Gaziantep yöresine ait bir türkü var çok sevdiğim. ‘Bahçalarda Mor Meni ‘. Zaman türlü ifadeler eklemiş fakat en düşünülesi;

‘ Bahçalarda mor meni,

Verem ettin sen beni,

Ya sen İslam ol ahcik,

Ya ben olam Ermeni… ‘

Terörü, şiddeti, her türlü gaddarlığı düşününce Ermeni, Türk, Kürt, Arap saymadan bütün olabilmenin rüyasını kuruyor türküde sözcükler. Sen başka dinden olsan, ben başka… Ben biraz senden, sen biraz benden. yeter ki ayrılık olmasın.

Yaşananları düşündükçe elin bir yere varmıyor. Çaresizlikleri hesaplayamıyoruz. Gözyaşıyla uyuyor, gözyaşıyla uyanıyoruz. Acıya mağdur kaldı insanlık.

Göz önünde utanç halleri var. Almancada bir tanım var. ‘ Fremdschamen’ : başkası adına utanmak. Mine Kırıkkanat  ‘utanmasını bilmeyen bir başkasının yerine duyulan utanç ‘ diye derinleştirmiş. Utanç hallerini uzakta aramaya gerek yok. Siz ülkemize turist çekmek için yapılan utanç verici hali sindirebildiniz mi? Biz halk olarak biraz adımıza utandık… Bu sefer de acının başka bir haline maruz kaldık. Başka diyarlardaki istifaların onurunu hissettik.

Eğitim, halkın psikolojisi, işini kaybeden, intihar eden insanlarımız, dağılan ailelerin önemine karşı değersizleştirilen can. Ele yüze bulaştırmanın da zayıflığı ortamda hissettirip geri çekmeyle ortaya kondu. Aslında sorun baskıyı hisseden zihinlerin tepki vermeyişinde. Beklenen uyum, red ile yer değişince damga yiyor kişi. Bu da en büyük iç hastalık fikrimce.

Levent Veziroğlu  ‘Likya Işıklı Aşklar Ülkesi ‘kitabında güzel bir senkron yakalanmış. Der ki, ‘ Zeytin ağacı, Adem’in ektiği üç ağaçtan biriydi Filistin topraklarında. Şimdi ağlama duvarının arkasında dünyanın en çok bedel ödenmiş ve korkarım ödenmeye devam edilecek toprağında , Kutsal Zeytin Dağı olmuştu ilk ağacın dikildiği yer. Çelişkinin zirvesi, Antik Yunan’dan bu yana zeytin dalının, barışın simgesi olmasıydı.’

Auschwitz kampından sağ ayrılıp bizlere türlü yazımlarla o zamanı ulaştıran insanlar var. Viktor Frankl mesela. Kampta statü, meslek, inanç gözetilmediğini; herkesin benzer işgencelere maruz kaldığını dile getiriyor. İhtiyacımız olan şeyin insanı insan yapan özelliğin keşfedilmesinde olduğunu bir de…

Bir de zeytin dalı. O zaman ‘ Ya sen İslam ol ahcik, Ya ben olam Ermeni ‘ …

Editör: TE Bilisim