Mardin Derik’te Şahmaran Kadın Platformu “Kız Çocuklarının Yaşamlarını Karartan Her Türden Şiddeti" kınayan ve yetkilileri göreve çağıran basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamaya KESK MYK üyeleri Sema Pınar ve Döne Gevher ile Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım katıldı.

Şahmaran Kadın Platformu açıklamada şu ifadelre yerverildi.

Bugün, burada, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türden şiddetin kat be kat arttığı koşullarda Mardin Şahmaran Kadın Platformu öncülüğünde toplandık. Her gün, sayısı giderek artan kadın cinayetlerinin,  kız çocuklarının şüpheli ölümlerinin, taciz, istismar ve cinsel saldırı suçlarının haberini alıyoruz. Kadınların özgürlüğünden taviz vermemeyi ilke edinen,  kadın ve kız çocuklarının yaşamı üzerindeki eril devlet tecridine karşı, insan haklarına sahip çıkan yurttaşlar olarak Derik’te sözümüzü söylemeye, sesimizi yükseltmeye geldik.

Mardin2

Biliyoruz ki yerel halkın iradesine ket vurulan Derik ilçemiz ve onunla benzer kaderi yaşamaya zorlanan her yerde, kadınların ve kız çocuklarının yaşamı daha fazla tehdit altındadır. Halkın iradesi ile seçilen yerel yönetimlerin yerine kayyumların atandığı yerellerde, eşitlikçi yaşamı inşa etmek amacıyla kurulan tüm kadın kurumlarının içinin boşaltıldığı bir süreci yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz.

Bölgemizde sürdürülen bu sistematik saldırıların ülke genelinde yürütülen kadın düşmanı politikalardan bağımsız olmadığının altını bir kez daha çiziyoruz.

6284 sayılı yasayı uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilen, canileri cezasızlık yaklaşımı ile ödüllendiren, kadın düşmanı zihniyeti eğitim politikaları ile yaygınlaştıran erkek devletin kadın ve kız çocuklarının savunmasız bırakıldığı bir toplum inşa etmeye çalıştığını, yıkıcı sonuçları ile Derik özelinde de görüyoruz. Bugün, Özel Savaş politikaları ile uygulamaya konulan bu yoz yaşama karşı direncimizi ortaya koymak için bir araya geldik. Çocukların yaşamına sahip çıkmak için bir araya geldik.

 Değerli Yurttaşlar, basına da yansıdığı üzere Derik’te geçtiğimiz ay lise çağında bir kız çocuğu, okul çıkışı kaçırılmış ve bulunamadığı 20 günü aşkın süre boyunca işkenceye, istismara maruz kalmıştır. Çocuğun kaçırıldığını öğrenen Platformumuz bileşeni Eğitim Sen üyesi öğretmenler, olayın peşini bırakmamış, duyarlı tüm kesimlere açık çağrıda bulunmuşlardır. Öğretmenlerin öncülüğünde kadın örgütlerinin ve platformumuzun sürece müdahil olması ile kolluk güçleri ağırdan aldıkları arama çalışmalarını hızlandırmıştır. Buna rağmen mağdur çocuk, olayın basına ve kamuoyuna duyurulması ile ortaya çıkmıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın örgütlerinin olayın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceğini fark ettiğinde sürece dâhil olmuştur. 20 günlük süre boyunca ilgili devlet kurumlarının eli kolu bağlı beklemesi ihmal değil de nedir? Derik gibi küçük bir ilçede kaçırılan bir çocuğun bu kadar uzun süre bulunamaması akıllara, bu vahşete göz yumulduğunu getirmektedir. Çocuğun yaşamı, eril zihniyetin toplumsal aygıtları aracılığıyla pazarlığa konu olmuş, bu çirkin sürece dur denilmemiştir. Üstelik biz kadınları “Artık susmayacağız!” demeye iten sebepler yaşanan bu son vahşetle sınırlı değildir. Geçtiğimiz yıllarda, Diyarbakır Barosu Çocuk Merkezi tarafından takip edilen, uyuşturucu etkisinde yüzü aşkın çocuğun istismara maruz kaldığını gösteren video skandalının üstü, ailelere yönelik baskılar sonucu kapatılmıştır. Uyuşturucu ve cinsel istismarın sistematik şekilde yaygınlaştırıldığı süreçte, dönemin Derik kayyumu, halkın artan tepkisi karşısında sessiz kalamamış, göstermelik bir toplantı düzenlemiştir. Düzenlenen toplantıya,  kamuoyunda N. Ç. davası olarak bilinen davanın hükümlüsü “akîl insan” sıfatıyla davet edilmiştir. Yurttaşların vicdanını yaralayan bu durum, bölgede yürütülen özel savaş politikalarının kanıtıdır.

Son yıllarda, Derik dâhil olmak üzere, özel savaş politikalarının yürütüldüğü bölge kentlerinde yerel devlet idarelerinde ve özellikle eğitim öğretim kurumlarında gerici odaklara üst düzey görevler verilmiştir. Ülke genelinde yürütülen kadın düşmanı, ayrımcı politikalara paralel olan bu saldırı yöntemleriyle; halklara, kadınların kamusal alandan uzaklaştırıldığı, kız çocuklarının okullaşma oranlarında çarpıcı düşüşün yaşandığı, yaşı büyütülerek evlendirilen kız çocuklarının sayısında artış ve şüpheli çocuk intiharı vakalarının arkasının kesilmediği bir “yok oluş” dayatılmıştır.  Tüm uyarılara karşın 4+4+4 sistemini getirerek kız çocuklarının eğitim öğretimden el çektirildiği, çocuk yaşta evliliklerin meşrulaştırıldığı zemini yaratan Milli Eğitim Bakanlığına ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne soruyoruz, özellikle Derik’te kız çocuklarının yaşamının karartılmasında pay sahibi olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Bir çocuğun okul önünden kaçırılması karşısında suskun kalmanızın sebebi nedir? Derik’te özellikle kadın öğretmenlere uygulanan mobbing ile kız çocuklarına, öğrencilere yaşatılan bu vahşet arasındaki paralelliği açıklayabilecek misiniz? Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Derik dâhil olmak üzere yaşı büyütülerek, aile zoruyla evlendirilen kız çocukları ile ilgili şimdiye kadar neler yapmıştır? Yanı sıra İlgili tüm mercilerinin yanıtlaması istemiyle soruyoruz;

Doç. Dr. Gülçin Taşkıran:  “Kadınların yüzde 30,8’i kayıt dışı istihdam ediliyor” Doç. Dr. Gülçin Taşkıran:  “Kadınların yüzde 30,8’i kayıt dışı istihdam ediliyor”

Yaşanan son kaçırılma ve işkence vakasında, çocuğun yaşamı ve korunmasından sorumlu her bir fert ve kurumun hesap vermesini sağlayabilecek misiniz? Yoksa önceki olaylarda olduğu gibi göstermelik bir yargı sürecinin ardından yaşananların unutulması yönünde mi çalışacaksınız? Bir soru daha kadınların ve çocukların yaşamını cehenneme çevirerek inşa etmeye çalıştığınız vahşet toplumun inşasına Derik’ten mi başladınız?

Şahmaran Kadın Platformu ve platformun tüm bileşenleri olarak bu sorulara gerçek yanıtlar verilene kadar meselenin peşini bırakmayacağız. Sadece Derik’te değil, kadın ve çocuklara karşı işlenen suçları sistematik hâle getiren zihniyete, cezasızlık politikalarına, tacizi tecavüzü meşrulaştıran erkek yargı kararlarına karşı direnmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar örgütlü gücümüzü büyüterek yaydığınız karanlığın önünde durmaya devam edeceğiz.

Eşit ve özgür bir yaşam için;

Yaşasın Kadın Mücadelesi;

JİN, JİYAN, AZADÎ

Editör: Haber Merkezi