır. Eminim çünkü tecrübem var atıp tuttuğumu sanmayın.

Peki ya depolama sistemi diyeceksiniz, jel akülerden vazgeçerseniz verimli bir şeyler ortaya çıkacaktır. Günü kurtarmayı değil de artık uzun vadede yatırım yapmayı düşünün.

Son jenerasyonların en verimlisinin bu dönem olduğunu biliyor muydunuz?

Küresel ısınma, çevre problemleri, insan hakları, ayrımcılık, eşitsizlik gibi konular için kendi zamanlarından çok önce yaratılan bu problemler için seslerini çıkarıyorlar, hareket ediyorlar. Doğdular ve sistemi beğenmediler fakat daha öncekiler gibi sisteme ayak uydurmak yerine buna karşı çıktılar, çıkıyorlar. Gençler ve genç yetişkinler, aktivistler.

Sırf sokakta olarak da değil, bunu işi edinenlerde mühendisler, mimarlar, siyasetçiler, doktorlar ve daha bir sürü meslekle sistemi değiştirme çabasındalar. İşe bisikletle giderek mesela, ya da toplu taşımacılıkla, olmadı yürüyerek bugünkü karbon ayak izlerini azaltma çabalarındalar. Sırf kendi yaratmadıkları fakat çözmekle yükümlü oldukları çevre problemini biraz olsun azaltmak için. Yeni normal böyle bir şey olmalı bence.

Şu an ki nesilde herkes vejeteryan ya da vegan değil fakat buna rağmen bilinçli bir şekilde haftanın birkaç günü vejeteryan ya da vegan beslenip karbon ayak izlerini azaltıyorlar. Çevreye ve hayvanlara saygı gösteriyorlar yapabildikleri şekilde. Bu pandemiden önce de böyleydi halen daha öyle.

Yeni normalde de eski normaldeki gibi kimse maske takmıyor.

Varyasyonlu, daha da gelişmiş kuvvetli virüs varken dikkat etmemize hiç gerek yok değil mi? Türk toplumunun sarılma, kucaklaşma, öpüşme gibi bir alışkanlığı vardır kültürel ya da yöresel mi bilmiyorum yeni tanıştığımız kişilerle de hemen hop sarıldık yanaklar diye bir ritüel var. Yeni normalde aslında olmamasını beklerken hiçbir farklılık yok, kültürümüzden toplumumuzun özelliğinden vazgeçmiyoruz asla!

Yeni normalde değişen tek bir şey var sanırım oda interneti daha fazla kullanmamız. Teknoloji çağı derken çok ciddiymişler ve haklılarmış. E-öğrenim, e-işler, evden çalışmalar her şey artık yeni normalde. Laptopunuz varsa ya da tabletiniz her yerde işleyebilir ya da eğitim görebilirsiniz, her iş yeri ve her eğitim kurumu için olmasa da çoğu için geçerli.

Politik siyasi kaoslar da aynen devam tabii ki.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasından tutunda ülkeler arası siyasi durumlara kadar. Yeni normal eski normal fark etmeksizin ayni sistemde devam ediyoruz ders almadan. Halkı kandırmak, halktan çalmak, halkın ekonomisini batırmak, zengini zengin fakiri fakir yapmak; hep bunlar yeni normalde de devam etmekte. Hatta o kadar bir devam ediyor ki, artık bu kişiler kendi içlerinden olanlara dahil güvenmiyorlar.

Yeni normali, artık düzeldiğimiz dönemi görelim falan derken ayni mutlu olmayı beklerken yaptığımızı yapıyoruz sanki, ayni şeyleri! Ayni şeyleri tekrar tekrar yaparak yeni değişik bir şey bekliyoruz. Hiçbir şeyi değiştirmeden. Ders aldık diyoruz ama değiştirmiyoruz.

Editör: TE Bilisim