AMERİKA’DA BİR ADANALI: İRFAN MAVRUK

Ekran görüntüsü 2023-12-13 201448

Yüreğir ilçesinin özellikle Taşköprü’den Karataş’a, denize doğru uzanan yol boyundaki mahallelerinde kulaktan kulağa fısıltılarla efsaneleşen bir isim vardı. Bir efsane ki çocuğu, genci, yaşlısının dilinde çoğu zaman “deli” lakabıyla dolaşırdı.

“Onu elindeki malzemelerle maket uçak yapmış uçururken görmüşler… Hayır, hayır bir roket yapmış… Evindeki bazı parçaları bir araya getirip radyo yapmış mahalleliye dinletiyor… İrfan Mavruk ya gece ortalıkta kimseler yokken ya da evinden uzakta Ali Hocalı köyü yakınlarında deneyler, denemeler yapıyormuş.”

WhatsApp Görsel 2023-12-13 saat 18.11.50_7e207eb4

Yüreğir’in güney mahallelerinde yaşayan insanların çoğu bir biçimde tanıdık veya akrabaydı. Tam da bu nedenledir ki bir söylenti, bir söz ortaya çıktığında çabucak yayılıp başka başka haller alarak başta söylenen veya anlatılandan farklı bir cümleye dönüşebiliyordu.

İlk, orta ve lise öğrenimim sırasında soyadları Mavruk olan birçok sınıf arkadaşım olmuştu. Birçoğuyla da tanıdık veya komşuyduk. Biraz daha zorlasam Mavruk’lardan akrabalarımın da çıkacağını sanıyorum.

Evimiz, sokağımız ve mahallemizde ne zaman eğitim söz konusu olsa söz döner dolaşır İrfan Mavruk’a gelirdi: “Adam bildiğin filozof. Daha çocuk yaştayken evinde arıza yapan elektronik aletleri tamir ediyor...”

İrfan Mavruk’un doğup büyüdüğü mahallenin bir özelliği de İncirlik Amerikan Hava Üssü’ne yakın oluşuydu. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımdan anımsadığım kadarıyla buradan kalkan veya buraya inen uçakları, kalkışları ve inişleri sırasında daha yakından görürdük. O bitmek tükenmek bilmeyen uçak sesleri hâlâ kulağımdadır.

İncirlik Üssü’nde çalışmaya veya göreve gelen birçok Amerikalı bizim mahallelerde otururdu. Örneğin en büyük amcamın kiracılarından biri İncirlik’te çalışan bir Amerikalıydı. Amcalarım ve hatta bir dönem babam da İncirlik Hava Üssü’nde çalışmıştı.

Amcam oradan emekli olmanın avantajıyla olsa gerek, emekli olduktan sonra Amerika’ya yerleşmişti. İrfan Mavruk’un doğup büyüdüğü 1000 Sokak’tan birçok gencin günümüzde iş için Amerika’ya yerleştiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım.

Mahallelerimize yerleşen Amerikalılar Adanalılarla etkileşime girmişlerdi. Amerikalılar ülkemizin yıllar sonra tanışacağı elektronik aletleri, elektronik aksamları hatta komik gelecek belki kutu kola ve biraları bizlerle daha o yıllarda tanıştırmışlardı.

WhatsApp Görsel 2023-12-13 saat 18.11.50_f0b0af47

Bütün bunları bir araya getirip düşündüğümde, İrfan Mavruk ve sonrasında yetişen çocukların hayal dünyasının gelişiminde hem bunların hem uçakların hem de Amerikalılarla yapılan sohbetlerin payı olduğunu söyleyebilirim.

Çocukken bize garip gelmesine rağmen saflıkla inanırdık anlatılanlara ama büyüdükçe nedendir bilinmez inanmamaya başlamış, anlatılanların birer şehir efsanesi olduğunu düşünmüştük. Ne de olsa yaratıcı, sıra dışı düşünceleri olanlara “deli” yaftası iliştiren bir toplumda yetişmiştik!

Heyamola Yayınları’nın Kent Kitaplığı serisinde ben de doğduğum semti “Kalbimin Güney Yanı Yüreğir” adlı kitabımla anlatmaya çalışmıştım. Kitabı kaleme alırken çocukluğumda duyduğum İrfan Mavruk ismini yeniden araştırmaya başlamıştım. Duyduklarımın bir efsane değil gerçek olduğunu geç de olsa öğrenmiştim.

İlk Uzay Çalışmaları

 Bir kez daha anımsarsak ilk yapay uydunun 1957'de uzaya fırlatılmasından bu yana başta ABD ve Rusya olmak üzere ülkeler, uzay yarışına girmişlerdi. Bu bağlamda astronotlar göndererek ve istasyon kurarak uzay yarışında öne geçmek isteyen ülkeler, çalışmalarını genişletmek için birçok girişimde bulundu. Uzaya giden ilk insan, Sovyetler Birliği tarafından 12 Nisan 1961'de gönderilen Yuri Gagarin'di. Ay'a ilk ayak basan kişi ise 20 Temmuz 1969'da ABD'den Neil Armstrong olmuştu.

Radarsız Roketin Kâşifi

Ülkemizde “deli” lakabı alan, ABD'nin hakkında özel kanun çıkardığı dâhi İrfan Mavruk, radarsız roketin kâşifi olarak tarihteki yerini almıştı. Onunla aynı mahalleden olan CHP Adana Milletvekili Suphi Baykam’ın (Ressam Bedri Baykam’ın babası) girişimiyle dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in onayıyla ABD’ye yolladığı İrfan Mavruk, ülkesinde hak ettiği değeri göremeyen insanlardan yalnızca bir tanesiydi.

1941 yılında Yamaçlı - Güneşli Mahallesi’nde (Adana) doğmuştu. 17 yaşındayken yaptığı roketler nedeniyle Adana’da başı dertten kurtulmayan, birçok kez karakola çağrılan Erkek Sanat Enstitüsü öğrencisi İrfan Mavruk, hazırladığı projeleri kimseye kabul ettirememişti. Üstüne üstlük destek almak için başvurduğu Adana Elektrik Mühendisleri Odası, heyet eşliğinde dinlediği Mavruk’un projelerini imkânsız olarak değerlendirmişti.     

Dünya Lezzet Haritasına Adımızı Yazıyoruz: Bizon Burger, Yapay Zeka ile Sektörü Yeniden Tanımlıyor! Dünya Lezzet Haritasına Adımızı Yazıyoruz: Bizon Burger, Yapay Zeka ile Sektörü Yeniden Tanımlıyor!

Hayallerinin Peşinden Koşuyordu

1959 yılında Elektrik Mühendisleri Odası’nın dergisinde yayımlanan bir makalede Mavruk’un projeleriyle ilgili şu görüşler yer alıyordu: “İrfan Mavruk’un elinde dolaştırdığı füze projesi meraklı bir çocuğun çizdiği karmaşık birtakım şekillerden ibaret olup, teknik bir makine resmiyle herhangi bir alakası yoktur. Verilen izahattan anlaşıldığına göre İrfan Mavruk, maalesef geniş fantezisiyle mevcut olmayan şeyleri olmuş gibi göstermekte ve hiçbir hesaba dayanmayan birtakım iddialar ileri sürmektedir.”

Ağabeyi Abit Mavruk, İrfan’ı şöyle anlatıyordu: “Bir gün okulda atom dersi işlenirken sınıfta anlattıkları kendisine ABD’nin kapısını açmıştı. Anlattıkları üzerine öğretmen idareye haber vermiş, konu valiye kadar gitmişti. Bunun üzerine ABD mühendisleri okula gelmiş, İrfan’a tepkili motorları sormuş, ondan izahat almışlardı. Amerikalı mühendisler, ‘Bunda bir fevkaladelik var’ diyerek girişimde bulunmuşlardı.”

“Harika Çocuk” Devlet Fonuyla ABD'ye Gitti

Olumsuz eleştirilere ve kimsenin inanmamasına aldırmadan mücadelesini sürdüren İrfan Mavruk, aynı mahallede oturduğu dönemin CHP Adana Milletvekili Suphi Baykam aracılığıyla dönemin başbakanı Adnan Menderes’le tanıştı. Başbakan’a roket projelerini anlatarak ikna eden Mavruk, devlet desteğiyle ABD’deki Columbia Üniversitesi’ne okuması için gönderildi.

1959 yılında New York’un yolunu tutan Mavruk’u ABD’liler teste tabi tutup Colombia Üniversitesi’ne kaydederler. Houston’da bir nükleer araştırma merkezinde çalışmaya başlayan Mavruk’un çalıştığı merkezde hidrojen bombasını icat eden bilim insanı da görevlidir. Mavruk, ailesine yazdığı mektuplarda, atom bataryası geliştirdiklerinden ve füzelerin uzaya çıktıklarında patladığından ve bunun nedenleri ve çözüm yolları üzerine çalışmalar yürüttüğünden bahseder. Mavruk, NASA’da Apollo Projesi’nde görev alır, uzaydaki atom yükünü ölçen bir cihaz da geliştirir. Özellikle yerden kumanda edilmeye gerek kalmayan roketler konusunda çalışmalar yürütür.

Amerika'da Hakkında Özel Kanun Çıktı

Türkiye’de 16 Şubat 1965 tarihli bazı gazetelerde İrfan Mavruk’la ilgili geniş haberler yer alır: “Amerikalıların üstüne titrediği harika çocuk: İrfan Mavruk” ve “Hakkında özel kanun çıktı, gizli polis de onu koruyor” üst başlıkları altında.., “25 yaşındaki bir Türk genci feza ilmine ışık tutuyor” alt başlığıyla verilen haberde, “İrfan Mavruk tarafından yapılan ve radarsız olarak uzaya fırlatılan roket büyük bir başarı sağladı” deniliyordu.

İrfan Mavruk’un yaptığı evlilikten 3 kızı olur. Ailesinden birçok kişinin ABD’ye yerleşerek iş sahibi olması için de mücadele verir. 69 yaşında, 5 Ağustos 2010’da emekliliğini yaşadığı New York’ta geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Mavruk, Yüreğir (Adana) Ali Hocalı köyündeki mezarlıkta toprağa verilir.

İrfan Mavruk Adı Yaşatılmalıdır

Adana’da İrfan Mavruk adına bir eser varsa ve bilmiyorsam benim eksikliğim olsun ama düşünüyorum da Adana Milli Eğitim Müdürlüğü neden Bilim Sanat Merkezi’nin veya onun doğup büyüdüğü mahallede bir okulun adını İrfan Mavruk koymaz!.. Bir görev de Yüreğir Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi’ne de düşmektedir. Bu belediyelerden de beklentim İrfan Mavruk adını taşıyan bir merkez ya da bir cadde adı… Neden olmasın!.. Elbette bu da yetmez. İrfan Mavruk gibi çocukların, gençlerin yetişeceği bilim merkezleri kurmak da gerekir.

Bir başlangıç olarak önerim ve çağrım, 2024 yılında Adana’da düzenlenmesi planlanan Uzay, Havacılık ve Teknoloji Festivali’nin (TEKNOFES) İrfan Mavruk’a adanması, onun adıyla yapılmasıdır. Belki böylece bir dönem onu “deli” diye uzak diyarlara göndermiş olmamızı bir nebze olsun telafi ederiz.

Güney Özkılınç

Editör: Haber Merkezi